Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Seçim sonrası Kürt hareketi ne olur?

12 Mayıs 2015 Salı

Büyükada’da tanıdık bir adalı CHP’li seçmen geldi ve “Orhan Bey, HDP’ye bir kez oy vereceğim” dedi. Muktedir Beyefendiye büyük nefretten dolayı CHP böyle bir durum yaşıyor; 2011 seçimlerinde de aman MHP Meclis dışı kalmasın diye CHP’liler acil durum alarmına geçmişlerdi.
Burada sorun, daha önce de bir yöneticiden aktardığım gibi, CHP’nin tepesi ile seçmeni arasındaki bağların gevşek olması. Veya başka bir açıdan: CHP’li bir kısım seçmenin, duruma göre oyunu sık sık ödünç vermeye hazır olması.
Seçimleri etkileyen düşünce ve mekanizmalar o kadar farklı! Yüzde 10 barajı ve sürekli olarak seçmenin “büyük tehlike”ye karşı zırhlanma ihtiyacı, insana ve kurumlara bir türlü kendisi olma olanağı tanımıyor.
Murat Sarı’nın yönettiği Konsensus şirketinin son anket çalışmalarının sonuçlarını izlerken, (AKP yüzde 43.8, CHP 26.7, MHP 15.6, HDP 9.7) bunları düşündüm. Bugünkü aşamada CHP’nin oyu 2011’de de bugün de en azından anketlerde yüzde 30 gerçekleşebilirdi... Aman oylar bölünmesin tartışmaları da seçmeni ödünç seçmen durumuna düşürebiliyor ve bundan daha küçük partiler de zarar görebiliyor.

AKP her bakımdan tehlike sınırlarında
HDP yüzde 10’u aşarsa AKP’nin yüzde 43.8 ile bile tek başına hükümeti kurma olasılığı tehlikededir (277 milletvekili). Baraja takılırsa, bir anayasayı referanduma götürme olasılığı, alt sınırda bile olsa (331), ortaya çıkıyor. Şüphesiz bunlar, yüzde 2.5’e yakın yanılma paylarını da hesap edersek, sandıklar açılınca yüzdelerde kaymaları göreceğiz. Ama HDP baraja takılsa bile, AKP’nin anayasayı referanduma götürmesi mümkün olamayabiliyor.

HDP, bu seçimlerin sürpriz partisidir. Partinin baraji aşacağını beklemek gerekir.
Konsensus, anket sonuçlarını değerlendirirken, “Aralık 2014’ten bu yana en önemli değişiklik”, AKP’nin Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’da sırasıyla 7 ve 8 puan düşmesi, MHP’nin “Orta Kesit”te (Karadeniz’den Akdeniz’e) 6 puan artması diyor.
Daha önce bu köşede şunu yazmıştım: Evet millet borçlu, ama borçlu olmaktan, borçlanabilmekten şikâyetçi değil.
Kütahya’da nakliyecilik yapan Kütahyalı ve oğlu ile sohbet ederken, AKP döneminin belirleyici özelliği olarak yollardan söz açtı.
Tabii dedim, senin işin TIR sürmek! Yanıtı: Hayır o kadar değil, TIR sahibi oldum, oğlum da ev sahibi... Çünkü 10 yıl önce bankalardan bu kadar borç parayı asla çekemezdim. Şimdi borcumuz var, ama sağ olsun buradaki seramik fabrikaları iş veriyor, ödeyebiliyoruz...

AKP, HDP ile koalisyona cesaret edemez
Ben seçim sonrası süreçte, AKP’nin Başkanlık Anayasası yapma ve halka kabul ettirme olasılığını çok çok az görüyorum. Türkiye’yi böyle bir belayı savuşturacak güçte görüyorum. AKP’li seçmenlerin bile önemli bir toplam olarak karşı olduklarına göre.

Seçim sonrası bir AKP iktidarı gerçekleşirse, zayıf bir hükümet olacaktır.
AKPMHP koalisyonu gerçekleşirse, RTE’nin kenarda tutulması en büyük olasılıktır. Başkanlık anayasası olasılığı bu durumda bile sıfırdır.
Bu durumlarda, bir erken seçimin gündeme gelme olasılığı artacaktır.
RTE’nin, Meclis’e girerse HDP ile koalisyon olasılığını çok çok zayıf görüyorum.
Sorun HDP’den değil, AKP’den kaynaklanacak.
HDP ile koalisyon, AKP’nin seçmen tabanını hızla eritecek bir etki yapar. RTE’nin bunu düşünmediğini sanmayın. Yoksa HDP AKP ile bir koalisyona ve anayasayı değiştirmeye hazırdır.

PKK’nin silahlı vesayeti zayıflayacak 
Bence, HDP’nin Meclis’e girmesi, Kürt Hareketi’nin “sertliğini” yumuşatacak ve daha normalleştirecek bir etkiye yol açacaktır.

Dahası, PKK’nin siyaset üzerindeki silahlı vesayet gücü de zayıflayacaktır.
Kürt Silahlı ve Siyasi Hareketi’nin, silah dayatarak, siyasi amaçlar elde edemeyeceği bir dönem başlamasını arzuluyorum. Gelişmeler bu yönde olacaktır. PKK’yi, Kürt ayrılıkçılığının kozu yapmaktan kaçınmalı. PKK’nin de Türkiye’nin bütünlüğü içinde doğal, normal ve tüm Türkiye için siyaset yapacağı günlere varınca, hepimiz Türkiye için çalışacağız. 
Valla Büyükada’dan Vanlı Kürt arkadaşlarım da böyle diyor: Bu vatan hepimizin ve hepimize yeter, artık silahlar susmalı. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları