Hikmet Çetinkaya

F. Gülen Yargıya Emir Verdi mi?..

29 Nisan 2015 Çarşamba

Bir ülkede demokrasinin, hak ve özgürlüklerin varlığı yargının bağımsız olmasından geçer...
Devlet düzeninin yapısı böyle kurulur...
Peki, Türkiye’de yargı bağımsız mı, hukuk düzeni var mı, hukukun üstünlüğü kavramı yerli yerinde mi?
Türkiye’de çıkarılan antidemokratik yasaları demokrasi ve özgürlük olarak belleklere yerleştirmek isteyen bir siyasal iktidar var bugün!
Hukukun üstünlüğü ilkesi, evrensel hukuk çiğneniyor göz göre göre.
Bir dönem iktidarla birlikte iş tutan Cemaat yani Fethullahçılar, “terör örgütü” olarak görülüyor, başta yargı olmak üzere her kurum üzerinde Fethullah Gülen’in parmağı olduğu öne sürülüyor.
Fethullah Gülen’in devlet içinde nasıl örgütlendiğini, askeri liselere, polis kolejlerine, akademilerine, yargıya nasıl sızdığını, zeki ve çalışkan öğrencilerin “ışık evleri”nde nasıl eğitildiğini yıllar önce yazdım.
Bugün Gülen Cemaati’ne “paralel yapı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, o günlerde henüz büyükşehir belediye başkanı değildi.
Yıllar çabuk geçti, Fethullahçılar devlet içinde güçlü konuma geldiler; polis, yargı, TSK, eğitim gibi önemli kurumlarda örgütlendiler.
2002’de AKP’nin tek başına iktidar olmasından sonra devlet içinde söz sahibi oldular...
Şimdilerde “paralel yapı” diye kalem oynatanlar, 3-4 yıl önce Fethullah Gülen’le beş-on dakika görüşebilmek için Pensilvanya’daki çiftliğinin güvenliğinde yatıp kalkıyorlardı...

***

Üç-dört yıl önceye değin iktidarla Fethullahçılar kardeşti. Askeri vesayete karşı aynı yolda yürürken ıslanmışlardı.
Bir anda ipler koptu!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hemen devreye girdi; birlikteliği, kardeşliği sürdürmek için Pensilvanya’ya gidip geldi ama kavga büyüdü.
Dönemin başbakanı Erdoğan, Rusya’dan dönerken uçakta gazetecilere şöyle dedi:
Cemaat ne istedi de vermedik!
Tarih 24 Kasım 2013...
Dershane kavgası başlamış ancak yolsuzluk dosyaları yani 17/25 Aralık bombası patlamamıştı...
Gerçekten yargıda, poliste, eğitimde ne istedilerse vermişlerdi...
Üstelik Cemil Çiçek’i Adalet Bakanlığı koltuğundan indirecek kadar güçlüydüler daha önceleri.
Dört gündür, yaşananlara bakınca geçmişi anımsadım...
Güç savaş”ı bugün yargıya taşındı...
Çağlayan Adliye Sarayı’nda yaşananlar, hukukun üstünlüğü ilkesinin çiğnenmesi, bir çıkar savaşının Türkiye’yi nereden nereye getirdiğinin en somut örneği...

***

Bugün Fethullahçı yapılanmayı “terör örgütü” olarak açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan’a, yanıt vermeyeceklerini bildiğim halde yine de soruyorum:
Siz, iktidarınızda paralel bir yapıyı terör örgütü olarak suçlarken, hastane koridorunda can veren Kuddusi Okkırve intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatarı anımsıyor musunuz? Yine siz Erdoğan ve Davutoğlu, devlet içinde örgütlenen Fethullahçı savcıların, yargıçların, polis müdürlerinin sizi kandırdığını, bu yüzden pek çok masum insanın canını yaktığınızı düşünüyor musunuz?

***

AKP’yle Cemaatin tahliye kavgası, Çağlayan Adalet Sarayı’nda güç savaşı, Türkiye’de yargı bağımsızlığının ne hale düştüğünü gösteriyor...
Sözünü ettiğim iktidarla paralel olan bir yapı ve hukuk skandalı...
Yargıyı siyasallaştırmak, iş tuttuğun “paralel yapıyı” terör örgütü olarak topluma kabul ettirmek.
Paralel yapı terör örgütü demek!
O zaman şu soruyu sorma hakkı doğar:
Ne istedilerse verdiğinize göre, siz de o terör örgütüyle birlikte olmuşsunuz; bir bakıma terör örgütüne yardım ve yataklık etmiş olmuyor musunuz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları