Hikmet Çetinkaya

Yiye Yiye Doymadınız!..

22 Nisan 2015 Çarşamba

Gerçek suçluları, tetikçileri, katilleri yakalayıp bu ülkeyi kan gölüne çeviren devlet içinde örgütlü çeteleri cezalandıramayanlar...
Birlikten bütünlükten söz edip demokrasi, temel hak ve özgürlükleri savunur gibi görünüp provokasyonların, faili meçhullerin üzerini örtenler...
Demokrasiyi salt sandık sanıp yetim hakkını yiyenler, köşeyi dönenler, devletin olanaklarını yandaşları için kullananlar...
İç ve dış odaklı oyunları tezgâhlayanlar, çocuklarımızı zindanlarda çürütenler, anayasal ve yasal haklarını kullanıp alanlara çıkanları terörist olarak yaftalayanlar...
Toplumun yaşamını yangın yerine çevirip ateş topuyla oynamayı sevenler!
Evet sizler!
Gece yatağa girdiğinizde rahat uyuyabiliyor musunuz?
Tarihimizi kirlettiniz...
Baskıyı, gözdağını gün gün artırdınız... 
Tümlüğümüzü ortadan kaldırdınız. 
Yüreğimizi yaktınız, canımızı acıttınız
Tüm tarihin ve yaşadığımız günlerin acılarını siz yarattınız... 
Ayrı ayrı çağın insanları olmak istemiyorduk biz. Hayata dair özlemlerimiz, umutlarımız vardı. Hepsini çalıp götürdünüz. 
Eşitsiz bir gelişme işinize geliyor, sizin ayakta kalmanızı sağlıyordu. 
Hoyrattınız, acımasızdınız! 
Oysa dünya değişiyor, insanlar gün geçtikçe eşitleniyordu... 
Yeryüzünde binlerce yıl süren kölelik kurumu hiç değişmeyecek sanıyordunuz... 

***

Yağmurlar dindi, bahar geldi, ilkyaz çiçekleri açtı memleketimin dört bir yanında...
Türkülerimiz, şarkılarımız, şiirlerimiz sevda üzerine...
Sen ise nefretle besleniyorsun, kin ve intikam duygularıyla yol alıyorsun...
Bilmiyorsun, köleliğin kurumsallaşmaya başlamasından bu yana neler olup bittiğini...
Bilgin yok, birikimin yok işte, ben ne diyeyim...
Kör milliyetçiliğin döngüsünde emeğe düşmansın, insana düşman, çocuklara, kadınlara düşman...
Sen, köleleştirilmiş bir toplum istiyorsun, hayallerini gerçekleştirmek için...
Sana bir soru o zaman:
“Tarih kölelerin özgürleştirilme-si sürecinden başka nedir ki?”
Bu bir mücadele, savaş sürecidir!
Zaman saati işliyor her şeye karşın...
Eski Yunan şairi Teognis şu dizelerini neden yazmış bilinmiyor:
“Ne soğandan gül çıkar
Ne köleden özgür insan...”
Soğandan gül çıkmayacak orası tamam da, kölelerin özgürleşme süreci, tüm baskılara karşın uzun bir yolda devam edecek.
Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti, derin milliyetçilere, din bezirgânlarına, faşistlere, sahte Atatürkçülere, Kemalistlere inat, çağdaş uygarlık düzeyine erişip köleliğin zincirlerini kıracak.

***

Yaşanan süreç, sömürü düzeni, köleleştirme, emperyalizm...
Din sarmalında yaşayan toplumlar, kanlı mezhep çatışmaları...
Geçmişten geleceğe doğru insanlığın gelişmesi, insanlığın değişimi, “daha az sömürüye karşı daha çok özgürlük” arayışı...
Doğruyla yanlış, akıl ve hırs!
Acının duyarlığı uçup gider, aklın gücü egemenleştikçe; savaşımın güdüsü tüm benliğini sarıp bencilliği dağılınca...
Toplumun her kesiminde bencilliğin ve akılsızlıkların izlerini görürüz, o egemenlerin hırsın bataklığında nasıl çırpınıp durduklarına tanık oluruz.
Bugünlerde yüreğimizde bir korku var hepimizin...
Seçimler yaklaştıkça kaygılarımız artacak...
Çünkü yeni algı yönetimi, yeni kurgular, provokasyonlu sabahlar olabilir.
O sert açıklamalar, buyruklar, emrindeki iletişim kanalları...
Medya patronları sinmiş, yargı şaşkın, üniversiteler suskun!
Hani tetikçileri bulacaktı bu ülkeyi yönetenler, hani faili meçhulleri aydınlatacaklardı, demokrasimizin önünü kesenleri ortaya çıkaracaklardı...
Ne masallar dinledik gülüm ne masallar...
Dinlemeye devam mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları