Hikmet Çetinkaya

Yav Sen Hele Bir Sussana!..

16 Nisan 2015 Perşembe

Birileri gözlerimize baka baka gerçekleri söylemiyor, kanlı çatışmayı saptırıyor, toplumu ayrıştırmak için elinden geleni yapıyor...
Birileri bundan siyasal olarak yararlanmak istiyor açık açık!
Birilerinin doğru söylememesi, insanların kafalarının karışması “derin bir kuşku” yaratırken, aklımıza şu soruyu getirdi Ağrı’daki operasyonun hemen ardından:
“Bu kanlı çatışma, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlere yönelik bir provokasyon mu yoksa PKK saldırısı mı?”
Ağrı’nın Diyadin ilçesinin Yukarıtütek köyünde dört askerimizin yaralandığı operasyon dört-beş gündür tartışılıyor. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, olayın çatışma olmadığını, bir “kurgu operasyonu” yapıldığını öne sürüyor.
Demirtaş’ın dediği şu:
“Bu operasyon sırasında 15 asker ölüme terk edildi.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Demirtaş’ın bu savına “Selahattin Demirtaş yalan söylüyor” diye karşı çıkıyor.
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski İçişleri Bakanı (AKP milletvekili adayı) Efkan Ala da Davutoğlu gibi Demirtaş’a sert yanıt veriyor.
Yurttaş kime inansın?
Bu sırada askerlerin görüntüleri ortaya çıkıyor, yörede yaşayanlar çatışma sırasında askerlere kalkan oluyor...
Derken efendim, Türk Silahlı Kuvvetleri açıklama yapıyor:
“Yurttaşlarımızın yaralı askerlere yardım etmesinden ötürü teşekkürlerimizi iletiriz...”

***

Kürtler savaş değil barış istiyor!
30 yılda binlerce insanımızı kaybettik ama hâlâ ölümlere doymadık...
Bir tuzak kuruluyor, Ağrı Valisi kanlı çatışmanın olduğu bölgeye asker gönderiyor. Asker kendi başına Diyadin’e gitmiyor...
Askeri öne sürerek bir çatışma çıkarmak, kan gölünden oy devşirmek kimin işine yarar?
Iktidar partisinin!
Çatışmalar sürecek, çocuklarımız ölecek, birileri kazanacak!
Ölenler bu topraklarda yaşayan yoksul halkların çocukları...
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Süryani, Ermeni, Rum, Boşnak, Abaza...
Ayakta kalabilmek için,
Göcek koylarını yağmalamak
için birbirimizi kırdırmak istiyor birileri...
Bunu Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden yapıyor; Diyadin’de olay olduğu ve oraya askerin gitmesi gerektiği söyleniyor valilik tarafından.
İki gün yaralı askerlerin görüntüsü, yörede yaşayan Kürtlerin o Mehmetlere karşı kendilerini siper ettikleri saklandı.
Neden ve niçin?
Hükümet bu soruya yanıt vermelidir...
Yaralı askerleri siviller kurtardı, görüntülerden izledik.
O bölgede PKK’nin dağ kadrosunun bulunduğu yeni mi öğrenildi?
Devlet biliyordu ve iki yıldan bu yana hiç askeri operasyon yapılmamıştı...
O zaman bu operasyon niye yapıldı?
Silaha, baskıya dayalı varlığını sürdürme içgüdüsü bu!
Devlet Bahçeli, olayın ayrıntılarını verirken haklıydı. Bahçeli “Mehmetçiğin kanıyla siyaset yapanlar, bunun hesabını veremez” diyor...

***

İki yıldır çatışmanın çıkmadığı, silah seslerinin duyulmadığı bir yörede birdenbire ortalık kan gölüne dönüşmüştü...
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Bahçeli’ye, Deniz Baykal’a dek farklı görüşlerde olan pek çok siyasetçi şaşkındı.
Adaletin, hukukun, temel hak ve özgürlüklerin olmadığı toplumlarda siyaset oyunu kimi zaman ters teper...
Bunun hesabı bir hukuk devletinde elbet sorulur...
Bayram değil seyran değil, arkadaş bu ne iştir!
Unutmayın “derin kuşku”nun içinde derin yapılanma olur... Derin devlet derin PKK’yi yaratır...
Kan gölünden beslenenler bu işi iyi bilir...
Ben, 23 yıl önce hazırlanan “Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu”nun kitapçığına bir göz atayım, “makul şüphe” yerine “derin şüphe” üzerinden öldürülenlere bir bakayım...
Hele bir sus yav sen, konuşmayıp sussana; uslu uslu otursana!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları