Hikmet Çetinkaya

Padişahın Dalkavuğu!..

14 Nisan 2015 Salı

Seçim sürecine algı yöntemini kullanarak giren Erdoğan-Davutoğlu ikilisi, başkanlık sistemine doğru koşuyorlar...
Bilinen bir gerçeği sık sık yazmak istemiyorum...
7 Haziran seçimlerini, anayasamıza göre “tarafsız” olması gereken Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış törenlerinde, toplantılarda bilinen konuşmalarını yaparak çok önceden başlatmıştı.
Şimdi birileri bize bir hedef gösteriyor siyasetin algı yöntemi karmaşası içinde:
“Cambaza bak cambaza!”
RTE’nin AKP içindeki etkinliğinin Başbakan Davutoğlu’ndan daha fazla olduğu söylenirken, korkulan oluyor; Ağrı’da PKK’yle çatışma çıkıyor; çatışmada beş PKK’li ölürken dördü asker, altı kişi yaralanıyordu.
Günlerdir, Güneydoğu’da 7 Haziran seçimleri öncesi bir “provokasyonun” olup olmayacağı yazılıp çizilmiyor muydu?
Kimilerine göre, bölgede bir kışkırtma olacak, çok can yanacaktı... Kimilerine göre barış havası gelmiş, mayınlı vadilerde çiçekler açmıştı.
Sandık ki Ahmed Arif’in dizeleri gerçekleşmiş:
“Dağlarına bahar gelmiş memleketimin!”
Yanılmışız...
Sevgisiz, kana doymayan, ölümlere alışmış bir toplumduk!
Beklenen oldu ve kanlı bir cumartesi yaşadık geçen hafta Ağrı’da.
7 Haziran seçimleri öncesi kimin işine yarardı bu acı?
Elbet AKP’nin işine yarayacaktı...
Güneydoğu’da iki güçlü parti vardı: AKP ve HDP...
HDP’nin bağımsız adaylarla değil, parti olarak seçimlere girmesi, yüzde 10 barajını aşma olasılığının yüksek olması, siyaset cambazlarını tedirgin mi etmişti?

***

Hayatımızın derinliğinde hep acı, hüzün vardı bizim. Kuşku var, kandırma var. Umutlarımızı çalanlar , geleceğimizi çalanlar var.
Ne zaman masmavi bir gökyüzüne uyansak şöyle bir soluk alıp, “Güneşli günlere kavuştuk” desek; sevgiyi, aşkı, sevdayı, dayanışmayı, kardeşliği yaşamın içine soksak, bir acıyla karşılaşırız.
Kana kan intikam duyguları; kanlı çatışmalardan darbe düşleri...
Kanla yazılmış siyasal tarihimizin sayfalarında kurumadı henüz!
Belki yenileri eklenecek!
Bir barış olasılığı vardı ya hani, galiba avuçlarımızın içinden kayıp gidiyor biz hiç farkında olmadan...
Ne bileyim, biz çok safız, onun için, sürekli kandırılmaya alışmışız...
Birileri “savaş süreci” diyor, biz “barış süreci” diye algılıyoruz!
Yazımı yazarken Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun tümcesi geliyor aklıma:
“Seçim öncesi provokasyonlar olabilir!”
Fısıltı gazetesi günlerdir yayın yapıyordu:
İmralı çözüm istiyor, Kandil istemiyor...PKK kanlı eylemler yapabilir 7 Haziran seçimleri sürecinde...
HDP’yi yasadışı bir örgüt olarak görenler bile var:
“Terör örgütü PKK, Ağrı’nın Diyadin ilçesinde kendi partilerinin reklamını yapmaya kalkıştı. Çatışma bu yüzden çıktı!
HDP, seçime giren girmeyen tüm siyasi partiler gibi anayasanın ve yasaların güvencesinde değil mi?

***

Herkes biliyor ki PKK,
HDP’yi destekler...
Devlet bilir ki HDP’nin Yüksek Seçim Kurulu’na verilen milletvekili aday listeleri, bir heyet tarafından İmralı’ya ve Kandil’e götürülüp onay alınmıştı...
Göz göre göre insanları kandırmak, bir bahar şenliğinde provokasyon, şehitlerin üzerinden meydanlarda “teröristler” diyerek oy cambazlığına soyunmak...
Bunlar belki daha önceki seçimlerde geçerliydi... Ergenekon’un savcılığını yapmak işe yaramıştı...
Şiddetle, baskıyla, korkuyla bu ülkenin altını üstüne getiren kim olursa olsun, demokrasi bir gün kazanacak mutlaka...
Kan gölünden beslenerek siyaset yapanları çok gördük.
Onun için savaştan yana değil, barıştan yanayız...
Amacınız korku toplumu yaratmaksa bunu başaramayacaksınız!
Sadrazam efendinin tayfası; padişahın dalkavuğu!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları