Erdal Atabek
Erdal Atabek erdalatak@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Japon Mühendisin Verdiği Ders: Meslek Ahlakı...

06 Nisan 2015 Pazartesi

Ülkemizde köprü yapımında çalışan Japon mühendis bir kablo kopmasından kendini sorumlu tutarak canına kıydı.
Bu olay bir meslek insanının “meslek ahlakı” açısından bütün dünyaya verdiği bir dersti.
Bir mühendisin kendisinde duyduğu sorumluluğu “meslek ahlakı” sayması, yaşamsal bir onur sorunu sayması günümüzde unutulmuş bir konuyu hepimize hatırlattı: Meslek ahlakı.
Meslek ahlakını neden unuttuk?
Çünkü, insanı “müşteri” yaptık.
Çünkü, mesleklerimize “para kazanma aracı” olarak baktık.
Çünkü, piyasa ekonomisinin “sen kendi çıkarına bak” buyruğuna boyun eğdik.
Çünkü, siyasal iktidarlarla, ekonomik iktidarlarla uzlaşmayı hayatımızın temel ilkesi yaptık.
Kapitalist sistemin çıkarcılığı insan karakterlerini bozdu.
Richard Sennett, “Karakter Aşınması” kitabını boşuna yazmadı.
Zygmunt Bauman, Yaşama Sanatı”nda bu olguları boşuna ortaya koymadı.
Meslek ahlakı”nı unutmak hayatlarımızı kararttı.
Ticaret hayatı, geleneksel “tüccar ahlakı”nı unuttu.
Yalanlar, hileler, aldatmalar, kandırmalar sıradan uygulamalar oldu.
En saygın meslekler kendi ahlaklarını çiğnediler.
Yargıçlar, vicdanlarıyla değil, aldıkları emirlerle karar verir oldular.
Savcılar, adalet ilkesine değil, güçlünün ağzına bakar oldular.
Avukatlar neyi savunacaklarını şaşırdılar.

***

Tıp doktorları meslek yeminlerini unutmaya zorlandılar.
İnsan”ı “müşteri” yapan sistemde onlar da yapmaları gerekeni değil, yaptıklarından ne kazanacaklarını hesaplamaya yöneltildiler.
Mesleğini seven tıp doktorları mutsuz oldular.
Kazandırmak ve kazanmak, mesleklerin hareket noktası oldu.

***

Eğitimciler bu sistemde mesleklerinden uzaklaştılar. Öğrenciyi eğitmek değil, anne babayı memnun etmek ön plana geçti.
Özelleştirilen eğitimde “öğrenci” artık “müşteri”, anne baba “ödeyen” oldu. Eğitim yöneticisi “işveren” oldu.
Eğitimin evrensel ilkeleri, yerini müşteri memnuniyetine bıraktı.

***

Gazetecilik ahlakı, dürüst habercilik, samimi yorumculuk demektir.
Dürüst habercilik ya güç sahiplerine boyun eğdi ya da çıkarlara satıldı. Dürüst gazeteciler işsiz kaldı.
Samimi yorumculuk, gücün ve çıkarların emrine girdi. Toplumun gözünün önünde gazeteciler yazabilecek yer, konuşabilecek alan aradılar. Çoğu hiçbir yer bulamadı.

***

Üniversitelerin görevi, araştırma yapmak, bilgiyi topluma ulaştırmaktır. Bir görevi de yeni bilim insanları yetiştirmektir.
Üniversite öğretim üyelerinin meslek ahlakı da “gerçek bilimi topluma ulaştırmak”tır. Bu meslek ahlakı da unutuldu.
Günümüzde “kürsüsünü korumak”, “kendi kliğini oluşturmak”, “sesini çıkarmadan gününü gün etmek” üniversitenin görevleri sayıldı. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne en çok akademisyenin oyunu alan değil,YÖK’ün ve Cumhurbaşkanı’nın onayladığı aday seçildi. Seçilen aday hiç sorumluluk duymadan görevi kabul etti.

***

Politikacının ahlakı “dürüst olmaktır”.
Bakın bakalım iktidarınıza.
Yolsuzlukların örtüldüğü, rüşvetlerin kapatıldığı bir politika ile yönetiliyorsunuz.
Her türlü yasa çiğneniyor.
Rahatsız oluyor musunuz?
Değiştirmek istiyor musunuz?
Kurtulmaya çalışıyor musunuz?
Bu durumdan sorumluluk duyuyor musunuz?
Toplumun sorunu budur.

***

Japon mühendis hepimize bir ders verdi.
Şimdi biz düşünelim.
Başımızı önümüze eğip günü kurtarmaya mı bakacağız?
Başımızı kaldırıp onurumuzu mu koruyacağız?
Önümüzdeki dönem bu sorunun yanıtı olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları