Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

2013’ün Son Rüyası

31 Aralık 2013 Salı

Yılın son günü ne yazılır? Aslında o kadar çok yazılacak şey var ki...
Mesela Yargıtay’ın İmamı üzerine Mehmet Ali Şahin’in “karar vermek için Pensilvanya’ya gönderiyorlar davayı” açıklamasını mı? Başbakan’ın artık köfte olmuş yenip bitmiş, kendini durmadan yineleyen lakırdılarını mı? Şu sıralarda Cemaat-Başbakan arasındaki üç günlük ateşkesin, enerji biriktirmeye enerji/ cephane doldurmaya yönelik niteliğini mi? Seçimlere kadar neler olabilir üzerine birtakım spekülatif görüşlerimi mi?
Yoksa Başbakan ve adamlarının Cemaat için hazırladıkları devlet içinde illegal yapılanmaya nereden başlayacakları ve başlamaları gerektiği üzerine nesnel olayları mı?
Evet bu sonuncu çok önemli... Bu illegal yapılanma konusunda delil bulmakta hiç zorlanmazlar... Eğer isterlerse... Odatv, Balyoz, Ergenekon ve benzeri davalar, devlet içinde, Emniyet-istihbarat-savcı-özel yetkili mahkemeler arasındaki yasadışı işler çevirmek, olmayan belgeler uydurarak insanları yıllarca içeri atmak, sahte CD’ler üretmek... konusunda yüzlerce delil bulurlar...
Bu davaların neden adil görülmediği konusuna bir girseler, oooo, devlet içinde yasadışı örgütlenme, anayasayı ortadan kaldırmak, yasaları hiçe saymak, keyfi yargılama yapmak konularında bir soruşturma açmaya kalkışsalar, yeri göğü inletirler ve devlet içindeki yapılanmayı, en alttan en tepeye kadar siler süpürürler...
Evet, yeter ki istesinler...
Büyük çatışmalar büyük oynamayı gerektirir...
Yoksa büyük çatışmalar kazanılamaz...
Ama ben bu konuda yazmayacağım, yılın son günü!
Ülkemizde milyonlarca insanın gördüğü kötü rüyalardan birini, bu ülkenin yaşadığı kâbuslardan birini yazacağım...

***

Rüya gerçek. Kızım gördü. Tarih, polisin son Taksim saldırısının gecesi...
“Bir adaya gidiyoruz, tatil vs. gibi bir zaman. Ama adaya giden bizler beyaz adamlarız. Karşı adada ise çıldırmış gibi ayin yapan, öyle sandığımız ya da ne yapıyorlarsa işte, bir kabile var.. O kadar çoklar ki bizi görünce denize atlayıp bizi yakalamaya geliyorlar... Çok hızlı yüzüyorlar...
‘Savages on strike’ (Vahşiler) filmi gibiydi.
T. de vardı rüyada; T, her şey iyi güzel olacak korkma, filan gibi şeyler söylüyor ama vahşiler çok hızlı ve saldırganlar.. Öldürmeye geliyorlar ve ama hepsi hiç düşünmeden bıçak kullanarak sürekli adam öldürüyorlar.
Suyun içine saklanıyorum, ölü taklidi yapıyorum, ama bir tanesi suda beni görüyor, parmağını gözüme filan batırıyor, ama ben buna rağmen renk vermiyorum ölü taklidimi sürdürüyorum...
Yanımda iki kişi daha var taklit yapan, nefeslerimizi tutmuşuz, gıdım hava almıyoruz.
Tansu, saldırı bitti sanıp tekneyi suya indiriyor.
Adamlar görür görmez yeniden atlıyorlar suya.
Ben koşarak kaçıyorum.. Bir de B’yi görüyorum, yanımda.
Sonra kendimi bir vahşinin evinde buluyorum ve ben saklanıyorum, saçlarım kahve sarı tonunda ve uzun...
Bir masanın altına gizlenmişim, B. bana siper olmuş, evin patronu ise bir zenci kadın ve B’yi koruyor.
Kadın beni fark etmiyor.
Gözümün önünde kaç kişi gitti, öldü, geçti... nasıl kurtulduk anımsamıyorum şimdi...
Bir de, bir köyden geçiyoruz bir araçla, kalabalığız... O köyde ise barışçıl zenciler var, bazıları giyimli...
Bize dua ediyorlar, arkamızdan Sünniii Sünniii diye bağırıyorlar...
Her şey çok acayipti...
Çok korktum ya...”

***

Kızım bu rüyayı anlattıktan sonra bize, sabah olan bitenlere baktım internet sitelerinde...
Şu vahşeti gördüm.. Polis, makineli tüfeğiyle plastik mermi sayıyor durmadan, yürüyerek hiçbir şeye aldırmadan ve doğrudan kitleleri hedef alarak...
Yurttaşların, ne yapıyorsun sen, ikazlarına hiç aldırmadan..
Şu adresten bakın: www.cumhuriyet.com. tr/video/23461/Polis_kendini_kaybetti_.html
Recep Tayyip Erdoğan, ülkeye kâbuslar yaşatan ve durmadan yeni kâbuslar yaratan Başbakan’ın adı.
Mutlu yıllar mı demeliyim?
Evet, bilinmezlik içinde yürüyorsak da, bu yıl mutlu yıllar diyeceğim okurlara ve bu kâbuslarla uyanan milletime...
Çünkü bu kâbusların eninde sonunda sonu gelecek..
Mutlu yıllar!
Herkes kendine iyi baksın; sevgi, mücadele azmi, umut, geleceğe güven eksik olmasın kimseden... Bunlar yoksa biz de yokuz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları