Hikmet Çetinkaya

Potansiyel Terörist!..

12 Mart 2015 Perşembe

Bizde “hukuk” denilince “guguklu saat” sanılır, “adalet” kavramı “saray” olarak tanımlanır...
5 yıl 3 ay önce Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli Albay E.Y.B. ve Binbaşı İ.G, üzerlerinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın evinin krokisi bulunduğu savıyla yakalanmışlardı.
Albay ve binbaşı niçin yakalanıp gözaltına alınmışlardı?
Arınç’a suikast girişiminde bulunacakları savıyla...
5 yıl önce, Fethullahçılar, siyasal iktidar, Taraf’ın bavulcusu Mehmet, havuz medyası birlikte ortalığı ayağa kaldırmıştı...
Askeri vesayete karşı kıran kırana bir savaş vardı. Her asker potansiyel darbeciydi.
Nasıl her Kürt yurttaşımız potansiyel terörist ise askerler de potansiyel darbeci yaftasıyla sokağa çıkamaz olmuşlardı.
O yıllarda yazılanları çizilenleri yineleyip midenizi bulandırmak istemem!
Şimdilerde birbirlerine düşman olanlar yağan yağmurun altında birlikte ıslanmışlardı, direnmişlerdi, darbecileri ortaya çıkarmışlardı.

***

Hepsi birer aslan yüreklerde, bakmayın siz bugün birbirlerini yediklerine...

***

Tanrı aşkına söyleyin bana!
Bunlar nasıl bir Müslüman, nasıl bir dindar?
Sabah akşam yalan söylüyorlar, yalan yazıyorlar...
Bir yalan rüzgârı!
Üstelik inanıyorlar kendi yalanlarına...
Kabataş’ta kucağında bebeğiyle başörtülü bacıya “çapulcu saldırısı” balonu... Yetmedi, Gezi eylemcileri camide içki içtiler uydurması...
Bir bomba daha yakınlarda patlatıldı:
“Sümeyye Erdoğan’a suikast planı yaptılar...”
Savcılar kanıt bulamadı, dava bile açılmadı.
Cami imamı “yalan” diye açıklama yaptı, başka bir camiye sürüldü...
Devletin sırlarının bulunduğu kozmik odaya girildi.
Türkiye’de yer yerinden oynadı...
Başta söylediğim gibi Arınç’a suikast planı savı kof çıktı!
Bu ülkeyi yönetenlerin televizyon ekranlarına çıkıp hâlâ “Başörtülü bacıma saldırdılar” diye okuyup üflemesi, bunun 7 Haziran seçimlerine odaklanması insanı ister istemez düşündürüyor...
Tanrılar Tanrısı Zeus bile bunları yapmamıştı 2500 yıl önce...
Çünkü halk yemezdi böyle palavraları!
“Kozmik oda” davasına 5 yıl sonra takipsizlik çıktı...
Acaba birileri şimdi halkın yüzüne nasıl bakacaktı?
Vallahi Zeus olsaydı intihar ederdi utancından...
Çoban Paris İda Dağı’ndan gider, güzel Helen hüngür hüngür ağlardı.

***

Kozmik oda ne demek?
Devletin gizli sırları!
O sırlar içinde neler vardır neler...
Kanlı 1 Mayıs’lar, faili belli olan meçhul kalmış cinayetler, kıyımlar, kırımlar...
Yazdıklarımı yinelemek istemem...
Bu ülkede ölümcül has-talığa yakalanmış Türkan Saylan’ın evi sabaha doğru basılıp yedi saat aranmış, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Merkezi emniyet güçlerince didik didik edilmişti...
Fethullahçılar ve iktidar yalakası medyanın yazdıkları, ahlaksızlığın simgesiydi o yıllar.
Şimdi kalkmışlar utanmadan sıkılmadan demokrasi ve özgürlük dersi veriyorlar.
Ey zibidiler, onursuzlar, ikiyüzlüler!
O kozmik odalarda neler vardır neler, kimilerini yazdım...
O cinayetler bizim tarihimizin bir parçası ben bildim bileli.
Abdi İpekçi, Musa Anter, Uğur Mumcu, Doğan Öz, Gaffar Okkan, Eşref Bitlis, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink...
Daha nice aydın, sanatçı, öğretmen, polis, asker, genç, devrimci, sağcı-solcu, dindar, dinsiz hiç fark etmez...
Başı açık-örtülü... Şapkalı şapkasız...
Bu ülkede aynı silahla hem sağcılar, ülkücüler, hem de devrimciler, sosyalistler, demokratlar, aydınlar öldürüldü.

***

Bu kıyımlar, cinayetler bizim tarihimizin kanlı sayfalarında, kozmik odalardadır; bu böyle biline...
Daha dün gibi belleğimde benim!
Kulp’ta gözaltında öldürülen 11 köylünün öldürülüşü davasını yoksa siz de unutanlardan mısınız?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları