Hikmet Çetinkaya

Savaş Kabinesi İşbaşında...

27 Aralık 2013 Cuma

Yıllarca önce yazıp çizdik, hukuktan önce vicdan, diye seslendik, bize cüzdan gösterdiler...
Yitik sözcüklerin içinde kayıp çocuklarımızı aradık, yıkılmış evlerin nerede olduğunu, derin güçleri arayıp bulamadık.
Benim ülkemde nice insan zindanlarda diri diri yandı, kimi asit kuyularına atıldı, kimi öldürüldü...
Bir değil, bin değil, binlercesi!
O devlet içinde çete, derin güçler, cunta, sunta, hayali ihracat...
Sıkıyönetim, DGM ve özel yetkili mahkemeler...
Soruşturma ve yolsuzluk dosyaları...
Rüşvet, talan!
Sumen altı edildi, gücü olan hukuku ve adaleti yendi, Gaziantep’te baklava çalan çocuklar zindanlara atılıp çürütüldü.
Devleti çetelerden temizlediklerini söyleyenler Hrant Dink cinayetinin üstünü örterken, tetikçi devletin polisiyle birlikte Samsun’da güle oynaya fotoğraf çektirirken kolluk kuvvetleriyle, o vicdan çoktan gitmişti yüreklerden.
Bu ülkede çete de var, tırnakçı da cepçi de...
İstanbul ve Ankara polisi Gezi’de copuyla, TOMA’sıyla, gazıyla eylemcileri ezip giderken kahramandı hani...
Bir gecede darmadağın edildi...
İç güçler ve dış güçler yok, cemaatin yargısı, polisi...
O zaman iyiydi, kahramandı... Hepsi bugün kötü.
Doğrusu hangisi?
Bizim vergilerimizle verilen maaşlar, hak, hukuk, adalet...
Zaten Silivri’de bitmiş, bir torbaya atılmıştı...
Şimdi bir koğuşta gazeteci Tuncay Özkan öteki koğuşta katil Alparslan Arslan!

***

Yitik bir ülkenin yaşını başını almış, darbeler yaşamış bir kuşağıyım ben...
Meclis’teki muhalefete bakıyorum...
Sadece televizyon ekranlarında konuşuyorlar...
Ortalık yıkılıyor, bir deprem olmuş, bakanlıktan ve milletvekilliğinden de istifa eden Bayraktar, NTV’de haykırıyor:
“Operasyon dosyasında izah edemeyeceğim hiçbir husus yoktur.
Dosyada var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapılmıştır.
Bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifamı açıklıyorum.
Bu milleti rahatlatmak için Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğini ifade ediyor, yüce milletimize saygılar sunuyorum...”
O saatlerde, “yeni bir soruşturmada savcılıkla Emniyet karşı karşıya geldi” haberleri ayyuka çıkmış...
Yine kara para aklama!
Rüşvet, yolsuzluk!
İhaleye fesat karıştırma!
30 kişi hakkında gözaltı ve arama kararı iddiası!
Akşam saatleri...
İkinci yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma iddialarını yürüten savcı Muammer Akkaş yazılı açıklamasında şöyle diyor:
“Soruşturmayı yapmam engellendi!”
Evet, her şey açık seçik ortada!..
Savcı Akkaş’a baskı yapanlar kim?

***

Altı ay önce Gezi eylemlerinde, Silivri mahkemelerinde devletin polisi, yargısı diyenler çetelerden söz ediyor şimdi...
İsrail ve ABD’den...
Neredeyse 40 yıldır devletin en duyarlı kurum ve kuruluşlarında örgütlenmeyi yazarken...
Siz 11 yıldır iktidardayken...
Göremediniz mi bunları?
O zaman kahraman polis müdürleri, polisler, savcılar, yargıçlar, diye yere göğe sığdıramadıklarınızı şimdi cemaatçi olarak suçluyorsunuz!
Hukuku ve adaleti dilinizden düşürmüyorsunuz!
Medyanın dilini kopardınız!
2010’da “yetmez ama evet” diyenleri bile gazetelerinden attırdınız!
Yitik bir ülkenin topraklarında yitik sözcükler yaratıp, korku tünellerinden geçirdiniz toplumu!
Gezi’de kıydınız o gencecik çocuklara...
Suriye sınırını yol geçen hanına çevirdiniz, El Kaide’ye, El Nusra’ya kucak açtınız...
Silivri, KCK, Odatv, Devrimci Karargâh, Şike davaları...
Gazeteciler, üniversiteli gençler, bilim insanları, askerler...
Şimdi mi geldi aklınıza TSK’ye kumpas kurulduğu?

***

Parçalanmış hayatlar, intiharlar... Albay Tatar... Harp okullarını birincilikle bitirmiş subaylar... Hasta komutanlar...
Ortalık toz duman!
10 bakan gitti, yerine yenileri geldi...
Sanki savaş kabinesi!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları