Erdal Atabek
Erdal Atabek erdalatak@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir Diktatör Yaratmak...

02 Mart 2015 Pazartesi

Diktatör ana karnından diktatör olarak doğmaz.
Diktatör, sonradan toplum koşullarının özel durumlarında, çevre tarafından yaratılır.
O, başlangıçta sadece dikkat çeken bir kişiliktir. Yavaş yavaş sivrilir. Bir grupta önderlik nitelikleri kabul edilir. Çevresinde toplanılır, sonra da lidere vazgeçilmezlik özelliği yüklenir.
Artık bir yolda yürünmektedir. Yaşanan uyumsuzluklar görmezden gelinir, ayrılmalar geçiştirilir.
Diktatörlüğe giden yolun taşları döşenmektedir.

***

İlk aşamada ‘lider’ çevresi ile uyumludur.
Görüşür, danışır, çevresinin fikirlerini alır, açık davranır, çevresine değer verir. Bu evrede liderin kişiliği de ortaya çıkmaya başlar.
‘Demokratik liderlik’ bu evreyi sürdürür. Elbette, son kararı onun vermesi beklenecektir ama o, kararlarını ‘ortak akıl’a uygun olarak verir.
‘Hegemonik liderlik’ bu evreyle başlar ama kısa sürede liderin kararlarını kendi istediği gibi almak için çevresini zorlamaya başladığı ortaya çıkar. Karar almakta zorlananlar için bu liderlik çok daha uygundur. Karara katılmak isteyenler yavaş yavaş liderin çevresinden uzaklaşırlar ya da uzaklaştırılırlar.

***

İkinci aşamaya girilmiştir.
Bu aşamada ‘demokratik lider’ tutumunu sürdürür. Çevresi onu bir ölçüde beğenirse de kararlarını vermede zayıf kaldığı duygusuna kapılmaktan da kendilerini alamazlar. Bu evrede ‘demokratik lider’ karar verme ve kararı uygulama aşamalarında ‘ölçü-denge-disiplin’ ilkesine uygun davranırsa sonuçta kazanır.
‘Demokratik liderlik’, karar almada ortak ilkelere dayanırsa, bu ilkeleri kararlılıkla sürdürürse, kararı uygulamada kesinlikle hareket ederse kendini kabul ettirir, grubunu başarıya götürür. Aksi halde, zayıf olduğu izlenimini verir ve etkin liderlik gücünü kaybeder.
‘Hegemonik lider’ ise, bu aşamada ‘karar grubu’nu daraltmıştır. Çevresine karşı kuşkucu olmaya başlamıştır. Yola birlikte çıktığı arkadaşlarından kuşkulanır ve onlardan uzaklaşır. Bu kuşku onu yalnızlaştırır. Yalnızlaştıkça hem kendine güveni patolojik bir duruma girer hem de kararları şiddete yönelir.
Bu evre ‘hegemonik lider’ için tek adamlığa gidiş evresidir.

***

Üçüncü evre, ‘hegemonik lider’ için ‘diktatörlük’ evresidir.
Lider artık yalnızdır. Tek adamdır. Yola çıktığı ilk dönemdeki arkadaşları onu terk etmiştir. Yeni adamlarıyla yola devam etmektedir. Artık kimseye güvenmemektedir. Her şeyden kuşku duymaktadır. Çevresindeki yeni adamları ona bağlı olduklarını göstermekte birbirleri ile yarışırlar.
Bu evrede ‘diktatör’e ilahi bir misyon yüklenir. O artık Tanrı tarafından kurtarıcı olarak görevlendirilmiş, bu görevle yükümlenmiştir.
Artık diktatörü eleştirmek Tanrı’nın emrine karşı çıkmaktır.
Hitler’e de, Mussolini’ye de, hatta Amerikan başkanı Bush’a da bu misyon yüklenmiştir.
Asya’nın, Afrika’nın diktatörleri bu misyonla hareket ederler ve çevreleri onları böyle kabul ederler. 

***

Diktatör ana karnından diktatör olarak doğmaz.
Çevre, onu kendi çıkarları doğrultusunda ‘diktatör’ yapar, sonra da bu durumdan yakınırlar.
Diktatör için de durum zordur.
Giderek kendi sonunu hazırlar.
Tarih, sonu iyi biten bir diktatörü henüz yazmamıştır.
Keşke, onu yaratanlar da bunu bilseydi…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları