Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Karşıt Tepki ve Yansıtma!

07 Şubat 2015 Cumartesi

Yanlış ve kötü davranış sahipleri, psikolojik dengelerini bizim “savunma mekanizmaları” dediğimiz zihinsel-duygusal süreçlerle sağlarlar...
İnsan kendini, kimi zaman kendinden de korumak için, çeşitli psikolojik savunma kalıpları geliştirmiştir.
Bunlar düşük yoğunlukta ve az kullanıldığı zaman insana pek bir zarar vermeyebilir, hatta içlerinde, “yüceltme” gibi yararlı olanlar bile vardır....
Ama süreklilik ve yoğunluk kazanırlarsa, insanı gerçeklerden koparır, paranoya gibi ruhsal hastalıklara bile götürebilirler.

***

Demagoji yapan, yani geniş kitleleri, onların duygularını okşayarak aldatan politikacılar da genellikle aynı savunma mekanizmalarını kullanırlar.
Şimdi çok kısa olarak bu mekanizmalara bakalım:
İnkâr: Öyle bir tutum veya davranış yaptığının reddedilmesi.
Bastırma: Yanlış veya kötü olduğu düşünülen tutum ve davranışın zihinden silinmesi, unutulması.
Yönlendirme: Zarar verecek yanlış tutum ve davranışların hedef değiştirmesi. (Babaya kızıp kardeşini dövmek.)
Çocukluğa kaçış: Yetişkin gibi değil, çocuk gibi tepki vermek. (Bağırmak, tepinmek, ağlamak.)
Hayalcilik: Kendini gerçek dünyadan koparmak ve bir hayal âleminde yaşamak.
Akılcı gerekçeler icat etme (Rasyonalizasyon): Tutum ve davranış için gerçek nedenden başka haklı görünen gerekçeler üretmek. (“Rüşvet almıyorum, partiye hizmet ediyorum” gibi.)
Karşıt tepki (Reaksiyon): Sahip olunan dürtülerin, isteklerin tam tersini savunmak. (Aşırı cinsel isteklerin keskin ahlakçı davranışla örtülmesi, diktatörlerin demokratik olduklarını iddia etmesi gibi.)
Karşısındakine yansıtma: Kendinde olan kötü veya yanlış davranışların aslında karşısındakinde olduğunu iddia etmek. (Hırsızın karşısındakine “Hırsız” demesi gibi.)
Başka etkinliklerle yüceltme (Süblimasyon): Dürtülerini toplumun değer verdiği sanat, bilim, spor gibi alanlara yöneltmek.

***

Recep Tayyip Erdoğan, 4 Şubat 2015 tarihinde bir heyeti kabulünde Başkanlık Sistemi için şunları söylemiş:
“...Biz, bu ülkede bir daha milli şef özentileri çıkmasın diye başkanlık sistemi diyoruz.
Biz, bu ülkede, bir daha vesayet odaklarından güç alınarak milletin iradesi hiçe sayılmaya kalkışılmasın diye başkanlık sistemi istiyoruz.
Bu ülkede, hiç kimse millete efendilik taslamayı, mürebbi edasıyla parmağını sallayarak milleti terbiye etmeyi aklından geçiremesin diye başkanlık sistemini teklif ediyoruz...”

***

Bu sözleri duyunca insan ister istemez “Acaba son yıllarda bütün bunları yapan kim, hangi politikacı, hangi siyasal lider?” diye düşünüyor!
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları