Hikmet Çetinkaya

Cin Şişeden Çıkar mı?

18 Aralık 2013 Çarşamba

Çatışma sürüyor, karşılıklı yazışmalar çatışmaya dönüşüyor, iktidar yanlısı candaşlarla Cemaat ya da Hizmet kalemleri bir türlü boyun eğmiyordu...
Yaşananları, belden aşağı vuruşları seyretmekle yetiniyordum...
Gerçekten neler oluyordu, bu mücadelenin galibi kim olacaktı?..
AKP iktidarı ve Cemaat!
Ok yaydan fırlamıştı artık!
Önümüzde üç seçim vardı...
Yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler!
Siyasal yangın bacayı sarmış, milli futbolcu AKP milletvekili Hakan Şükür partisinden istifa etmişti...
Gerekçesi şuydu:
“Dershaneler!”
Demek ki dershaneler Cemaat için çok önemliydi...
Bir gece önce CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge”sini izlerken Nedim Şener’in yazdığı “mücevher” haberini gündeme getirmişti, Bugün gazetesinden Adem Yavuz Arslan...
Cemaate yakın bir gazeteci olarak biliniyordu...
Konuyu anlayamadı Nedim...
Hakan üsteledi, bir şeyler öğrenmek için...
Arslan “Başbakan’ın oğlu” gibi bir iki tümceyle geçiştirdi.
Ne demek istiyordu?
“Sen o haberi yaptın ve zindana girdin” mi?
Ben anlayamadım...

***

Günlerimiz karşılıklı vuruşlarla geçiyor, “Emniyet-yargı cuntası” iktidar yanlısı kalemlerin silahı oluyordu...
Ve dün sabah, televizyonu açtığımda bir de ne göreyim!
Siyaset ayarlı bir operasyon...
Hem haberleri izliyor hem de gazetelerin portallarına bakıyordum...
Cumhuriyet portal bir adım önde gidiyordu...
Star’a baktım, sanki benim kafamdan geçeni manşet yapmıştı:
“Siyaset ayarlı operasyon!”
Sonra Zaman’a göz attım:
“Büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda üç bakanın oğlu gözaltında!”
Kim bu bakan çocukları?
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğulları...
Halkbank Genel Müdürü, Fatih Belediye Başkanı, işadamları, bürokratlar...
Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Güler’in Türkiye’yi sarsan bu operasyondan önceden haberleri olmadığı söyleniyor.
Operasyon UYAP’a (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) önceden girmemiş...

***

Başbakan Erdoğan, Konya’da Şeb-i Arus etkinliklerinde konuşuyor...
Türkiye’yi ve hükümeti sarsan bu gözaltılardan haberi olmadığı konuşmasından anlaşılıyor.
Üstü kapalı Cemaate mesaj veriyor:
“Gelin parti kurun, mücadelenizi böyle yapın!”
Başbakan çok sinirli...
Konuşması sert... “Karanlık odaklar”dan, “çetelerden” söz ediyor...
Böyle bir olay, demokrasisi gelişmiş bir ülkede olsa hükümet istifa edip erken seçime gider...
Edindiğim bilgilere göre operasyonun boyutu genişleyebilir.
Çünkü iddialar arasında TOKİ’de kimi projelerden rüşvet alınması, sit alanlarının yasadışı imara açılması, satılması yer alıyor.
Reza Zarrap adlı Azeri bir işadamına rüşvetle yurttaşlık verilmesi...
Marmaray kazıları sırasında çıkan tarihi kalıntıların kamuoyuna açıklanmadan gizlece satılması...
Dedim ya bunların tümü iddia!
Elbet kafalarda şu soru da var:
“Cemaat reste rest çekti!”
Bu da bir iddia...
Ancak eski dostların, kardeşlerin Cemaatin üzerine gitmesi, “Emniyet-yargı cuntası” diyerek yürümeleri, işin çığırından çıktığının göstergesi kanımca...
Cinin şişeden çıktığını, bir kez daha Türkiye’nin vesayet günlerine dönmeyeceğini, “Emniyet-yargı cuntası”nın temizleneceğini yazan kalemler bugün şaşırıp kalmışlardır...

***

Cin şişeden çıkar mı çıkmaz mı bilmiyorum...
Ortada büyük yolsuzluk savları var...
Soruşturmayı Ergenekon’dan tanıdığımız Başsavcı Vekili Zekeriya Öz’e bağlı savcı Celal Kara yürütüyor...
Üç bakan yurtiçi ve yurtdışı gezilerini durdurdu ve evlerinden çıkmıyor...
Kim açıklama yapacak?
İçişleri Bakanı mı, Vali mi, Emniyet Müdürü mü?
Kim?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları