Hikmet Çetinkaya

Benim Hırsızım Benim Katilim!

23 Ocak 2015 Cuma

AKP’nin dört bakanının vicdanı rahat mı acaba “oh kurtulduk” derken!
Görünen o ki, salt dört bakan değil, Tayyip Bey, Davutoğlu da rahat...
Peki, milletimiz ne düşünüyor bu konuda?
Ben, halkın yüzünde pek mutluluk göremedim. Onlar giderek zorlaşan hayat koşulları içinde...
Tarım bitmiş; o güzelim ovalar, ormanlar, akarsular yok olmuş.
Tarım sizlere ömür!
Bir de don olmuş; soğuk, limon, portakal, satsuma bahçelerini fena vurmuş, ürün dalında buzlanmış, ağaçların kökleri çürümüş...
AKP kendi kendini aklarken, üretici borç batağına saplanmış...
İçinden nasıl çıkacağını gerçekten bilmiyor...
Yoksullar ise kömür, gıda yardımı peşine düşmüş... Din eksenli siyasetin yarattığı iktidar, yolsuzluk, hırsızlık ve halk...
İnsanı kahreden, uzun uzun düşündüren bir sorun...
Peki, AKP içinde bir çalkantı var mı yok mu?
Birbirleri için “içimizde 50 hain var” diyecek kadar gözü dönmüş, kalplerini hırs bürümüş milletvekillerine ne diyeceksiniz!
Siyasal hesaplaşma görülüyor ufukta...
Bu hesaplaşma haziran seçimlerine bağlı. Ancak Yüce Divan oylamalarında AKP’nin fire vermesi her şeyi göz önüne serdi.
Dayatmalarla siyaset bir noktaya dek yapılır; eninde sonunda hiç beklemediğin bir yerde patlar.
İpler gerilir, içinden çıkılmaz bir hale dönüşür...
AKP, bugünlere çok yaklaştı!

***

Hayatı bir “yazı sayfası” olarak düşünebiliriz, çoğu zaman gerçeklerin üzeri örtülür; karatahtaya tebeşirle yazılır gibi kolay silinmesi için...
O yüzden unutkan bir toplumuzdur!
Soygunu, vurgunu, talanı, faili meçhul cinayetleri unuturuz.
Daha doğrusu kanlı tarihimizi, katliamları bize unutturmak isteyen bir güç vardır...
Hırsızları, talancıları, yobazları, katilleri severiz...
Hırsızları aklarız, katilleri baş tacı yaparız!
Ne de olsa her şey vatan için yapılmıştır, kardeşlik, dostluk için!
Cizre’de yaşanan provokasyonu bir türlü çözemedik. Yarın katledilişinin 22. yılında sevgili arkadaşım Uğur Mumcu’yu anacağız...
Açık açık soruyorum 22 yıl içinde ne değişti?
Kürt sorunu mu çözüldü, demokrasi ve özgürlükler mi gelişti, faili meçhul cinayetler mi aydınlandı?
Cizre’de son bir ayda 3 çocuk öldürüldü!
Taş atan çocuklara 20 yıl hapis cezası verildi, Ali İsmail’i öldürenlere 10 yıl...
5 yıl yatacak ve özgür kalacak!

***

Öyle bir ülke olduk ki muz, vişne, kiraz, badem, ceviz ABD, Arjantin, Kanada, Brezilya’dan, kavun, karpuz İran’dan ithal ediliyor.
Sanayileşme yerinde sayıyor, hayvancılık can çekişiyor, tarım çoktan ölmüş... İyi şeyler de oluyor canım ciğerim, iyi şeyler de...
İçimiz kıpır kıpır...
Kaçak Saray’ın bahçesine mevsimlik çiçekler ekiliyor renk renk...
Mimarlar Odası Ankara Şubesi çiçek ve tohumların değerinin 1 milyon 600 bin liraya ulaştığını açıklıyor!
Oh ne güzel, ne güzel...

***

Benim hırsızım, benim katilim...
İyidir iyi!
Her şey vatan için, millet için, yemeyen domuz!
Ye o zaman, öldür!
Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de Ali İsmail’i öldürenlere verilen ceza...
Polislere 10 yıl, fırıncılara 6 yıl!
Adalet mülkün temelidir!
Türkiye’nin demokrasisi, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi uğruna mücadele eden nice arkadaşımızı yitirdik...
Onların anıları geliyor aklıma...
Hayat geliyor!
Ölümler!.. Kıyımlar!..
Kimileri “benim hırsızım, benim katilim iyidir” diyor, adaletin terazisi doğru tartmıyor...
Taş atan çocuğa 20 yıl, katile 10 yıl...
Bilmem ne dersiniz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları