Hikmet Çetinkaya

Susturamazsınız!..

20 Ocak 2015 Salı

Yıldırma, sindirme, sesini soluğunu kesme...
Karanlığın içinden bir ışık çıkacak mutlaka, “Lale Devri” günleri bitecek, bireyin umutları çoğalacak... Baskı! Laik demokratik cumhuriyetin temel ilkeleri ne kadar çiğnenirse çiğnensin kış geçecek, insanlar koşacak, yılgınlıktan kurtulacak, gözlerini açacak!
Tarihi bilinçlendirecek olan, yeni düşüncelerin, akımların içinde uygarlık mücadeleyi kazanacak... İnsan egemenin buyruğunda bir süre kalır, tarih, bilgi, bilim onu prangalarından kurtarır...
Hayat aslında böyle bir şey usta be, gündem değiştirmenin siyasal ustaları... Önce öğreneceksin Fransız ve Rus devrimlerinin ne olduğunu, aydınlığın karanlığı nasıl kovaladığını... “Puşkin’in Rusyası”nda soylulardan Nariskin’in, kölelerden oluşan bir orkestra kurduğunu bilir misin sen! Her kölenin piyanonun bir tuşu olduğunu varsayın.
İnsanların oluşturduğu bir tuhaf çalgıyı koroyla karıştırmamak gerektiğini sakın unutmayın bu arada.
Çünkü Nariskin’in her kölesi, yanız bir notayı dillendirir; yine her biri görevli olduğu notanın adını taşır; bu adla çağrılır...

***

Gel zaman git zaman, kölelerin gerçek adları unutulur...
Sokakta falan dolaşırlarken şöyle seslenirlermiş onlara: “Nariskin’in do’su geçiyor; Nariskin’in fa’sı koşuyor, Nariskin’in re’si bugün niye keyfin yok!” Masal anlatılır, ben de yıllar önce okumuştum...
Köleler nota olmayı öyle benimsemişler ki, hepsi adlarını unutup, kendilerine re, fa, do denmesinden pek hoşlanmışlar... Tarlada zor koşullarda çalışmak yerine Nariskin’in kölesi olmak daha iyi... Ancak bu beceri ister... Üstelik hayatları süresince hep aynı sesi çıkararak yaşamak... Direnme gücünü yitirmiş topraksız köle köylüler... Re, do, fa sesiyle yaşamak bir işkence değil mi?
O nedenle köle düzenine başkaldırmak, soyguna, vurguna, sömürüye karşı çıkmak Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, dünyanın her yerinde niçin olmuyor? Bir alın yazısı, diye yutturanlara, cambazlara, hokkabazlara kanmamak gerekir... Onun için demokrasiyi, emeğin örgütlü gücünü savunacaksın. Ekonominin saydam olmadığı toplumlarda temel hak ve özgürlükler olmaz, demokrasiler gelişmez. Sendikalara, demokratik kitle örgütlerine kurulan tuzaklar... Parasız eğitim isteyen çocuklara terörist yaftası...

***

Cumhuriyet gazetesi kaç gündür kuşatma altında; bizi kimler hedef gösteriyor her gün! Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı... Gerçek Müslüman bir dindar Paris katliamının arkasında durabilir mi? Başbakan Davutoğlu Paris’teki Cumhuriyet Yürüyüşü’ne niye katıldı?
Konu yargıda, gidip ifademizi vereceğiz... Yargı üzerinde baskı kurulmaz. Anayasanın 138. maddesinde “Mahkemelerin Bağımsızlığı”ndan bir bölüm aktarayım size: “Hiçbir organ, makam, merci ya da kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere, hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz...” Başbakan sabah akşam Cumhuriyet’e ağır bir dil kullanarak eleştiride bulunuyor. Cumhuriyet gazetesi Cumhuriyetle yaşıt bir gazetedir; demokrasinin ve özgürlüklerin sesidir...
Bizi susturamazsınız! Hayatımız boyunca ne din, dil, ırk, inanç ne de mezhep ayrımcılığı yaptık; “terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur” dedik. Demokrasi! Özgürlük! Hukuk devleti! Bağımsızlık!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları