Bulunan Hazine

15 Aralık 2013 Pazar

Bugün siyaset yok, analiz yok.. Kitaplar var!
Tarihte benzerleri vardır. Romanlar, yazarın ölümünde sonra ortaya çıkartılır. Yazar basmamıştır, sandığına atmıştır, ölümünden sonra bulunmuştur, üne kavuştuğu için önemli eser olarak basılır ardından veya kitabı yarım kalmıştır. Düşünürler, araştırmacılar da arkalarında yüzlerde not bırakır. Bunlar ya yeni bir kitabın taslaklarıdır ya da henüz adı konmamış bir araştırmanın parçaları.
Şimdi elimde tuttuğum Doğan Avcıoğlu’nun kitabı da benzer bir öyküye sahip. Arkadaşım Doğan Yurdakul, 1983’te aramızdan ayrılan eniştesinin çalışma odasında, 180 sayfası hazır notlarının aslında yeni bir kitaba ait olduğunu saptadı, uzun süren bir çalışma sonucu, Türklerin Tarihi dizisinin 6.kitabı olarak, Osmanlı’nın Düzeni (Kırmızı Kedi yayını) adıyla bizlere kazandırdı. Doğan Yurdakul “bulduğum bir hazine değerindeydi” diyor. Notların bulunuş öyküsü bile başlı başına ilginçtir!
Avcıoğlu, Türkiye düşünce tarihini, siyasal hayatını önemli ölçüde etkilemiş bir düşünce ve politika insanıdır. “Türkiye’nin Düzeni”, “Devrim Üzerine”, 4 ciltlik “Milli Kurtuluş Tarihi”, “Türklerin Tarihi”, “Devrim ve Demokrasi” kitaplarını, Atatürk ve arkadaşlarının başlattıkları devrimin nasıl sürdürüleceği arayışlarının da önemli parçaları olarak görmek gerekir. Avcıoğlu, Yön ve Devrim dergileriyle de bu arayışlarını güncel siyasette sürdüren bir politik insandır! Yurdakul, Uğur Mumcu’nun Avcıoğlu için “tek kişilik üniversite” dediğini aktarır.
Gülten Kazgan, Doğan Avcıoğlu için özetle “Türk’ün tanınmasını da Türklerin Tarihi’ni de ona borçluyuz. Ne yazık ki bu dev çalışma tamamlanamadan aramızdan ayrıldı, notları derlenip toparlanmalı” demişti. Çok sayıda tanık, Avcıoğlu’nun iki cilt daha yazma hazırlığında olduğunu söyler. Avcıoğlu son kitabına da “Altıncı Kitap, Osmanlılar” diye not düşer. İşte Doğan Yurdakul’un bize kazandırdığı eser budur. Yurdakul, çok ciddi bir araştırma-tamamlama çalışması sürdürür; eniştesinin kitabın nasıl basılacağı konusunda bıraktığı ipuçlarından yola çıkar.
Yurdakul diyor ki: “Avcıoğlu, Osmanlı’nın tarihine klasik şemadaki gibi ‘Yükselme-Duraklama- Gerileme dönemleri’ biçiminde bakmıyordu... Onun şeması ‘Kuruluş ve Fetihler Çağı – Cihanşümul İmparatorluk Çağı - Süleyman Sonrası Çağ’ biçimindeydi.. II. Selim ile birlikte çöküşün başladığı kanısındaydı.
4 ana bölümden oluşan kitapta Osmanlılar üzerine çok ilginç konular var. “Osman fethettiği toprakları yakınlarına dağıtır”, “Orhan’ın Divanı’nda resmi dil Türkçe”, “Murat, Hıristiyanlara papadan daha iyi davranır”, “Osmanlı, Rumeli’yi gerçek yurdu sayar, Edirne başkent olur”, “Feodalizm karşıtı sosyal eşitlikçi Bedrettin ayaklanması”, “Fatih, Foransalı Zengin’in Galata’daki evinde yer içer eğlenir”, “Ulema: Kahvehane meyhaneden fena.”
Daha bir sürü ilginç başlık ve öyküler. Avcıoğlu, Marksist bir analiz peşindedir, Osmanlı’nın düzenini ortaya çıkartmak amacındadır. Avcıoğlu’nun müthiş bir literatür taradığını görüyoruz...
Sandıktan çıkan sürpriz ve değerli bir kitap... Doğan’ın eline, beynine sağlık.
‘Direnen Diriliş’
Bir Gezi Direnişi kitabı daha önümüzde ama ilginç çok yazarlıbir analiz kitabı. Cumhuriyet yazarı kardeşim Işık Kansu, “o halk hareketi bir yeniden uyanışı, diriliş ve silkelenişi imgeliyor toplumsal belleğimizde” saptamasını yaparak 10 yazarın Gezi Direnişi üzerine analizlerini bir araya getirdi ve bir tartışma platformu yarattı: “10 Ayrı Kalemden Gezi Eylemlerinin Çözümlenmesi”.
Kimler yazmış bakalım: Ali Rıza Aydın (Direnme Hakkı ve Haziran Direnişi), Prof. Asker Kartarı (Kültürel farklılıkar, yeni iletişim olanakları ve Gezi); Prof. Bahar Gökler (Gezi Parkı eylemleri ve gençlik: Bireysel ve toplumsal kimlik); Doğan Akın (Gezi Parkı süreci ve medyanın üç boyutlu hikâyesi); Ergin Yıldızoğlu (Demokrattan otokrata, oyuncudan seyirciye); Muzaffer İlhan Erdost (Gezi Şiddet ve Terör); Özge Mumcu (Gezi’deki orantısız mizah); Özgür Mumcu (Gezi ve komplo haberler); Prof. Sencer Ayata (Buyurganlığa ve yasakçılığa karşı isyan); Dr. Serdar Şahinkaya (Gezi Direnişi’nin ekonomi politiği üzerine bağzı '70aragraflar) ve Necati Savaş’ın fotoğraflarla Ankara’daki haziran direnişi de kitaba albüm olarak konmuş.
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) tarafından bir ay önce yayımlanan kitap, tartışmayı bekliyor ve büyük direnişin külliyatına girmeyi hak ediyor.
Bu arada Işık Kansu’nun, iki önemli kitabını daha anımsatayım: Karabasan, Kısa dönem öyküleri, Bilgi Yayınevi ve yine um:ag’dan çıkan Rabıta’nın Zabıtası: AKP Kadrolarının Özgeçmişi.. İsim isim, bir belgesel kitap... Eline sağlık diyeyim Işık’a..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları