Hikmet Çetinkaya

Cumhuriyet Görevini Yaptı!..

15 Ocak 2015 Perşembe

Bilmem tarih kitaplarını okumayı sever misiniz?
Kimi insan tarih kitaplarını kendisinin dışında gibi okur; tarihin içinde yaşadığını aklının ucuna bile getirmez.
Tarih bir an, bir yaşam, yürekli olmaktır!
O anı dolu dolu yaşamak için, yürekli yani “cesur” olmanız gerekir.
Kararını verir ve yapar!
Bunun için bilgi, birikim birincil koşuldur...
Önceki gün Cumhuriyet’in arşivinde gezinirken İlhan Selçuk’un, ünlü Fransız şairi Alphonse de Lamartine’nin 1833 yılında yazdığı “Doğu’ya Gezi” kitabından bir bölümü 30 yıl önce köşesine taşıdığını gördüm.
Yıllar önce o kitabı okumuştum...
Eleştirmen Sainte-Bauve’ün “ruhunda başka hiçbir şeyi bilmeyen bilgisiz” diye tanımladığı Lamartine, diplomat ve siyasetçiydi aynı zamanda.
Aslında bilgisiz değil bilgiliydi, bunu yazdığı kitaplarından anlamıştım.
İlhan Selçuk’un deyişiyle Osmanlı İmparatorluğu’nun geleceği konusundaki öngörüsü büyük oranda gerçekleşmişti.
Parçaladıkları imparatorluğun kimi bölümlerini Avrupa devletleri paylaşmışlar, sözüm ona uygarlaştırıcı politikayı silahla yürürlüğe koymuşlardır...
Planın en çarpıcı örneği Lübnan, sonrası kan gölüne dönüşen Suriye, Irak, Libya, Afganistan ve Pakistan...

***

Avrupa uygarlaşırken, sömürgecilik ruhuyla hareket etti...
Dünya ve özellikle yoksul ülkeler emperyalizmin, vahşi kapitalizmin, küreselleşmenin kucağına düştü.
Irak’ı niye işgal etti ABD ve İngiltere birlikte? Suriye, Libya, Mısır, Afganistan’da neler yaşandı?
Bunları sorguladık mı hiç!
Tüm halklar tarihsel devinimin içinde yer alır, sadece biz değil...
Her şey burnumuzun dibinde yaşanıyor, milyonlarca insan öldürülüyor!
Neden, niçin?
Ortadoğu haritasının yeniden çizildiği apaçık ortadayken, köktendinci örgütler cirit atarken, yaşananlara sağduyuyla bakmayacak mıyız?
Korkaklar her gün ölür, korkusuzlar bir gün...
Pısarak, susarak, tepki koymayarak mı yaşayacağız?
Lamartine’nin vurguladığı, altını çizdiği gerçekler kaç yılında yazılıp çizildi, bir kez daha yineleyeyim:
“Doğu’ya Gezi-1833”
Böl-yönet formülünü yaratan iki ülke vardı önceden: İngiltere ve Fransa...
Batı emperyalizmi ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu’na uyguladığı planı, Birinci Dünya Savaşı’nda siyasal haritaları Paris ve Londra’da çizilen yapay devletlerde yineledi...
Şimdi bunları anımsayıp yaşanan kanlı teröre alkış mı tutacağız!
Hayır!
Temel hak ve özgürlükleri savunacağız, laiklik temelinde demokrasimizi geliştirmek için dik duruş sergileyeceğiz...
Yıllardır terörle yaşıyoruz, nice değerli insanımızı, gençlerimizi, askerlerimizi, polislerimizi, savcılarımızı kör teröre kurban verdik!

***

Tarih bir öykü, roman, şiir gibi okunmaz...
Tarih “an”ı yaşamaktır...
O “an”ı içinde yaşarsa tarihin ne olduğunu anlar insanoğlu...
Bugün yaşananların içinde olursanız, vahşi kapitalizmin sarmalında yaşadığınızı anlarsınız...
Terörü besleyen yoksulluktur!
Sömürgeci ruh bunu bilir, terörü besler!
Terörün, dini, imanı, ırkı, inancı, dili, rengi yoktur...
Çünkü terör, ister devlet terörü, ister sağcı-solcu, ister dinci-dinsiz, ırkçı terör olsun bir insanlık suçudur...
Paris’te 4 milyon kişi Cumhuriyet Yürüyüşü yaptı...
Başbakan Davutoğlu ve 50’yi aşkın devlet adamı, Müslüman göçmenler, Hıristiyanlar, tüm insanlar yürüdü...
Cumhuriyet gazetesi burada görevini yaptı...
Cumhuriyet, terörden başta Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Cavit Orhan Tütengil, Onat Kutlar gibi çok sayıda yazarını kaybetti!
Bu ülkede Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Musa Anter, Necip Hablemitoğlu katledildi...
Yaşadığım ve yazdığım sürece demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin yanında olacağım Cumhuriyet’le birlikte!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları