Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Din, Siyaset ve Şiddet
Aslında her ideolojinin, ne denli yumuşak ve barışçı olursa olsun, şiddet eylemleri yapan taraftarları olabilir:
“Sert” ideolojiler, emirleri
ve yasakları net ve çok olan
ideolojilerdir...
Tek tanrılı dinler, Faşizm gibi, Proletarya Diktatörlüğü gibi siyasal ideolojiler böyledir.
“Yumuşak” ideolojiler, emir ve yasaklardan çok, genel ve tek bir ilke çerçevesinde biçimlenmiş düşünce sistemleridir...
“İnsanlığa inanacaksın” gibi bir genel ilkeye dayalı olan Hümanizm böyledir.
Bu açıdan “sert” ideolojiler, şiddet eylemleri doğurmaya daha uygun bir yapıya sahiptirler, ama hiçbir ideolojinin şiddet eylemleri için araç olarak kullanılmaya karşı bağışıklığı yoktur...
Hiçbir ideoloji ve elbette İslam dini de, onu şiddet aracı olarak kullanan fanatik bireyler veya siyasal örgütlerden dolayı mahkûm da edilemez.
***
Konu, dinler açısından ele alındığında, Hıristiyanlık ile Müslümanlık arasında, başlangıç aşamaları hariç, devletin ideolojisi olmak bakımından temel bir fark yoktur:
Hıristiyanlık, ilk yayılma aşamasında barışçı bir yöntem izlemiş, ünlü “Sana bir tokat atana öteki yanağını uzat” anlayışını kullanmış, Müslümanlık ise dinle birlikte devlet kuruluşuna da temel oluşturduğundan, Hz. Muhammed ve sahabenin at üzerinde kılıçla savaşarak savunduğu ve yaydığı bir inanç olarak ortaya çıkmıştır.
Ama asıl belirleyici olan husus, Hıristiyanlığın da yöneticiler tarafından benimsenmesinden sonra, devletin egemen ideolojisi olarak kullanılması bakımından, Müslümanlık ile arasında bir fark kalmamış olmasıdır.
Bunun temel nedeni, dinin siyasette kullanılmaya başlanmasıdır:
Din, siyasal ideoloji olarak kullanıldığında, ne yazık ki, egemenlerin baskı ve zulüm aracı da olmaktadır.
***
Dinlerin ve mezheplerin siyasette egemenlik aracı olarak kullanılmalarının şiddete ve zulme yol açtığını bize tarih öğretmektedir:
Hıristiyanlıktaki mezhep savaşları Avrupa tarihini biçimlendiren en önemli süreçlerden biridir...
Müslümanlıktaki mezhep savaşları ise Hz. Ali’nin katledilmesiyle başlamıştır...
Elbette Haçlı Seferleri gibi dinler arası savaşlar da bütün dünyayı etkilemiş ve biçimlendirmiş olan siyasal olaylar arasındadır.
***
Gerek El Kaide’nin, gerek Boko Haram’ın, gerekse IŞİD’in katliamlarında ve elbette son Charlie Hebdo olayında, dinin bu siyasal egemenlik iddiası görülmezse, konu her yönüyle anlaşılamaz...
Dinsel kaynaklı siyasal şiddetin ilacı, bütün dinlere eşit uzaklıkta duran ve inanç özgürlüğünü güvence altına alan laiklik ilkesidir!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!