Sosyal medyada deprem yansımaları

26 Ocak 2020 Pazar

Sevgili okurlarım, ben çok zor yazı yazan biriyim:

Köşe yazılarımı da göndereceğim günden bir gün önce yazmaya başlıyorum...

Bittiğinde, gazetenin istediğinden çok uzun olan yazımı defalarca okuduktan, kısalttıktan ve düzelttikten sonra, üzerine uyuyorum...

Ertesi gün yeniden okuyup tekrar tekrar kısaltıyor ve düzeltiyorum...

En sonunda da içimdeki yetersizlik duygusunu yenerek gazeteye yolluyorum.

Bu devirde köşe yazısı yazmak çok çok zor:

Zaten kimse artık pek yazı okumuyor, hele uzun yazıyı hiç okumuyor; başlığına bakıp geçiyor.

O nedenle ilgi çekici bir konu bulacaksınız:

Bu konuyu, kısa, ilginç ve çarpıcı bir biçimde dile getireceksiniz...

Bunu yaparken de yazarların üzerindeki baskıyı hiç unutmayacak, özellikle iktidarın yanlışlarını eleştirirken, sizi hapse götürebilecek olan garip gerekçelerin tuzaklarına düşmemeye dikkat edeceksiniz.

***

Aslında bu Pazar günkü yazımı başka bir konuda yazmıştım ama deprem olunca, konuyu değiştirdim, hızla, depremin Sosyal Medya’daki özellikle de Twitter’daki yansımaları konusunda yeni bir yazı yazdım.

Twitter’da yarım milyona yakın izleyicim var ve ben de başta yerli ve yabancı medya kaynakları olmak üzere iki binden fazla hesabı izliyorum; yani Twitter’da ne olup bittiği hakkında oldukça gerçekçi bir izlenimim var.

Cumhuriyet’in haberine göre, Elazığ Sivrice’de Cuma gecesi saat 20.55’te 6.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Elazığ’da 17, Malatya’da 4 kişi hayatını kaybetti, 1030 kişi yaralandı.

Depremden önce, Sosyal Medya’da gündemin başına YSK’ya seçilen yeni Başkan, bekçilerin kimlik sorma olayları ve MEB’in bir kitabındaki, başı açık kadınları aşağılayan, türbanlı kadınları yücelten çizimler yerleşmişti; elbette deprem bütün konuların önüne geçti.

Ben depremi bütün haber sitelerinden önce, Twitter’dan öğrendim, sonra da olayları haber siteleriyle birlikte oradan izledim.

Neler gördüğümü (tam sırasıyla olmasa da) belirteyim:

1) Gözüme çarpan ilk tweet’lerden biri benim çok sevdiğim bir kişi tarafından panik yaratılmaması, rahatsız edici fotoğrafların paylaşılmaması konusunda atılmıştı.

2) İkinci olarak, iletişimin sağlanması için, cep telefonlarının ve internetin yoğun kullanılmaması uyarısı yapıldı.

3) Hemen depremzedelerin nerelere sığınabileceklerine ilişkin listeler ve iletişim bilgileri paylaşıldı.

4) Bu arada yanlış olarak bir fabrikanın adresi de (iyi niyetle) belirtildi ve böyle bir olanağı bulunmayan veya olanağını kullanamayan/kullandıramayan fabrikaya gidenler mağdur oldu. Hemen yalanlansa da haberi veren hanım çok üzüldü.

5) İçişleri Bakanı, Sosyal Medya’da panik yaratıcı ve/veya yalan haber ve görüntü yayımlayanların takibata uğrayacaklarını belirtti.

6) Kızılay’ın depremzedeler için SMS ile para yardımı isteği yayımlandı. Bu istek 21 yıldır deprem vergisi alındığı gerekçesiyle büyük tepki yarattı. Bu konudaki bir tweet geri çekilirken, bir Kızılay yetkilisi de bu vergi ile kendilerinin ilgisi olmadığını belirtti ve talebi devam ettirdi. Bu arada Kızılay’ın yaptığı kiralama masrafları ve örgütün içinin boşaltıldığına ilişkin eleştiriler gündeme getirildi.

7) Depremler için kurulmuş olan resmi ve gönüllü örgütler derhal olaya müdahale etmekte olduklarını ilan ettiler.

8) Belediyeler, başta üç büyük kent belediyeleri olmak kaydıyla, yurdun her yerinden yardım konvoyları ve yardım ekipleri yolladıklarını, yollayacaklarını ilan ettiler. Halkı bu konvoylara malzeme desteğine çağırdılar.

9) Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı her türlü yardım için harekete geçildiğini belirtti.

10) İlgili bakan her şeyin devletten beklenmemesi gerektiğini ilan etti. Çok tepki topladı.

11) Bir köy adına özellikle yardım istendi.

12) Bir kişi yalan bir tweet atarak enkaz altında kaldığını belirtti ve yardım istedi. Yalanı derhal açığa çıktı ve çok tepki aldı.

13) Prof. Naci Görür’ün çok kısa bir süre önce televizyonda, nokta atışı ile depremi haber verdiğine ilişkin görüntüler en çok izlenenler arasına girdi. Naci Görür, uyarıda bulunduğunu ama yeterli tedbir alınmadığını belirtti.

14) Facebook ve Instagram da genellikle bu çizgideki iletilerin (daha az yoğun olarak) paylaşıldığı iki ortamdı. Twitter, güncel olaylarda her iki ortama göre de çok daha hızlı ve yoğun bilgi kaynağı oldu.

***

Sonuç olarak, bazı olumsuzluklar görülmekle birlikte, Sosyal Medya’nın depremde, çok olumlu bir haberleşme ve yardım fonksiyonu yerine getirdiğini, getirmekte olduğunu belirtebilirim.

Elbette bunda halkımızın sağduyusunun ve yardımseverliğinin üç aşağı beş yukarı Sosyal Medya’ya da yansımış olması önemli bir etkendir.

Tüm depremzedelere, başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimle!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları