Niçin hapisten çıkıp suç işliyorlar?
Mustafa Balbay
Son Köşe Yazıları

Niçin hapisten çıkıp suç işliyorlar?

05.01.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Güncel, alışılmış haber türlerinden biri de şunlar:

Hapisten çıktı, boşandığı eşini öldürdü…”

Hapisten çıktığı gün, iki cinayet işledi…”

Hapisten çıkar çıkmaz, daha önce gasp ettiği kişiyi yine gasp etti…”

Bu haberler genellikle, “bir kadın cinayeti daha” ya da “tahliye cinayet getirdi” gibi başlıklarla işleniyor.

Madalyonun bir de öteki yüzü var:

Bu insanlar niçin özgürlüklerine kavuştuktan sonra yeniden suç işliyor? Özgürlük onlar için çok değersiz bir şey mi? Ya da onlar özgürlük deyince başka bir şey mi anlıyorlar? Türkiye’de hapisten çıkan bir kişinin yeniden suç işleyip hapse girme oranı yüzde 40’ın üzerinde. Aynı suçu işleme oranı ise yüzde 30. Neden?

Cezaevleri bir “suç atölyesi” mi?

Cezaevi topluluğu” diye tanımlanabilecek ayrı bir alt kültür mü oluştu?

Cezaevinde insanlar “kapatılma alışkanlığı” içine girip başka bir hayatı hayal dahi edemeyeceği noktaya mı geliyor?


***


6 Mart 2009 günü 30 saatlik sorgunun ardından tutuklanıp Metris’e getirildiğimde, “Bir hafta kadar burada tecritte kalırsın, sonra Silivri’ye nakledilirsin” dediler. Tecrit hücreleri tek kişilik. Ertesi gün öğleye doğru, demir kapının ortasındaki 15 santime 30 santimlik demir gözü açıp, “Havalandırmaya çıkmak ister misin” diye sordular. Bir tarafta yan yana üç hücre, üç taraf yüksek duvar. Gökyüzünde bulutlar geçiyor. Baktım selam verecek kimse yok, onlara selam vereyim derken, hücrelerden birinden, “Merhaba” diye bir ses yükseldi…

50 yaşlarında. Dişleri sigaradan katran siyahı. İnce yüzlü, seyrek beyaz saçlı. Hücre penceresi 10’ar santimetrekarelik demir parmaklıklarla örülü. Enden sekiz, boydan on demir göz var.

Tanıştık, adı İsmet… 15 yıldır cezaevinde. Cinayetten girmiş. Altı kişiyi öldürmüş, biri dışarıda, beşi hapiste. Dışarıdakini fazla anlatmadı. Hapistekileri ise her birini adeta bir diploma gibi paylaştı. Hak etmişler! Biri nefsi müdafaa, biri koğuşun kurallarına karşı gelmek, biri kalabalık kavganın ortasında…

Ne zaman çıkacağı belli değil. Çok da sorgulamıyor. Daha fazla cinayet işlememek için tek kişilik hücreyi kendisi tercih etmiş. Sekiz cezaevi dolaşmış. Her birinin tek tek özelliklerini saydı, ikisini tavsiye etti, gerisi işe yaramaz!

Bir hafta sonra başlayan uzun Silivri günlerinde ister istemez hapishane koşullarını da sorduk, sorguladık. İş atölyesi olarak ayrılan yerlerin çoğu başka amaçlar için kullanılıyordu. Kimi kurslara katılım yüksekti ama sürekli değildi. Bir gün merak ettik, “Acaba her birinde biner kişinin kaldığı 10 hapishanelik kampusta mahpuslarla konuşabilecek bir hukukçu var mıydı?” Sorduk, şu yanıtı aldık:

- Hukukçu yok ama isterseniz imam gönderebiliriz?

Olsun dedik, mademki böyle bir hizmet var, dinleyelim. Sağ olsun geldi. Güzel bir sohbet oldu. İmam gayet samimi bir üslupla bizim bu dünyadaki sorunlarımıza bir şey yapamayacağını ama öteki dünyaya hazırlayabileceğini söyledi.


***


2003 yılında cezaevlerindeki mahpus sayısı 65 bindi. Bugün 270 bin. 2003’te Türkiye’nin nüfusu 71 milyondu. Bugün 82 milyon. Nüfus yüzde 15 kadar artarken, mahpus yüzde 400 artmış.

Normal olmayan bir artış var.

Demek ki yazının başında vurguladığımız cezaevlerinin suç atölyeleri olmasından öte bir sorun söz konusu. Demek ki bir kişiyi hapse atıp da ne kadar kötü koşullarda yaşarsa o kadar ıslah olur mantığı geçerli olmamış.

Bernard Shaw, “Bir ülkede cezaevleri olduktan sonra içine kimin konduğu önemli değildir” diyor. Bu yanı başka bir yazı konusu. Ancak toplumda suç işleme eğiliminin arttığı, cezaevlerinin “ıslah” özelliğinin kalmadığı bir gerçek. Buna ciddiyetle kafa yormak gerekiyor. Örneğin kimi ülkelerde cezaevlerinde özel bir kurul var. O kurul, mahpusun cezası bitse bile topluma karışacak durumda değilse, “bırakmayın” diyor. Tersi de oluyor, cezası dolmadan topluma karışacak bir noktaya gelmişse, “serbest bırakın” diyor.

Önce şu konuyu iyi araştırarak işe başlamak gerekiyor:

Hapisten çıkan her 10 kişiden 4’ü niçin yine suç işleyip hapse giriyor?

Yazarın Son Yazıları

Bebeerkil toplum!

TÜİK deyince aklımıza ilk enflasyon rakamları geliyor ama kurumun Türkiye’nin her alandaki verilerini derleyip toparlamak, bunları “bilgi” haline getirmek gibi önemli bir işlevi var.

Devamını Oku
13.12.2025
Trumpizm: Önce Amerika!

ABD’nin yeni strateji belgesi yayımlandı.

Devamını Oku
11.12.2025
Denk bütçe!

2026 yılı bütçesinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlamasıyla ekonomi hak ettiği gündem önceliğini bir nebze kazandı.

Devamını Oku
10.12.2025
Suriye’nin bir yılı!

Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin üzerinden bir yıl geçti. 8 Aralık 2024’te Şara ve beraberindekiler Halep’ten çıktıkları engelsiz yolculukla Şam’a vardılar. Havaya sıktıkları zafer kurşunları Esad güçlerine sıktıklarından çok daha fazlaydı.

Devamını Oku
09.12.2025
Mr. Tom Barrack... Bu üslubu bırak!

Sayın Büyükelçi, göreve geldiğiniz günden beri Türkiye ve bölge üzerine tezler ortaya atıp geçmişten geleceğe aklınıza geleni söylüyorsunuz.

Devamını Oku
06.12.2025
İktidar, halkın İMF’si oldu!

Dün sabah saat 10.00’da enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte art arda buna paralel haberler döküldü:

Devamını Oku
04.12.2025
Tarım ‘şap’a otururken!

Uzunca bir süredir tarımdan gelen olumsuz haberler zincirine sonunda iktidarın TÜİK’İ de katıldı.

Devamını Oku
03.12.2025
Papanın ziyareti!

Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti sona erdi, tartışmaları devam ediyor.

Devamını Oku
02.12.2025
Yeni siyasal yelpaze ve CHP!

CHP’nin 39. olağan kurultayı Ankara için sık kullandığımız şu tanımın gölgesinde başladı...

Devamını Oku
29.11.2025
İtirafname!

İBB iddianamesi İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Devamını Oku
27.11.2025
Parçalar birleşmiyor!

Uzun süre tartışıldıktan sonra ansızın gerçekleşen İmralı görüşmesinin yeni bir sürecin başlangıcı olduğunu dün vurgulamıştık.

Devamını Oku
26.11.2025
Süreç yeni başlıyor!

Kritik haftalardan bir hafta daha başladı.

Devamını Oku
25.11.2025
CHP milleti dinledi...

Son birkaç gündür uzun süredir konuşamadığımız, Anadolu’nun pek çok yerinden eski-meyen dostların sesini duyduk.

Devamını Oku
22.11.2025
İşi İmralı’ya sürdüler!

Kamuoyunda “Terörsüz Türkiye” diye bilinen komisyonun tam adı şöyle...

Devamını Oku
20.11.2025
Erdoğan’la Bahçeli’nin Öcalan sorunu!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dün partisinin grup toplantısındaki konuşması bir süredir kulislerde dalgalanan pek çok olasılığın doğruluk payını arttırdı.

Devamını Oku
19.11.2025
Akdeniz’de ABD kuşatması!

Güney yelpazemizde birbirinden farklıymış gibi seyreden gelişmeleri birleştirince ortaya Türkiye’nin etrafını saran bir yay çıkıyor.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianamenin satırları!

Satır sözcüğünün ikinci anlamı şu...

Devamını Oku
15.11.2025
AKP’nin bitmeyen Atatürk zikzakları!

Bir 10 Kasım’da daha Mustafa Kemal Atatürk’ün unutulmaz, unutturulamaz olduğunu yaşadık.

Devamını Oku
13.11.2025
Bana her şey Ergenekon’u hatırlatıyor!

Dün sabah iktidar medyasının haber vermesiyle gündeme düşen İmamoğlu iddianamesi saat 15.00 sıralarında kamuoyuna ulaştı.

Devamını Oku
12.11.2025
45. yıl…

7 Kasım 1980 Cuma günü. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde günün sonuna yaklaşıyoruz.

Devamını Oku
11.11.2025
Hukuksuzluk Tayfun’u!

1293 gündür hapiste olan Tayfun Kahraman’la ilgili Anayasa Mahkemesi’yle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi arasındaki asimetrik çatışma Türkiye’nin hukuksuzlukta geldiği noktanın yeni bir ivmesi oldu.

Devamını Oku
08.11.2025
New York’ta sosyalizm!

Dünyanın Trump krampına girdiği bir süreçte ABD’nin kalbi New York’ta belediye başkanlığı seçimlerini Müslüman kökenli sosyalist Zohran Mamdani’nin kazanması, içinde büyük umutlar taşıyan önemli bir başlangıç olabilir!

Devamını Oku
06.11.2025
Pazarlık!

Her şeyin pazarlığa tabi olduğu bir dönemdeyiz.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasa oyunları!

Dün AKP iktidarının 23. yılıydı. Çeyrek asra yaklaşan süreci şöyle özetlemek mümkün:

Devamını Oku
04.11.2025
Sürecin şifreleri...

Birinci yılını dolduran, yolda “terörsüz Türkiye” adını alan süreçte şaşırtıcı olmayan bir “deltalaşma” aşamasına gelindi.

Devamını Oku
01.11.2025
Prof. Özer hapiste fikirleri iktidarda!

Bugün Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e yönelik operasyonun birinci yıldönümü!

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yurttaşlık bilincidir!

Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılın ikinci yılına yine en temel değerlerin tartışma konusu olduğu bir ortamda giriyor.

Devamını Oku
29.10.2025
Tükenmişlik saldırısı!

Korkunun gözleri o kadar çoktur ki insanın üzerine çöktü mü, artık her şeyi korku olarak algılar. İmamoğlu, hapiste de olsa... Özgürce siyaset yapamasa da... Ondan korkuyorlar!

Devamını Oku
28.10.2025
Ca-sus!

Dün sabahtan akşama dek sözcüğün tam anlamıyla yargı fırtınası esti!

Devamını Oku
25.10.2025
Kıbrıs dersleri!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde geçtiğimiz pazar günü yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinin yankıları devam ediyor.

Devamını Oku
23.10.2025
İddianame turşusu!

İBB soruşturmasında aylardır beklenen iddianamenin bir bölümü çıktı.

Devamını Oku
22.10.2025
Kışlalı ile haftaya bakış!

Sevgili Kışlalı, Bugün alçakça bir saldırıyla aramızdan koparılışının 26. yılı!

Devamını Oku
21.10.2025
Suriye denklemi!

Suriye Devlet Başkanı Şara’nın Moskova’ya gidişi, İsrail’le Türkiye arasındaki bu ülkenin nasıl bir geleceğe evrileceğine ilişkin soru işaretlerini biraz daha artırdı.

Devamını Oku
18.10.2025
Bitime hazırlık mı?

22 Ekim 2024’te MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik çağrısıyla başlayan, devamında “terörsüz Türkiye” diye adlandırılan süreçte sonbahar havası hissediliyor.

Devamını Oku
16.10.2025
Gazze harap olduktan sonra!

O bilinen “Basra harap olduktan sonra” deyişi ne yazık ki Gazze’ye de uyuyor. Yüzde 85’i harap olmuş, her 20 kişinden biri ölmüş ya da kaybolmuş, bebekleri ölüme doğmuş Gazze’de barışa giden yola ilişkin bir iyi niyet anlaşması yapıldı.

Devamını Oku
15.10.2025
Yavaş’ın en büyük projesi: Huzur-güven!

Seçeneğini aşağı çekmekten başka seçeneği kalmamış bir iktidarın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı da hedef alacağı aşikârdı.

Devamını Oku
14.10.2025
Tuğla...

1990’lı yılların faili meçhul cinayetler sürecinde dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Uğur Mumcu cinayeti için kullandığı “tuğla” sözcüğü Ekrem İmamoğlu ve zafer arkadaşlarının iddianamesinde de gündeme geldi!

Devamını Oku
11.10.2025
Nadir toprak elementleri!

Sanayi Devrimi’nde kömür, demir, çelik neyse bugünün iletişim devriminde nadir toprak elementleri o!

Devamını Oku
09.10.2025
Eğitimde yeni bir bozum mu?

Klasik söylemdir, “Eğitim yapboz tahtasına döndü” denir ama her değişiklik sorunları çözmek yerine katladığı için “yap” kısmı yok...

Devamını Oku
08.10.2025
Meclis zemini!

21 Ekim 1999’da alçakça bir saldırıyla aramızdan koparılan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Siyaset Bilimi kitabında Meclis’in birleştiriciliğini şöyle özetler:

Devamını Oku
07.10.2025