Mehmet Ali Güller

ABD-Rusya enerji savaşı

26 Aralık 2019 Perşembe

ABD ile Rusya, Ukrayna ve Suriye’de, hatta Libya’da çatıyor. Fakat Washington ile Moskova’nın asıl güç mücadelesi AB konusundadır. Anlatalım: 

Rusya’nın çok önemli iki projesi var: Kuzey Akım-2 ve Türk Akımı. 

Kuzey Akım-2, Rusya’dan Almanya’ya doğalgaz taşıyan boru hattı... Türk Akımı ise Rusya’dan Türkiye’ye, Türkiye’den de AB’ye doğalgaz taşıyan boru hattı...

ABD’nin AB’yi elde tutma hedefi

ABD, hem kuzeyden hem güneyden AB’ye Rus doğalgazı taşıyan bu boru hatlarının, AB’yi enerjide Moskova’ya bağımlı hale getireceğini ve AB üzerinde Rus nüfuzu oluşturacağını düşünüyor. 

AB’yi denetiminde tutamayan ABD’nin ise önümüzdeki yıllarda büyük hesaplaşmaya gideceği Çin’e ve büyük ihtimalle onun müttefiki olacak Rusya’ya karşı eli çok zayıflayacak...

Washington, Trump’ın imzaladığı savunma bütçesi ile Kuzey Akım-2 bünyesindeki şirketlere yaptırım kararı aldı; bu ABD’nin artık doğrudan Rusya ve Almanya’yı hedef alması demektir.

Alman hükümeti ABD’nin bu hamlesinin “Avrupa ve Almanya’nın içişlerine müdahale anlamına geldiğini” savunarak sert tepki gösterdi. ABD’nin Berlin Büyükelçisi Richard Grenell ise ülkesinin kararının “son derece Avrupa yanlısı bir karar” olduğunu savunarak AB’ye şu mesajı verdi: “Amaç, Avrupa enerji kaynaklarının çeşitliliğini sağlamak ve bir ülkenin ya da bir kaynağın Avrupa üzerinde enerji yoluyla çok güçlü bir nüfuz oluşturmamasını güvence altına almaktır.”

Doğu Akdeniz gazı AB’ye nereden taşınacak?

ABD’nin, enerji yoluyla Avrupa üzerindeki Rus etkisinden rahatsızlığı, kuşkusuz Suriye ve Libya meselelerini de doğrudan ilgilendiriyor. 

Suriye meselesinin, esas olmamakla birlikte, bir yönüyle Katar gazının Avrupa pazarına hangi güzergâhtan taşınacağı sorunu olduğunu daha önce bu köşede incelemiştik. 

İşte Doğu Akdeniz’deki cepheleşme ve buna bağlı olarak ısınan Libya konusu da, bir yönüyle ABD-Rusya enerji savaşıyla ilgilidir.

Şöyle ki, Doğu Akdeniz’de saptanan doğalgaz ve petrol rezervlerinin Avrupa’ya hangi güzergâhtan taşınacağı sorunu, güzergâhın geçtiği ülkeler kadar, ABD ve Rusya’yı da ilgilendiriyor. 

Zira ABD’li diplomat Grenell’in de belirttiği gibi Washington, Rusya’nın enerji yoluyla Avrupa üzerinde güçlü nüfuz kurmasını” istemiyor. Bu ABD’yi Avrupa’ya Rusya dışında enerji tedariki seçenekleri oluşturmaya itiyor. 

ABD bu amaçla bir yandan Rotterdam gibi terminaller üzerinden Avrupa’ya sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sağlamaya çalışıyor, bir yandan da Doğu Akdeniz doğalgazını Avrupa’ya taşıyacak güzergâh konusunu netleştirmeye uğraşıyor.

Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ya daha ucuz bir şekilde KKTC-Türkiye güzergâhından ya da daha pahalı bir şekilde Güney Kıbrıs-Girit-Yunanistan-İtalya güzergâhından geçecek.

Ankara-Moskova işbirliğinin önemi 

İşte bu güzergâh konusu, başta Kıbrıs sorunu olmak üzere bölgede pek çok soruna yansıyor. 

Türkiye’nin Libya’yla deniz sınırı anlaşması yapması güzergâh konusuna müdahale anlamında doğrudur; Libya’ya asker göndermesi ise iç savaşa taraf yapacağı, hatta Rusya’yla karşı karşıya gelme riski doğuracağı için yanlıştır.

ABD’nin de desteğiyle Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail’in EastMed boru hattı için imzaya hazırlandığı şu süreçte, Ankara’nın esas odaklanması gereken nokta, Rusya’nın Doğu Akdeniz gazının Avrupa’ya taşınmasında bir çıkarının olup olmadığı konusudur.

ABD’nin Güney Kıbrıs ile Rusya’nın arasını açmak üzere bu ülkeye uyguladığı silah ambargosunu bile kaldırdığı “taktik savaşları” sürecinde, Ankara’nın Suriye’den sonra Libya’da da Moskova ile işbirliği yollarını araması gerekmektedir.

Türkiye’nin Trablus hükümetiyle anlaşması, pratikte Libya’yla anlaşması anlamına gelmemektedir; asker göndererek -pek mümkün olmasa da- Trablus hükümetini Libya’nın bütününe egemen kılsa dahi, o anlaşma asıl konuya çare olmayacaktır. 

Zira asıl konu, Doğu Akdeniz’deki rezervlerin paylaşılması konusudur; Türkiye’nin ve KKTC’nin hakkını alabilmesidir. 

Bunun yolu da önce Suriye’yle, ardından da Mısır’la anlaşmaktan geçmektedir. Suriye’yle anlaşan ve Rusya’nın desteğini alan bir Türkiye, Mısır’ı Güney Kıbrıs-İsrail-Yunanistan cephesinden koparabilir.







Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

G20’nin dönüşümü 23 Kasım 2024
Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları