Olaylar Ve Görüşler

Bolivya halkı izin vermeyecek...

23 Kasım 2019 Cumartesi

YAZAR: Orhan Özkaya / Yazar

ABD Venezüella’ya uygulamaya çalıştığı darbe planlarını, Maduro’nun halkla birlikte direnişi, yine orduyu yanına alarak işgal mayınlarını temizlemesi, hesapları altüst etti. Meclis Başkanı’nın kendisini başkan ilan etmesi, ordu içinden bir grup işbirlikçiyle isyana kalkışması, Venezüella halkının çelik direnciyle karşılaşınca ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. İşte Bolivya’da da aynı stratejik şablonu sanki fotokopiden alınmış gibi sağcı muhalif bayan senatörün kendisini Meclis Başkanı ilan ederek Meksika’ya sığınan Morales’in yerine geçmesi, darbenin önceden planlandığını gösteriyor. Muhalefet milletvekillerinin hiçbirisinin katılmamasına karşın başkanlık makamını işgal etmek, yasal bir dayanak oluşturmamakta... 

Evo Morales, büyük bir iç savaşı önleyerek istifa etmiş ve Meksika’nın seçilmiş sol başkanının davetini kabul ederek sığınmış, ancak mücadeleyi daha yoğunlaştırarak geri döneceğini dünyaya açıklamıştır. ABD, Bolivya’nın maden zenginlikleri, doğalgazı ve petrolünden daha ziyade; Latin Amerika’nın Simon Bolivar devrimleriyle uyanmasını hazmedememiş Castro, Che ve Hugo Chavez’lerin yükselttiği devrim bayrağını, bağımsızlık tutkusunu kabul edememiş, kurduğu yeni tuzaklarla halkların kanını emmeye devam edeceğini göstermekte... Morales’i kolayca devirip işbirlikçi iktidarını kuracağını zannederek çılgınca bu komploları sürdüreceğini, sıranın Ortega ve diğerlerinde olduğunu Trump basın toplantılarında açıklamaktan geri durmuyor.   

       

HALK, DEVRİMLERİN BİLİNCİNDE  

Morales, kendisini her türlü kuşatma altına alarak yıpratmaya çalışan ABD yanlısı basına, psikolojik direniş göstererek halkla birlikte sömürü düzenine karşı yaptıkları atılımları ve emperyalizmin tuzaklarının farkında olduklarını ve geri adım atmalarının söz konusu olamayacağını vurgulamıştır. Miami’deki Küba karşıtı grupların sözcüsü Miami Herald gazetesi, Evo Morales ile yaptığı daha önceki röportajda ülkedeki umut verici süreci karalamaya çalışırken Morales karşıdevrimi, gazetenin iddialarını rakamlarla çürütmüştü... Devrimden sonra Küba’yı terk eden Kübalıların sözcülüğünü yapan gazete yapılan röportajda Morales, “Barışçıl ve demokratik devrime” doğru yola devam edeceklerini ifade etmiş; soruları cevaplarken bazı uzmanların “Castro ve Chavez’in etkisiyle sol bir politika izlediği” tespitine karşı çıkmıştı. Başkanlık binasında yapılan bir saatlik görüşmede Morales, “Sorunları çözmek için buradayım, sola ya da sağa kaydığımı düşünenler yanılıyor. Benim işim yoksulun yanında olmaktır” dedi. Morales, 200 yıldır devlet başkanlığına gelen ilk yerli olarak ve iktidara gelir gelmez Küba ve Venezüella ile işbirliğine girerek ABD’ nin dikkatini çekmiş, kamulaştırma çalışmalarıyla da Bolivya zenginleriyle çatışma haline girmişti. Son olarak İsviçreli bir şirkete ait bir madenin kamulaştırılmasıyla Avrupa’nın tepkisini topladı. Zenginlerin elinden işlenmeyen toprakları alıp topraksız binlerce yoksul köylüye dağıtması ve ülkenin en temel geliri olan doğalgaz sektörünü kamulaştırmasıyla ülkedeki yoksul kesimlerin desteğini alan Morales, aynı oranda düşman sahibi olduğunu da bildiğini söylüyordu. Gaz sektörünü kamulaştırmasının yanı sıra yabancı maden şirketlerinden daha fazla vergi talep edeceğini röportajda yineleyen Morales, “Özel yatırımlara saygı duyuyoruz, ancak hiç vergi ödemeyen yabancı maden şirketleri var ve bunları kabul edemeyiz” demişti.

‘ARTIK DİLENCİ BİR TOPLUM DEĞİLİZ’ 

Gazete, sözcülüğünü yaptığı Küba karşıtı grupların Küba’ya karşı uyguladığı politikanın benzerini, Morales için de bazı taşlamalarda bulunarak uyguladı. Gazete, “kurnaz bir siyasetçi” olarak tanımladığı Morales’in, toplam nüfusun yüzde 60’ını oluşturan ve günde sadece yaklaşık 2 dolarla yaşayan yoksul Bolivya yerlilerini kandırdığını vurguladı. Miami Herald, Florida Üniversitesi’nde profesörlük yapan Bolivyalı Eduardo Gamarra’dan da görüş alarak tespitini desteklemişti. Gamarra, Morales’in yaptığı tek şeyin, siyasetten dışlanmış yerlilerin temsilcisi rolüne soyunarak onları siyasi hayata dahil etmek olduğunu açıkladı. Gazete ayrıca bölgesel ayrılıklara da vurgu yaparak, İspanyol elitlerin yaşadığı ve piyasa kurallarının işletilmeye çalışıldığı doğu bölgesi ve yerlilerin yaşadığı batı bölgesinin çatışma halinde olduğunu tekrar etti. La Paz’da siyasi uzman olan Cavetano Llobet de konuyla ilgili gazeteye verdiği demeçte, Morales’in anayasa konusunda inatçı olmasını eleştirdi ve böyle giderse küreselleşen dünyada yalnızlaşacağını dile getirdi. Miami Herald’ın siyaset uzmanlarından aldığı destekle resmetmeye çalıştığı Bolivya tablosu, Morales’in verdiği bilgilerle daha farklı bir içeriğe bürünmüştü. Morales, 3 milyar dolarlık yabancı rezervleri bulunduğunu ve 2006 yılında, 1970 yılından beri ilk kez rekor seviyede bir bütçe fazlalığı (yüzde 5.9) elde ettiklerini dile getirdi. Morales, “Artık dilenci bir toplum değiliz” diyerek ülkesinin toparlanmakta olduğunu dünyaya ilan etmişti.

Küba’yla işbirliğinin eleştirilmesine, “Castro ile buluştuğumuz dönemlerde bana hiçbir zaman ideolojiden bahsetmez. Bahsettiği konular sadece, sağlık, eğitim ve doğal kaynaklar oluyor. Fidel’in dünyanın bir numaralı doktoru ve bir numaralı hümanisti olduğunu iddia ediyorum” demişti. Morales ayrıca, Küba’nın hiçbir bedel istemeksizin gönderdiği doktorlarla ve 70 bin Bolivyalının göz tedavisi için Küba’ya gitmesiyle aralarındaki işbirliğinin pekiştiğini de dile getirdi. Morales, Venezüella’nın da milyonlarca dolarlık karşılıksız yardım da bulunduğunu vurgulayarak Hugo Chavez’le birlikte örgütlü bir Güney Amerika hayal ettiklerini ifade etti. Bu tür yapılan değerlendirmeler Bolivya’ da yapılan devrimin gücünü inkâr eden emperyalist çevrelerin hâlâ onun geriye götürülmesi çabalarını sürdürdüklerini gösteriyor. Bolivya’da yerli halkın iktidarını gerçekleştiren Morales büyük bir sevgiyle halkının gönlünde taht kurdu. Bütün kamu varlıklarını onların lehine sunmuş, yolsuzlukların kaynağını tıkamıştır. Her türlü halk yararına, gelişmeye imza attı. İşte bu nedenle ABD, tahammülsüzlüğünü kesintiye uğratmadan sürdürüyor. Ancak kendi çöküşünü önlemesi mümkün olmayacak... 




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları