Hikmet Çetinkaya

Oh Olsun Diyenlere, Oh Olsun Demeyiz...

17 Aralık 2014 Çarşamba

Türkiye’ye baskıcı, otoriter bir rejim gelirse yine bu ülkenin solcularının, yurtseverlerinin, sosyalistlerinin, komünistlerinin, demokratlarının, gerçek aydınlarının, emekçilerinin, gençlerinin başları yanar...
Sorun, baskıcı rejime karşı bir demokrasi ve özgürlük cephesi kurmakta...
Ülkemizde eksik olan evrensel hukuk, temel hak ve özgürlükler, adalette eşitlik ve yargı bağımsızlığıdır...
Salt adalette eşitlik değil dürüstlük de gereklidir.
Siyasal iktidar, demokrasi ve özgürlükleri bir yaşam biçimi olarak görmüyor; polis, eğitim, yargı kadrolarıyla Türkiye’de tek parti dönemine özgü bir yapılandırmayı yeniden kurmak için çabalıyor...
İki yıl önceye dek Fethullah Gülen cemaatiyle birlikte hareket eden hükümet, bugün onları “terörist” olarak yaftalıyor.
Yargı ve adalet konusunda, tahsisler ve ihalelerde çıkarılan yasalar, anayasal değişiklikler size neyi anımsatıyor?
AKP’nin hükümranlığını!
Faşizmi!
Otoriter-totaliter bir rejimi!
Cemaatin Türkiye’de nasıl yapılandığını, TSK’ye, polise, yargıya, eğitime nasıl sızdığını, amaçlarını 1975 yılından bu yana yazıyorum...
Ben bu yazıları yargı kararlarından alıp yazdım, devletin istihbarat birimlerinden, MİT’ten falan değil...

***

Benim tavrım açık...
Ne cemaatin yanındayım ne de iktidarın...
Demokrasiden, özgürlüklerden yanayım.
Bu operasyon hem iki yıl önceki MİT baskınının hem de bugün bir yaşını dolduran 17/25 Aralık’ın öcünü almak için yapılmıştır.
Bugün cemaate yapılan operasyon Zaman gazetesiyle kalmayacak, yeni gözaltılar olacaktır...
Bu bir demokrasi ayıbıdır!
Şimdi mağdur olanlar 2008- 2009 operasyonlarında çok can yaktı, dün uzun uzun anlattım.
O can yakanlara, Cumhuriyet’e acımasızca saldıranlara, haber yapıp yazı yazanlara “oh olsun” demiyorum.
Çünkü vicdan sahibiyim, insanım!
Demokrasi ve özgürlükleri hayatım boyunca savundum, savunmayı sürdüreceğim!
Açık söyleyeyim:
“Ne kindarım ne dindar!”
Beş-altı yıl önce, gazeteciler gözaltına alınırken ne diyorlardı bugün mağdur olanlar:
“Onlar gazetecilik yapmaktan değil, terörist oldukları için tutuklanıyorlar...”
Şimdi bu sözleri söyleyenler, ellerinde pankartlar taşıyor:
“Özgür basın susturulamaz!”
Arkadaşımız Ahmet Şık, cemaat operasyonu için bakın ne demişti, bir kez daha anımsatayım:
“Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden cemaatin bugün yaşadığının adı da faşizmdir!”

***

Gazeteciler, dizi yönetmenleri...
Kimileri salıverildi, ifadeleri alındıktan sonra!
Gözaltında Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca kaldı...
Savcı, üç günlük daha gözaltı süresi istedi!
Süreçte pek çok şaşırtıcı olayla karşı karşıya gelebiliriz. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önce “inlerine gireceğiz” demişti.
Hizmet eri Fuat Avni’nin sosyal medyada yazdıklarını izleyebilirsek, önceden öğrenme olanağımız olacak.
Hükümet eski gücünü yitirirken, 2015 seçimleri öncesi, hem Kürt sorununu bir başka bahara ertelemeyi, bu arada milliyetçi kesimi yanına alıp yürümeyi düşlerken, gerçekten şaşırtıcı olaylarla karşılaşabiliriz...
Ekonomi alarm veriyor, olsun!
Şu Fethullahçı yapıyı kırmak gerek!

***

Fethullahçı yapı kırılır mı kırılmaz mı?
ABD, Almanya, İngiltere ve öteki ülkeler...
Cemaatin en yoğun örgütlendiği ülke ABD ve Almanya...
En çok okulu ABD’de bulunuyor ve çok güçlü bir lobisi var orada...
Bunları geçelim!
Cemaat için “oh olsun” demiyorum, diyemem...
Ne iktidarın yanındayım ne de cemaatin!
Demokrasiyi, evrensel hukuku, adalette eşitliği, dürüstlüğü, temel hak ve özgürlükleri savunuyorum.
Oh olsun diyenlere, oh olsun demeyiz!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları