Hikmet Çetinkaya

Fethullahçıları Devirmek Kolay mı?..

11 Aralık 2014 Perşembe

Türkiye’nin gündeminden bir türlü düşmeyen yaşam hakkı, barış, güven, güvenlik paketi, makul şüpheli...
İktidar devleti ele geçirdikçe baskılar artıyor, siyasetin salt Meclis’te yapılacağı algısı yaratılıyor.
Demokrasi ve özgürlüklerin bir yaşam biçimi olduğuna inanmayanlar sahnede “demokrasi oyunu” oynamayı sürdürüyor.
Hukuk devleti düzeni, bağımsız yargı...
Uzun yıllar cemaatle el ele, kol kola yürüyenler şimdilerde birbirlerine düşman olmuş.
Yıllar çabuk geçiyor, 2008- 2009’da yaşanan “büyük tufan” belleğimizden siliniyor...
Bugün, cemaatle işbirliği yapan AKP iktidarı ayakta alkışlanıyor kimi çevrelerce...
Sanki o “cadı avı”nı Fethullahçılar tek başlarına yaptı, iktidarın hiç haberi yoktu, gülerler adama...
Kahraman polisleri, efsane savcıları o koltuklara getiren güç kimdi?
Gerçekleri görmek için 40 yıl önceye gitmek gerekir...
Devlet içinde nasıl örgütlendiklerini görmeden, altı yıl önce yaşananları yazamayız, anlatamayız...
Cemaatlerin, siyasal İslamcıların bir amacı vardır...

***

Amaçlarını önceleri çok yazdım...
Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve Milli Eğitim gibi devletin önemli kurum ve kuruluşlarında örgütlenmek...
Siyasal İslamcılar bunu pek beceremediler ama cemaat amacına 40 yıllık bir süreçten sonra ulaştı...
Bu konuları yıllardır yazdım ama pek inandıramadım...
Cemaat ve AKP, 2002 seçimlerinden 17/25 Aralık 2013’e dek birlikteydiler...
Cadı avını birlikte yaptılar, pek çok suçsuz insanı “darbeci-terörist” olarak yaftaladılar, zindanlara attılar...
Yol ayrımının siyasal olarak AKP’ye zararı değil faydası oldu ama olan masum insanlara oldu...
Şimdi hesaplaşma zamanı...
Güvenlik paketi, makul şüpheli falan diyerek yeni bir yaftalama, haşhaşi, terörist, hükümeti yıkma planı...
Devletin askeri, devletin polisi, devletin savcısı, devletin yargıcı...
Bunlar nasıl olur da terörist olur!
Elbet kasalar, paralar, kutular ortaya çıkınca...
Devlet içinde örgütlü bu yapıyı çökertmek çok zor...
Bu yapının ekonomisi sağlam temellere dayanıyor...
Bankası var, Türkiye’de, tüm dünyada okulları var, çokuluslu altın avcılarıyla ortak madenleri var hem içeride hem dışarıda...

***

İktidar, yaşamın her alanında istediklerini yapabilmek adına, kendileri için engel gördükleri kişileri, kurumları baskı altına almaya çalışıyor.
Cemaatle aralarında çıkar yüzünden çıkan çatışmadan sonra bir ara yön değiştirdi ama kavga sürüyor.
Bu arada hukuksal ihlaller, yasaklar, makul şüpheliler...
İktidarın gücü demokrasiden değil, yeni suç örgütleri oluşturarak demokrasiyi engelleyip, kendi inancını ülkeye yaymak...
Çok tehlikeli bir yöne doğru gittiğimizin farkında değiliz...
Cemaatler de aynı inanç türünden gelir, kimileri AKP’yi destekler, kimileri başka bir sağ partiyi...
Fethullah Gülen, 12 Eylül 1980 darbesine dek Mehmet Kutlular’ın “Yeni Asya Kolu”ndan bir nurcuydu...
Gülen ve yandaşları o tarihe dek hiç Erbakan Hoca’nın partisi MSP’ye oy vermedi, birbirlerini hiç sevmedi...
Fethullahçılar, 1982 Anayasası oylamasında Kenan Evren ve Turgut Özal’ın ricasıyla, ödünler koparıp “evet” oyu verdi...

***

Bugün AKP darbe yasalarını, yüzde 10 barajını savunuyor...
Fethullahçılar da darbe yasalarını, barajı savunmadılar mı geçmişte!
Belleğimizde kimi bilgiler çabuk siliniyor, bizim havuzcular Pensilvanya’da Gülen’le görüşmek, hayır duasını almak için bekledikleri yılları unuttular...
Bir de hediye edilen kol saatlerini...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları