Hikmet Çetinkaya

AK Saray’ın Tetikçileri...

09 Aralık 2014 Salı

Genç kaçıyordu sokakta, birkaç kişi onu kovalıyordu ellerinde sopalarla...
Bir sağa bir sola...
Biri çelme atıyordu kaçan gence!
Yere düşüyordu genç. Sopalı saldırganlar başına, sırtına sopaları indiriyorlardı acımasızca!
O gencin adı Ali İsmail Korkmaz’dı...
Saldırganların elinden kurtulup arkadaşlarıyla hastaneye gitti, doktor şöyle bir baktı, reçete yazıp gönderdi dayak yiyen genci...
Evine döndü, fenalaştı; yeniden hastaneye kaldırıldı ve beyin kanamasından öldü...
Yargı sürüyor!
Ali İsmail’i öldürenler de polis, savunmasını yapmıştı kasım ayında:
Gezi Parkı darbe ise ben görevimi yerine getirdim. Görevim darbeyi bastırmaktı çünkü. Vicdanım rahat.”
O polis, darbe olmuş da tankın önüne atlamış gibi...
Bakın komşu Yunanistan’da, ABD’de neler oluyor!
Her taraf yangın yeri!
Ülkeyi yönetenler oralarda şöyle konuşmuyor:
“Gezi Parkı bir darbeydi, kahraman polisimize emri ben verdim...”
AK Saray’ın medya tetikçileri, neredeyse 24 saat televizyonların tartışma programlarının vazgeçilmez yıldızları, kapıkulluğunu beceriyle yapıyordu!
Gün onların günüydü...

***

Gezi Direnişi Türkiye’de gözümüzü açtı mı? Açmadı pek, kuşkuluyum ama bu bizim liberal tayfayı, AKP’nin kuyruğuna takılıp giden, 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa oylamasında “yetmez ama evet” diyenleri titretip kendine getirdi...
Yol ayrımına gelindi, kopanlar koptu!
Sonracığıma 17/25 Aralık...
Tapeler-mapeler, kasalar, kutular...
700 bin liralık kol saati, bakan çocukları, mal-mülk...
Uzun uzun anlatmama gerek yok, her şey tüm pislikler ortaya döküldü, kıyamet koptu; tam yerel seçim öncesi iktidar meydanlara çıktı, işin altından kalktı...
Seçimlerden istediği sonucu aldı...
İktidar-Cemaat savaşları başladı!
Şu anda ipler AK Saray’ın elinde, cemaat sıkışmış durumda.
17 Aralık’ta olanlar da darbe girişimiymiş!
Nasıl yani falan demeyin, öyle yani!
Cemaat direniyor, polise diz çöktürülüyor, yargı düzeni için hazırlıklar yapılıyor.
Önce şu sıfırlamalar falan bitirilsin, göstermelik yargılamalar yapılsın.
Daha yapılacak çok işi var AK Saray’ın...
Tetikçiler hazır kuvvet!
Bizim liboş takımı şaşkın!
RTE bir zamanlar yanında taşıdığı “abilerini” silkeledi ya siz ona bakın.
Eski yol arkadaşları birbirleriyle selamlaşmıyor medya cephesinde...
Küsler sizin anlayacağınız!

***

Çocukların kızlı erkekli okumasından, bahçede birbirleriyle dolaşmasından, parkta gezinmesinden rahatsız olup “günah işliyorlar” denmesi sizi utandırmıyor...
Hırsızlar, soyguncular, talancılar utandırmıyor...
Hortumcular utandırmıyor!
Sizin için İslam dininde haram yok!
Bir yandan “barış süreci” derman, öte yandan 17 yaşındaki Rojhat Özdel Yüksekova’da polis kurşunuyla öldürülüyor...
Tek kurşun çocuğun şahdamarına giriyor...
O sırada olay var mı yok mu?
Olmadığı öne sürülüyor!
Bingöl’de üç polis şehit edildi...
Peki, neden yargı bu olay için yayın yasağı koydu?
Yanıt yok!
Kirlilik, vicdansızlık diz boyu!
Kimsenin umurunda değil!
Medyayı baskı altına alın, konuşanların, yazanların üzerine çarpı atın, açığını arayın...
Demokrat ve özgürlükçüydünüz değil mi?
Canım sıfırlayın önce, sonra işinize dönüp bakarsınız...

***

Rasih Nuri İleri’yi 94 yaşında sonsuzluğa uğurluyoruz. Eski “komünist, sosyalist, devrimci” yoldaşlarının yanına.
Bir tarihi yitirdik!
1942’de TKP’ye üye olarak başlayan bir siyasal hayat!
İleri’yi çok özleyeceğiz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları