Dün Kürt Yoktu, Bugün Türk Yok

05 Aralık 2013 Perşembe

Başbakan’ın diline iki sözcük ya hiç gelmiyor ya da çok ender... O da sıkışınca: Atatürk ve Türk...
Atatürk demiyor Gazi Mustafa Kemal diyor. Son yıllarda da Türk sözcüğünü ağzından kerpetenle çekip alabiliyorsunuz...
Nedenini sormayın biliyorsunuz.. Özellikle Kürt sorununa yönelik geliştirdiği politikalar, Türklüğü bastırıp yok saymasını, Kürtlüğü ise vurgulayıp yüceltmesini gerektiriyor..
Türk yerine RTE ümmet kavramını geçiriyor. Biz ümmetiz, Kürtler ise ümmetin Kürt parçası! Dolayısıyla ulus veya ulusal devlet de yok.. Türkiye var mı bilmiyoruz ama Kürdistan var.. “Türkiye Cumhuriyeti” adı, logolardan, valiliklerden, bakanlıklardan, örneğin Devlet Nişanı’ndan adım adım kaldırılıyor.. Rektör kılığına bürünmüş iktidarın borazancıları, bu gelişmeye uygun olarak üniversitelerde öğrencilerin kurduğu onlarca kulüp arasında Atatürk düşünce derneklerini yasaklamaya başladılar..
Hükümet TV’liğine terfi etmiş eskinin yaygın izlenen bir haber kanalında, “Ermeni soykırımı” üzerine Allahına kadar müthiş söylevlerde, Türklere bu dünyada kaçacak/yaşayacak fare deliği bile bırakılmıyor... Bizim alçaklığa terfi etmiş bir kısım ama sayıları hiç de az olmayan onuncu dereceden aydın türevlerinin, zaten Türk deyince tüyleri diken diken oluyor.
Güncel siyasi ortam Türkleri, kendini Türk bilen/diyenleri yok etmeye çok uygun!

***

Türk, kavram olarak, iktidarca tu kaka edilmeye başlanınca, birileri da durumdan vazife çıkarıp “Türk ırkı yoktur” deyivermiş. Şehvete bak! Sanırsınız ki Angelina Jolie ile yakın temasa gelmiş!
Yasin Aktay’ın profesör unvanı olduğunu da öğrendim kendi sesinden.. Fatih Altaylı’ya yanıt verirken, “Koca profesöre ders vermeye kalkışıyor” benzeri bir cümle kurunca.. Öf öffff!!!
Meseleyi ırk düzeyine indirince, bilimsel olacak sözde... Bunlar “ırk”ın da ne olduğunu bilmeyebilir doğru dürüst. İnsanlığın küresel dağılımında “saf kan Arap atı”ndan bile şüphe edilmesi gerektiğini de..
“Türk ırkı” üzerine bir tartışmaya veya ciddi bir analize, bugüne kadar yaptığım okumaların hiçbirinde tanık olmadım. Belki “kana dayalı ırk” zırvalığıyla hiç ilgilenmediğim içindir!
Ama “Türk”, “Türklük” üzerine dünya kaynıyor (yani kütüphaneler, yayınlar, bilgi belge analiz vb..).. Avrupalı, Anadolu’da yaşayanlara “Türkler” demiş. Osmanlı ise kendine Türk dememiş! Sarayları “imparatorluk kadınları” ile dolup taşmış ve çocukları da bu kadınlardan olmuş. Türkler, cephelerde ölü insanlar olarak gerekli olmuş Osmanlı’ya daha çok! Osmanoğulları’nın “kan”ını imparatorluk sülalesi içinde izlemiş mi kimse?!
Ama ne gam! Osmanlı, Türk olmaktan yakasını bir türlü kurtaramadı! Onca uğraşmasına rağmen! Türk ve Müslüman adları, sürek avı gibi Osmanlı’yı izlemiş.
Ahhh! Bir de caaanım Türkçe tabii ki!
Osmanlı dilini bile değiştirmiş ama Yunus Emre’leri ve Anadolu’da hep köylü olarak bırakılmış “Türklerin” (parantez içine alayım ne olur ne olmaz!) Türkçesini silememiş..
Türkçe, şarkılarda, atışmalarda, söyleşilerde, kavgalarda, küfürlerde, aşklarda, tarlada, dağda bayırda, gökte-yeraltında, ağaçlarda, kuşlarda, böceklerde yaşamış, alıp başını bugünlere gelmiş...
Hey Yasin Aktay! Türk yoksa Türkçe vardır! Türkçe evire çevire döver, sana yeter de artar bile.. Türkler, Türkçedir!.. Irk, senin olsun!

***

“Türk Irkı” bir sentezmiş. Artık bu çağda böyle şeyce şeyler yumurtlamak, bilimsellik mi oluyor!?
Dil, tarih, coğrafya içinde bir süreklilik birliği içinde yaşamış insanlar, kendilerine ne diyorlarsa, ‘o’durlar..
“Onlar”, modern çağda “ulus” olarak evrilmişler, “millet”e büyümüşler, bütün dünyada olduğu gibi. Sınırları, bayrağı, egemenliği ile devlet olmuşlar.. Bir devlet sınırları içinde örgütlenme biçimine “ulus devlet”, daha doğrusu “ulusal devlet”, böyle ülkelerin birliğini gelişmesini savunanlara da “ulusalcı” denmiş... Ulusalcılık, daha çok ezilen, henüz kendini tam başaramamış ülkelerde bir akım olarak belirebilir (Türkiye!!).. Almanya’da ulusalcılık akımı yaratmak zordur, çünkü ulusalcılık orada içselleştirilmiştir, çünkü Almanya hemen her şeyi başarmıştır, tartışacak yönü yoktur; egemendir, zengindir.. orada ancak uydurulmuş küçük Alman ırkı akımı olabilir.
Bütün uluslar, birer kültürdür. u304 İsimlerini de genellikle dillerinden alır. Çokdillileri de var, çokkültürlüleri de.. Yasin Aktay, Kürt, Arap veya başka bir topluluğa/kültüre kendini ait hissedebilir. Yeri başımın üzerinde...
Tabii, Erdoğan ve Davutoğlu’nun aştığı ümmetçilik yolu, Türkleri yok sayma, Kürt ve Kürtlüğü, Kürt ulusalcılığını yüceltme yolunu aştı. Eskinin tersine gittik!
Kürtler açısından bir şey demem ama iktidarın söylemleri açısından derim: RTE, yakın geleceğini, Kürtler üzerine kuruyor.. Diyarbakır’a belediye başkanı adayı olarak atadığı Galip Ensarioğlu’nun “Türkiye’de Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın adı Kürdistandır” sözü, bu politikanın çok ciddi dışavurumudur. Osman Baydemir “Türkiye Kürdistanı” demişti.. O niye korkuyor? RTE’ye oy kazandırması için Baydemir’i yakalaması gerekir bence..
Hadi, bakalım Türkleri kim kurtaracak!

Not: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden beni düzelten bir açıklama geldi, yayımlıyorum: “Cumhuriyet gazetesinde dün yazdığınız yazıyla ilgili sizi bilgilendirmek istedik. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), 2009 Sedat Simavi Ödülünü, “Balyoz Davası” nedeniyle Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’ya vermedi. Ödül, gazetecilik dalında, “O Dört Er Böyle Öldü: Pimini Çekip Bombayı Verdi” başlıklı haberi nedeniyle verildi. Düzeltmenizi rica ederiz. Sibel Güneş, TGC Genel Sekreteri.”  

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları