Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Siyasetin dili ve kadın cinayetleri
Türkiye’nin en büyük toplumsal ve siyasal sorunu Atatürk Devrimlerine rağmen, Feodal Kültür’den hâlâ kurtulamamış olmasıdır.
Feodal Kültürün kalıntılarının hâlâ egemenliklerini sürdürmelerine ek olarak, politikacılar ve özellikle sağcı politikacılar, kendi çıkarları için, Aşiret Kültürü değerlerini topluma dayatmakta ve ne yazık ki böylece, ilkel kültür kalıntılarının devamını ve hatta güçlenmelerini sağlamaktadırlar.
***
Geçmişin “Feodal Aşiret Kültürü”, “Çağdaş Çoğulcu Demokrasi”nin en büyük düşmanıdır:
Bu kültür, ailenin/ aşiretin/reisin kimliğini başka bütün kimliklerden üstün görür.
Bununla da yetinmez, kendi ailesinin/aşiretinin/ reisinin kimliğinden farklı olan bütün kimlikleri kendisine düşman olarak algılar ve öyle konumlandırır.
Bu kültüre göre ailenin/ aşiretin/reisin varlığı, (bekası) her kişiden/ bireyden önemlidir; bireylerin/kişilerin varlıkları (bekaları) sadece ve yalnızca ailenin/aşiretin/ reisin varlığına, (bekasına) refahına, gücüne bağlıdır.
En yüce ve en mukaddes olan değer, aileye/aşirete/reise bağlılıktır; ailenin/ aşiretin/reisin değerleri, inançları, gelenekleri ve elbette kimliği her şeyin üstündedir!
***
Türkiye gibi “Endüstrileşme ve Kentleşme Sürecini” tamamlayamamış olan ve hâlâ Feodal Kültür kalıntılarıyla boğuşan ülkelerde politikacılar ne yazık ki bu “Aşiret Kültürüne” dayalı bir “Parti Devleti” ve bir “Kişisel İktidar” kurma çabasındadırlar:
Çağdaş çoğulcu Demokrasilerin vazgeçilmez örgütleri olan partilerle olan ilişkiler, genellikle sağcı olan bu politikacılar tarafından taraftarlarına bir “Aile/ Aşiret” bağı gibi empoze edilir...
Liyakat rafa kaldırılır, nepotizm (kayırmacılık) egemen olur.
Kendilerine oy veren seçmenler, uzak akrabalardan oluşan aşiret mensupları olarak, ufak tefek menfaatlarla beslenirken pastanın büyük dilimi “Aile”ye ve yakın akrabalara aktarılır.
Elbette bu düzenin devam etmesi için siyasetin dili, “Aile/ Aşiret/Reis” kimliği gibi mukaddesleştirilen “Parti/ Lider” kimliğine dayalı olarak, “biz ve onlar” ayrımıyla keskinleştirilir:
Muhalifler, yabancılaştırılır, hatta ihanetle suçlanır...
Ayrımcılık, kavga ve “nefret dili” siyasete egemen olur!
Sonuçta siyasetin “nefret dili” bütün toplumu etkiler:
İlişkiler kabalaşır...
İnsanlar arası sevgi, güven ve dayanışma azalır...
Kaba kuvvet egemen olur...
Kadın cinayetleri de artar!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- 'Tarihe not düşmek için geldim'