Hikmet Çetinkaya

Ey Senin Fıtratını...

26 Kasım 2014 Çarşamba

Son sürat çalkantılı bir siyasal süreç içinde yaşarken, tarihin sayfalarını karıştırmak yerine yaşananlara bakmakta yarar var...
Böyle dönemlerde kimin ne yapacağı, neler olacağı sorusunun çengeli daha da büyüyor...
Bir giz perdesini açmak, olayları yakından görebilmek...
İnsan olmanın, düşünce üretmenin temelinde bilgi ve birikim yatar...
Boş sözlerle Amerika’nın, Avustralya’nın keşfiyle uğraşıp kafaları karıştırmak, acı ama gerçek ki siyasetin temel kurallarından biri oldu günümüzde...
Gündem değiştirme ustaları, Ak Saray’lar, Küba’ya cami falan derken, kalkınan, gelişen, uygarlaşan Türkiye masallarını dinliyoruz...
Alevi açılımını seçim öncesi, çözüm süreciyle yan yana koyup hem Türkleri, hem Kürtleri hem de Alevileri kandırıyorsunuz...
RTE bu arada yeni gündem yaratmayı iç rahatlığıyla sürdürüyor, kadın-erkek eşitliğine yine “fıtrat” diye karşı çıkıyor...
Bir tartışma başlıyor böylece!
Anlayış yeni değil aslında...
Kadınla erkeği eşit konuma getirmek onların fıtratında yer almaz...
Kimileri bu yüzden Mustafa Kemal’e karşıdır...

***

Karşıdır; çünkü Atatürk, 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı getiren yasayı koymuş, kadınları kara çarşaftan ve peçeden kurtarmış, çalışma yaşamına katmıştır...
1934 yılında pek çok Avrupa ülkesinde kadınların seçme ve seçilme hakkı yokken, kadınlarımız bu hakkı kazanmıştır...
Cumhuriyet’in manşeti dün tüm çıplaklığıyla 2014’ün sonlarına doğru Türkiye’nin ne denli çağdaş bir ülke olduğunu gösteriyordu:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın-erkek eşitliğini bir kez daha ayaklar altına aldı...”
Manşet haberin yanı başında Musa Kart’ın harika karikatürü...
Bir ilkçağ adamı geri planda bir kadını bıçaklıyor, bir başkası ise elinde çivili sopayla bir kadını yerde sürüklüyor, göç eden kuş sürüsünün önderinin uyarısı:
“Kafanız karışmasın arkadaşlar Türkiye üzerinden geçiyoruz... Yıl 2014...”
Gazetelerimiz Türkiye’de yaşananları değil İran’da yaşananları haber olarak görüyor, birkaçı dışında...
İran’da erkeklerin voleybol maçına giden İran kökenli İngiliz yurttaşı kızın tutuklanıp bir süre sonra serbest bırakılmasını birinci sayfalarından verirken, RTE’nin söylediklerini şöyle aktarıyorlar sayfalarına:
“Eşit değil, eşdeğer!”
Sevsinler!

***

Köleci toplumlarda kadın dışlanır, horlanır, aşağılanır...
Bir meşguliyet bulunmuştur kadına:
“Kadın evinde oturur!”
Kadın, kimi şeriatla yönetilen ülkelerde, köle toplumlarında yanında erkek çocuğu, kocası olmadan dışarı çıkamaz, otomobil süremez...
Özgürce düşünmek, dünyayı kavramak, bağımsız eleştirmek kadının işi değildir bizim ülkemizde...
Yıl 2014...
Erkek, zorla kadının beynine kelepçe takmak istiyor, babalar kız çocuklarını okula göndermek yerine 14 yaşında imam nikâhıyla evlendirmek istiyor, kimi İslam ülkelerinde 24 saatlik “muta nikâhı” aldatmacasıyla iş bitiriliyor...
İnsan çoğu kez tarih kitaplarını kendisi dışında bir dünyanın öyküsü gibi okur; tarihin içinde yaşadığını aklının ucuna bile getirmez...
Tarihin sayfalarını karıştırmayacaktım ama dayanamadım...
Kadına baskı, kadına şiddet, adına töre denilen o vahşet...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sormak gerekir:
“Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?”
Her şey işin fıtratında varsa, “senin fıtratına” derim ben...
Kadın ve Adalet Zirvesi...
Yıl 2014...
Türkiye nereden nereye geldi...
Ey bu ülkenin kadınları! Niçin suskunsunuz bu kadar, neden demokratik haklarınızı kullanıp alanları doldurmuyorsunuz, tepki vermiyorsunuz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları