Revizyona gideceklermiş...
Ne yapacaklarmış?
Çakarlı (yanardönerli) araçları önleyeceklermiş...
Başka?
Saraydan aldıkları maaşlarını 13 bin liradan 18 bin liraya çıkaracaklarmış.
Böylesi bir revizyona karşı çıkmak edepsizliktir!
Çok büyük edepsizliktir, çünkü...
Mühürsüz oylarla kabul ettirdikleri reislik, dünyada eşi benzeri olmayan bir sistemdir. Dahası, meşruti monarşi bulamacı olması nedeniyle hiçbir rejime benzememektedir.
Meclis vardır, sarayın gölgesinde.
Bakanlar Kurulu vardır, sarayın sultasında.
Yargı vardır, sarayın gözü üstünde.
Bürokrasi desen partili, bakan desen eşten dosttan...
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’a kulak verirseniz, sistem, “daha hızlı karar alınabilen, yeniliklere daha hızlı adapte olunabilen, insan kıymetlerini ve değerlerini daha etkin ve daha verimli kullanabildiği reformist bir yönetim” biçimi!
“Bunun neresini revize edeceksin” diye soracak olursan yanıt hazır:
“Sana ne, edepsiz!...”
Hani bir edepli bulsak, kendimizi ona göre ayarlayacağız...

EN TEPE

Kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ın devlet televizyonuna çıkarılmasının ardını arkasını araştıranlara en doğru karşılığı CHP’li Özgür Özel verdi:
“Bu işler Milli İstihbarat Teşkilatı olmadan olmaz. TRT’nin o kaydı, en tepeden talimatla MİT Müsteşarı’nın sağladığı ekiple yaptığını cümle âlem biliyor.”
En tepenin kim olduğuna gelince:
Onun da büyük bekacı olduğunu cümle âlem biliyor:

YANGINI KİM SÖNDÜRECEK?

Çoğunluğu yangın müdahaleci olmak üzere 6 bin orman işçisi “bütçe olmadığı” gerekçesiyle Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın imzasıyla işten çıkarıldı.
Damat Bey sayesinde ekonomiden sonra, ormanda çıkacak yangınları da söndürecek kimse kalmadı...

EMEK İÇİN ÇÖZÜM YENİ ANAYASADA

Ülkeyi, yedek akçeyi harcayacak kadar batağa sürükleyen saray rejimi, kendi şaşasından vazgeçmek yerine gözünü çalışanların haklarına dikti.
Bireysel emeklilik ile memurların emeklilik düzenlerini altüst edecekler: “Esnek çalışma”, “iş tatmini” gibi süslü sözlerle kamu emekçilerinin iş güvencelerini ellerinden alacak, fazla mesai ve izin haklarını ortadan kaldıracaklar.
İşçilerin kıdem tazminatlarını fona devrettiler mi de; sen sağ, ben selamet!
Birleşik Kamu-İş Başkanı Mehmet Balık’a göre; “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verilen acayipliğin yaşama geçirildiği geçen yıldan bu yana 6 bin lira olan yoksulluk sınırı 9 bin liraya yükselirken çalışanlara ek vergiler yüklendi.
Dahası, 2019’daki 60 milyar liralık kemer sıkma kalemlerinin 10.1 milyar lirasının sosyal güvenlik alanından kesilmesine karar verildi.
Özetle, saraycılık, yıkım ve yoksulluk demek oluyor.
Öyleyse, bileceğiz:
Çözüm; yeni anayasada, demokratik parlamenter sisteme dönüştedir.