Hikmet Çetinkaya

Dersim Dört Dağ İçinde...

20 Kasım 2014 Perşembe

Yaşadığımız toprakları kan gölüne çevirmek isteyen emperyal güçler zaman zaman amaçlarına ulaşır...
Şovenlik ve mezhepçilik üstüne yükselen bir etnik çatışmanın tohumlarını ekmek isteyenlerin ardına yuvalanmış emperyalizmi yakın tarihinde çok yakından tanımıştır halkımız...
Anadolu halkı, ne Türkçülüğün ardından koşacaktır ne Kürtçülüğün ne de mezhepçiliğin...
Yakın tarihimizi bilmeyenlerin kimileri Turancılık, kimileri İslamcılık akımlarının Orta Asya’yı, yetmedi Kuzey ve Güney Amerika’yı saracağını düşlüyor...
Kimileri açık açık şöyle diyor:
“Bu Aleviler niye CHP’ye oy veriyor anlamıyorum...”
Gerekçeleri Dersim olayları...
Orada akan kan!
Vahşet!
Osmanlıcı ve İslamcı bakış açısı, yaşananların, akan kanın üzerinden düşlemeler yaparken, Ankara Gençlerbirliği’nin futbolcusu Deniz Naki, koluna “Dersim” yazılı dövme yaptırdığı için faşistlerin saldırısına uğradı; korkusundan, doğup büyüdüğü Almanya’ya kaçtı.

***

Medyamız Deniz Naki olayının üzerine gitti mi?
Genç futbolcuyu kulüp başkanı çıkıp savundu mu, saldırıyı gerçekleştiren, Deniz’i kıyasıya dövenler yakalandı mı?
Genç futbolcu, sessiz sedasız Türkiye’yi terk etti?
Herhangi bir CHP milletvekili bu olayın üzerine gitmedi bildiğim kadarıyla...
Türkiye liglerinde oynayan hiçbir futbolcu bu olay için açıklama yapma yürekliliğini göstermedi, kulüp yöneticileri konuşmadı, Türkiye Futbol Federasyonu olayı görmezden geldi...
Anadolu’yla Turan arasında duvarlar çoktan yıkıldığı halde, Türk-İslam Sentezi ve Kürtİslam Sentezi sarmaş dolaş ülkemizde...
MHP Türk-İslam Sentezi’nden besleniyor AKP’yle birlikte.
CHP tabanında bulunan “ulusalcı kesim” yerel seçimlerde “CHP güçlü değil, AKP kazanmasın, MHP’ye oy verelim” diyerek sandık başına gidiyor.
Genel seçimlerde de tepki oylarının yüzde 2-3’ü CHP’den MHP’ye kayıyor.
Karadeniz ve İç Anadolu’da MHP seçmeni AKP’ye göz kırparak oyunu “Ak Saray”a verdi bunca yıl...
Güneydoğu’da BDP, sol kimliğinden koptu, “Kürtçülük” etkisinde kaldı; Kürt-İslam Sentezi’ni kullandı...
Bilindiği gibi Güneydoğu’da salt AKP ve HDP kaldı...
Türkiye’nin sosyal, kültürel, siyasal yapısını CHP henüz algılayamadı...
CHP şu sıralar “şaşkın ördek” gibi suya dalıp çıkıyor...

***

Atatürk Cumhuriyeti kurulurken Türkçülük defteri kapatıldı; çağdaş yurtseverliğin sınırları çizildi; önce CHP programına, tek parti devletinin anayasasına yazıldı yurtseverlik. Tek parti döneminde CHP içinde yuvalanan Türkçüler, Atatürk’ün ölümünün ardından bunu “Türkçülük” olarak algıladı...
Oysa altı okun içinde yer alan “milliyetçilik”in karşılığı kültürel içeriği ağır basan yurtseverlikti.
Tuncelililer bilinçlidir, aydındır!
Türk ve Kürt fark etmez!
Bağnaz bir Türkiye’den değil, özgürlükçü, çağdaş, evrensel hukuka saygılı bir Türkiye’den yanadır.
Savaş değil barış ister!
Bugün kimi CHP’liler Türkçülükten beslenir ama sayıları çok azdır...
Kendilerini solcu sanırlar ama solcu falan değildir...
Kemal Kılıçdaroğlu bu gerçekleri görebiliyor mu?
Sanırım görüyor ama elini çabuk tutmuyor!
CHP emekten yana, özgürlükten yana bir parti olacak; değişik düşünceleri tartışmaktan kaçınmayacak...
Bugün CHP içinde sayıları çok az olan sözde ulusalcılar, delegelerin katıldığı bir önseçimde (genel seçim öncesi) zaten seçilemeyecek...
Türk ve Kürt olmak ayrı, Türkçü ve Kürtçü olmak ayrı şeyler...
Dersim’de yakın tarihimizin kanlı sayfalarına bakmak, gerçekleri görmek, kıyımı yok saymak ayrı bir şey...
Sahi siz hiç Tunceli’nin o güzelim doğa harikası Munzur Vadisi’ni gördünüz mü?
Bir türküyle noktayı koyayım:
“Dersim dört dağ içinde...”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları