Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Venezüella’da bir trajik-komedi

06 Mayıs 2019 Pazartesi

Venezüella’da bir darbe girişimi daha “bang” diye parladı, “fıss” diye söndü.
Kendini geçici devlet başkanı ilan eden Juan Guaido yine, halkı isyana, orduyu darbe yapmaya çağırdı. Muhalefetin ev hapsindeki lideri, Lopez serbest kalarak “harekete” katıldı, bazı orta düzey subaylar, olaydan habersiz erleri peşlerine takarak bir “hareket” başlattı, gizli servisin başı General Figuero harekete” katıldı. Bu sırada:
Trump’ın güvenlik danışmanı Bolton: 54 ülke Guaideo’yu tanıdığı için darbe sayılmaz”.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo: Maduro uçağa binip kaçmak üzere”… gerekirse askeri müdahale; Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’u arayıp “siz karışmayın”…
Lavrov: anlatıkları gerçeküstü bir hikâye gibi”.
Cuma günü, Guaido hâlâ sokaklardaydı, Lopez, İspanya Konsolosluğu’na sığınmıştı, Gen. Figuero’yu gören yoktu. Bunlar işin komedi tarafı.
Trajik olan ise derin ekonomik kriz bir insanı felakete dönüştü. Daha çok emekçilerin, yoksul halkın yararlandığı sağlık hizmetlerindeki ilaç, malzeme kıtlığı can kaybına yol açıyor. Dükkânlarda besin stokları hızla eriyor, açlık yayılıyor, komşu ülkelere göç devam ediyor.
Bunların faturasını, “Bolivarcı” (isim bulmakta zorlanıyorum) rejimi devirmek isteyen Venezüella burjuvazisini, toprak sahiplerini desteklemek için ABD’nin uygulamaya koyduğu yaptırımlara, Guaido’yu destekleyen ülkeleri düşünerek, “emperyalizme” çıkarmak olanaklı. Ancak, yeterli değil!
Henüz karşımızda doğrudan bir askeri müdahale yok. Bu yüzden faturayı emperyalizme çıkarırken, önce kapitalist sistemi düşünmek gerekiyor, hatta “ dinamikler” filan gibi şeyler de var!

Venezüella dersleri
Söz faturadan açılmışken, Chavez dönemini anımsamakta yarar var. Chavez’in “21. yüzyıl sosyalizmi” dediği şeyin özelliklerini kısaca şöyle özetleyebiliriz. “Ulusalcı-Kamucu” entelijansiya ile halk sınıflarının emperyalizme karşı ittifakıydı. Bu ittifakın ekonomik zemini öncelikle petrol gelirlerine dayanıyordu. Bu rejimi, bu kaynaklardan beslenen kamu sektörü bürokrasisi destekliyordu; beslenmeye başlayınca ordu da bu trene atladı.
Chavez, petrol gelirlerinin önemli bir kısmını halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaya, eğitim, sağlık konut sorunlarına cevap bulmaya ayırıyordu. Bu, gerçekten halkçı bir rejimdi. Ancak iki nedenle sosyalist olarak tanımlanamazdı.
Birincisi Venezüella’da artık-değeri, egemen kültürü üreten araçların mülkiyeti ve yönetimi işçi sınıfının örgütlenmelerinin elinde, denetiminde değildi. Venezüella ekonomisi, petrol endüstrisi dışında, piyasa ilişkilerine tabiydi, kapitalist sınıfın mülkiyetindeydi. Petrol endüstrisinin gelirleri de uluslararası kapitalizme, dünya pazarındaki dalgalanmalara tabiydi.
Venezüella da kapitalist sınıfın ekonomik ve kültürel etkisini korumaya devam etmesi, onun güç biriktirmeye, Bolivarcı rejimi sabote etmeye devam etmesine olanak veriyordu. Bu açıdan bakınca daha Chavez zamanında bile, “Bolivarcı” rejimin, bu engelleri aşamadığı takdirde bir geleceği olmadığını söylemek olanaklıydı.
İkincisi, ne ekonominin ne de devletin biçimi, halk sınıflarının, özellikle de işçi sınıfının yaşam koşullarının demokratik (özyönetim) iradesini ifade edecek biçime şekillenmişti.
Reel politikanın, iktidar dinamiklerinin doğasına ilişkin bu saptamalara ek: Modern emperyalizmin, kapitalist üretim tarzının genişleme eğiliminin ürettiği bir biçim olduğunu unutmamak gerekiyor. Kapitalist üretim tarzının ülke içindeki varlığı, sınıflarının direnci dikkate alınmadan, onun ufkunu aşacak bir programı taşıyacak sınıflar ittifakı şekillenmeden, emperyalizme karşı kalıcı bir direniş inşa edilemez.
Bu nedenle, kapitalizmin, genişleme eğilimini güçlendiren bir büyük krizin içinde bugün, asli ve belirleyici mücadele kapitalizme karşıdır. Emperyalizme karşı mücadele, esas olarak kapitalizme karşı mücadelenin içindedir. Bu gerçeği kavramayan bir “emperyalizme karşı mücadele” iddiası, sol hareketi “yerli” burjuvazinin elinde, ülkeyi de dünya pazarının basıncı altında yıkıma ya da bir başka emperyalist blokun kucağına götürecek bir “kötü fantezi” olacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasetin sefaleti 16 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları