Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Seçimler âdil ortamda yapılmadı ki...
Bu nedenle belediye başkanı seçilen bütün muhalefet adaylarının, özellikle de Ekrem İmamoğlu’nun ve Mansur Yavaş’ın başarıları, normal koşullarda yapılan seçimlerin sonuçlarına göre çok daha önemlidir.
***
Seçimler sanki ortalık güllük gülistanlık iken, her şey kuralına göre uygulanmış ve son derece âdil ve demokratik bir ortamda gerçekleştirilmiş gibi çözümlemeler, irdelemeler, tartışmalar yapılıyor.
Oysa seçim gecesi yazıp gazeteye yetiştirdiğim 1 Nisan tarihli yazımda da belirttiğim gibi, Türkiye’de seçimler, 12 Eylül 2010 Halkoylaması’ndan beri âdil ve eşit koşullarda yapılmıyor, yapılamıyor:
1) Çünkü seçimler, Anayasa’ya göre yargı denetiminde yapılır ama yargı 2010’dan beri iktidarın siyasal etkisine açık hale getirilmiştir.
2) Üstelik, Olağanüstü Hal, OHAL koşullarında yapılan Halkoylamaları ile Anayasa değiştirilip yetkiler icranın başındaki tek kişinin eline verilince, farklı partilerin/görüşlerin bazı propaganda olanakları bile, vali ve kaymakamların iznine bağlanmıştır.
3) Bırakınız iktidarın medyanın tümüne yakın kısmını doğrudan kontrol ederek kendi halkla ilişkiler bülteni gibi kullanmasını, demokratik devletin tarafsızlık ilkesine uygun davranması gereken ve halkın vergileriyle finanse edilen TRT ve Anadolu Ajansı bile doğrudan iktidar taraftarı olarak hareket etmişlerdir.
4) Tarafsızlık yemini etmiş olan Cumhurbaşkanı, doğrudan propaganda etkinliklerine çok yoğun ve en sert biçimde liderlik etmiş, bununla da yetinmemiş, muhalefet adaylarını doğrudan muhatap almış ve eleştirmiştir.
5) Bazı partilere ve adaylara “ihanet” ve “terör” suçlamaları yönetilmiştir.
6) İktidarın İstanbul adayı, Meclis Başkanlığı’ndan ayrılmadan makamının bütün olanaklarıyla kampanyaya başlamış, “Seçim siyasal faaliyet değildir” diyerek bu tavrını meşrulaştırmaya çalışmış, bunun hukuken olanaklı olmadığını anlayınca, ancak adaylığı resmen onaylandıktan sonra görevinden istifa etmiştir.
7) Üstelik 2019 seçimleri, iktidarın değişmeyeceği, seçilecek belediye başkanlarının ise bu iktidarla çalışmak zorunda olduğu, dolayısıyla zaten iktidarın avantajlı olarak girdiği seçimlerdi.
***
İktidar bundan önceki seçimleri de:
1) Açıkça eşitsiz ve adaletsiz koşullarda...
2) YSK’nin mevcut yasalara açıkça aykırı olan bazı kararlarıyla...
3) Çeşitli şaibe iddialarıyla...
4) Üstelik de bazılarını OHAL baskıları altında...
Yaptırdı ve sonuçlara olan itirazları da “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diye alaya aldı.
Bu açıdan iktidarın tamamen kendi denetimi ve egemenliği altında yapılan bu seçimlerin sonuçlarına, kaybettiği yerlerde yaptığı itirazları ve bu sonuçların, dalkavuk medya tarafından “darbe” diye nitelenmesini nasıl yorumlamalı bilmiyorum...
AMA DİRENEN DEMOKRASİNİN ELBETTE KAZANACAĞINI BİLİYORUM.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi