Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Faşisti anlamak ve diğer saçmalıklar

25 Mart 2019 Pazartesi

Christchurch katliamını gerçekleştiren faşist yaratığın ürettiği “manifesto” üzerine yorumlar yapılıyor. Kimileri, oradaki düşüncelerin ne kadar tutarsız, saçma sapan olduğunu göstermeye çalışıyor. Kimileri de, o manifestonun içinde anlaşılması, cevap verilmesi gereken düşünceler olduğunu savunuyor.
Bunlar olurken İngiltere’de liberal eğilimli “Kanal 4”, beyaz üstünlüğünü savunan, Müslüman ve göçmen düşmanı bir Web sitesinin editörüyle tartışan bir program yayımlıyor. Böylece bir faşist, en çok izlenen kanallardan birinde, faşist fantezileri yarım saat boyunca dile getirme fırsatı buluyor; “4. Kanal” da “düşünce özgürlüğünü” savunmuş oluyor. Gerçekteyse, filozof, şair Santayana’nın deyişiyle “geçmişten ders almayanlar, onu tekrarlamaya mahkûm oluyorlar”. Liberal entelijansiyanın yine faşizmin yararlı salakları durumuna düşüyor.

Liberalizmin dayanılmaz yararsızlığı
Liberal demokrasi faşizmin yükselişini durduramaz. Dün, 1922’de New York Times, “Bavyera eyaletinde popüler bir lider yükseliyor” başlığıyla Hitler’in Yahudilere, komünistlere, ayrılıkçılığa, hayat pahalılığına karşı görüşlerini aktarıyor, sonra da Yahudi düşmanlığının aslında ciddi olmadığını savunuyordu. Bu, kitleleri heyecanlandırmak için kullanılan bir söylemmiş; Hitler iktidara gelince başka etkin politikalar uygulayacakmış. “Çok tecrübeli bir politikacıTimes’a “Bunlar kitleleri hareket geçirmek için. Onlar senin gerçek amacını anlayamaz kidiyormuş.
Benim de aklıma, bir zamanlar biri, “demokrasi tramvayından” söz ederken, “ılımlısı olmaz”, “ben değişmedim” derken, birilerinin de “merak etmeyin yönetmeye başlayınca…” diye başlayan savlarıyla korkuları yatıştırma çabaları geldi.
Hitler’in saçma sapan, birbiriyle çelişen düşüncelerle dolu Kavgam kitabı 1925’te yayımlandı. Sonra, Nazi Partisi hızla iktidara yükseldi. Hitler de o kitapta yazdıklarını uygulamaya koydu.
Thomas Mann’in işaret ettiği, Victor Klemperer’in de Nazi iktidarı sırasında tuttuğu güncelere dayanarak hazırladığı çalışmasında sergilediği gibi, bu saçma sapan düşünceler tekrarlana tekrarlana, Alman dilini ve kültürünü değiştirmeye başlamış. Yeni dil ve kültür ortamında artık bunlar insanlara o kadar saçma sapan gelmiyor, çelişkileri kolaylıkla açıklanabiliyormuş. Faşizm karşısında, liberal demokrasinin işe yaramazlığı da burada ortaya çıkıyor. Bu saçma sapan, çelişkili görüşleri, bu özelliklerinden dolayı muhatap alarak çürütmeye heveslenmek, bu görüşlere platform sunuyor, yayılmalarını kolaylaştırıyor. Arendt’in işaret ettiği gibi bu saçma sapan görüşler, liberalizmin ikiyüzlülüğüne karşı oldukları müddetçe, içlerindeki şiddet halk arasında bir erdem, açıkça ifade edilen kaba saba, argo ifadeler, cesaret örneği olarak algılanıyor (Times’ın yorumunu ve Arendt’i anımsatan Adam Serwer, The Atlantic).
Sonuç olarak, faşist hareketin toplumsal dinamiklerini anlamaya çalışmakla, faşist bireyi anlamaya çalışmak arasında büyük bir fark vardır. Faşistlerle konuşarak, onları kazanmaya çalıştıkça, faşizmin görüşlerinin kitlelere ulaşması hızlanıyor. Bu sırada, liberalizmin “insani”, “rasyonel”, “demokratik” düşünce ve savları da halkın bir kulağından girip öbüründen çıkıyor, çoğu kez alaya alınıyor.

Diyaloğun ortak zemini
Faşistlerle de diyalog kurulabilir savı, tam anlamıyla liberal bir fantezidir. Jacques Ranciere’in ünlü örneğinde olduğu gibi, iki kişi bir duvara bakıp “beyaz” diyorsa, aralarında “beyazın” tonlarına ilişkin bir diyalog kurulabilir. Biri beyaz öbürü siyah diyorsa, diyaloğun, tartışmanın zemini yoktur. Bu durumda tartışmakta ısrar etmek zaman kaybının ötesinde, çok tehlikeli siyasi sonuçlar doğurabilir.
Faşizme karşı mücadele, bir güç sorunudur. Faşizmin cazibesine kapılmış olanları etkilemeye çalışmadan önce, faşizmi anlamış, karşı çıkmaya karar vermiş olanlar bir araya getirilerek, faşizmin simgesel ve fiziki şiddetine direnecek, faşizmi durduracak, giderek yok edecek bir gücün inşa edilmesi gerekir. Ne yazık ki bu güç liberal demokrasinin savlarıyla, fantezileriyle ve pratikleriyle inşa edilemez.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024
Trump! Nasıl yani? 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları