Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Seçimlere doğru muhalefet ve iktidar

04 Mart 2019 Pazartesi

Muhalefet seçimlere yine çok zor koşullarda gidiyor. Seçmen sandığa atacağı oyun kaderinden emin olamıyor; son seçimlerin anısı şüphelerini, muhalefetin belirgin çaresizliği karamsarlığını artırıyor.
İktidarın durumu da iyi değil. Elindeki tüm baskı ve propaganda araçlarına karşın, önemli bir dönemece geldiğinin farkında ve korkuyor.

Bir günde oluşmadı
Muhalefetin içinde bocaladığı çaresizlik bir günde oluşmadı. AKP döneminde, sürekli tekrarlanan yanlış tercihlerin ürettiği seri yenilgilerin tortuları üzerinde şekillendi. Bu şekillenme sürecinin kaynağında ısrarlı bir tutum ve bir yanılsama var. Muhalefet, gerek CHP olsun, gerek sol hareket olsun, “AKP nedir” sorusunu sormaktan ısrarla kaçındı. Kaçındığı için AKP’nin özgünlüğünü algılayamadı, onun sıradan bir parlamenter düzen partisi olduğunu varsaydı. Karışışındakinin siyasal İslamın faşist rejimini inşa etmekte olan bir parti olma olasılığını hesaba katmadı.
Halbuki “AKP nedir” sorusunun cevabının içinde, bir toplumsal (siyasi kültürel) hareket, bu hareketin “pasif devrim süreci”, bir devlet ve toplum projesi, bu projeyi taşıyan örgütler, ekonomik- siyasi çıkarları ortak bir entelijansiya ve liderlik vardı. Bu dört farklı düzeyin toplumsal, tarihsel, kültürel özelliklerini, ekonomik reflekslerini, bunların birlikte işleyiş dinamiklerini anlamadan, projesi karşısında bir direniş hattı oluşturmaya uygun politikaları üretmek olanaklı değildi.
Şimdi muhalefet (CHP ve sol) bu seçimlerde çok daha sert biçimde irtifa kaybetme, “Cumhuriyeti kuran parti” olmakla övünen CHP de marjinal konuma düşme riskiyle karşı karşıya.

‘Termidor’ korkusu
Termidor, Fransız devriminin mirası bir kavram: Bir “devrim” süreci tıkanmaya, istikrarını kaybetmeye, aşırılıkları göze batmaya başlayınca, süreci bu noktaya kadar getiren “radikal” liderlik tasfiye ediliyor. Tükenen liderliğin yerine, aynı projeye sadık ancak daha ılımlı ve uzlaşmacı izlenimi veren bir liderlik geçiyor. Böylece, toplumdaki öfkeyi yatıştırıp, “devrimin” kazanımlarının konsolide edilmesi amaçlanıyor.
“AKP nedir” sorusunun cevabı içinde gizli “toplumsal hareket” (siyasal İslam) 16 yıl boyunca toplumu, devleti yeniden şekillendirme, ülkenin ekonomik kaynakların ulaşma, onları kendine çalışacak biçimde denetim altına alma sürecinde önemli kazanımlar elde etti. Ancak bugün, siyasal İslamın partisi AKP’nin, toplumun yarısından fazlasını artık kendi projesine kazanamayacağının belli olduğu, her seçimde sonuç almak için giderek daha fazla yolsuzluk yapmak, dolayısıyla daha fazla risk almak zorunda kaldığı bir noktadayız.
Siyasal İslamın “pasif devrim” sürecindeki dönüşümleri kolaylaştıran ekonomik koşullar, uluslararası dengeler artık yok. Aksine, denetim altına alınamayan bir ekonomik kriz ve dış politikada yaşanan sıkışma, siyasal İslamın içinde paylaşılan pastayı, seçmene dağıtabileceği sadakayı hızla küçültüyor. AKP hükümetinin imajı da içerde ve dışarda “beceriksiz”, “hırçın”, “baskıcı” bir yönetim olarak değişti.
Genel olarak yerel konularda ve kişilikler üzerinde yürütülmesi beklenen bir yerel seçimlerde, AKP’nin liderini sahaya (çay dağıtmak gibi tuhaflıklarla) sürmek zorunda kalması, bir yetersizliğin itirafıdır. Bu yetersizlik de gözlerden kaçmıyor. Dahası, bu liderliğin konuştuğu her yerde, bezgin kalabalıkları heyecanlandırmak adına muhalefete yönelttiği abartılı suçlamalar, siyasal İslamın kimi liderlerini, hatta sermaye sınıfının önde gelen temsilcilerini tedirgin ediyor. Büyük sermayenin “ya hep ya hiç” noktasına sürüklenmek istemediği, siyasal İslamın ülkeyi geleneksel müttefiklerinden koparmakta olmasından hoşnut olmadığı düşünülebilir. Büyük sermaye, siyasal İslamdan aldıklarını yan cebine koyarken, sözcülerinin ağızlarını her açtıklarında demokrasi, adalet çağrısı yapması da bu hoşnutsuzluğun, bir “termidor” arzusunun ifadesidir.
Gül, Davutoğlu, Babacan üçlüsünün yeni bir parti oluşumu niyetiyle öne çıkmaya başlaması, bir “termidor” senaryosuna uygundur. Bu senaryonun, AKP liderliğinde ciddi bir tedirginlik yarattığı söylenebilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024
Trump! Nasıl yani? 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları