Hikmet Çetinkaya

İşte Tezkere Haydi Askere...

04 Ekim 2014 Cumartesi

Bir yandan barış, öte yandan savaş çığlıkları...
Gözünüz aydın tezkere çıktı...
Tezkerenin “torba”sı olur mu?
Bal gibi olur ve oldu...
Torba tezkere TBMM’den geçti...
Haberlere bakıyorum...
Asker hazır: Suriye’deki üç noktada güvenli bölgeler oluşturulacak.
Ankara, TBMM’den geçen tezkerenin ardından Süleyman Şah kartını açtı. Türkiye’nin yurtdışındaki toprağı olan Sülayman Şah Türbesi’ni korumak için.
Diyarbakır’da jetler hazır bekliyor.
Fırtına obüsler de Suriye’ye çevrildi...
IŞİD saldırırsa bordo bereliler “uçar birlik harekâtı”yla havadan indirme yapacak...
Göçe karşı önlem de alındı!
Müdahale planları hazır.
Uluslararası destek olmazsa Suriye’de Mehmetçik, Kobani, Telabyad ve Resulayn’da “cep” biçiminde güvenli bölgeler kurulacak; üç tugay, 10 bin asker görev alacak...
Tüm bunlar olurken, 20 gündür kuşatma altındaki Kobani, IŞİD’in eline geçmek üzere...
Kürt kadınları göğüs göğüse savaşıyor IŞİD’le...

***

Şu ana dek NATO’nun aldığı bir savaş kararı yokken, topraklarımız yabancı ülkelerin askerlerine açıldı...
Türkiye’nin asıl amacı IŞİD mi yoksa Esad rejimini devirmek için yol hazırlığı yapmak mı?
Bir kanlı bilmece bu...
Çözülmesi oldukça zor...
Acının, korkunun, ölümün kol gezdiği topraklarda Kobanili Kürtler...
Bir düşünce ormanında, hüzünlerin ortasında, dağlarda, kıraç topraklarda...
Hayatların yok olduğu yerde!
Sınırın hemen ötesinde, burnumuzun dibindeki o vahşet!
Evet evet görüyorsunuz siz de!
IŞİD’i gerekçe göstererek her tür eylemi, operasyonu yapma özgürlüğünüz var!
Ulema böyle istedi ve oldu...
Toprağın delice saldırdığı o kıvrımın, göç yollarında çocukların, yaşlı insanların, gençlerin dramını anlatmak...
Gözleriyle konuşan o insanları dinlemek... Kalp hastası 9 yaşındaki çocuğun Şanlıurfa’dan İstanbul’a uzanan 17 saatlik otobüs yolculuğunu görmek...
Elinde bir oyuncak bebek, oksijen maskesi...
Bir hastane odası orası!
Ailesi nerede kalacak, o kız çocuğu okula gidecek mi iyileşip?..

***

Oralarda toprak yüzünü aydınlatmıyor insanın...
Bir kapı açılmıyor, orkestra çalmıyor...
Bomba yağıyor, mermi!
Sınırın biraz ötesinde savaş yaşanıyor!
Sonbaharın içinde yitip kalıyor aklımız!
Bu bir akıl tutulması olmalı, savaşa alkış tutmak...
Sağır sınırlar, karanlık!
Gür sesimizle haykırmak:
“Savaşa ve emperyalizme hayır!”
Kanın taş olduğu bir coğrafya cayır cayır yanarken; insanlar çoluk çocuk demeden öldürülürken, kadınlara tecavüz edilirken...
Türkmen, Kürt ve Ezidiler evlerini barklarını terk ederken, insanlık neredeydi?
Bugün gelinen noktaya bir bakalım isterseniz...
Gaziantep’ten Antakya’ya dek sınır bölgemizdeki kentler ajan kaynıyor; CIA bölgede cirit atıyor...
Neredeyse iki-üç yıldır hep böyle...
Türkiye’ye 1.5 milyon Suriyeli geldi...
Sığınmacıların çoğu geriye dönmeyecek...
Büyük kentlerimiz Suriyeli sığınmacılardan geçilmiyor.
Bulaşıcı hastalık virisü taşıyanlar var, kimlikleri olmayanlar var...

***

IŞİD’in Türkiye’de bir kolu olduğu gerçeği dillendiriliyor...
Kobani’de son tepe IŞİD’in eline geçti, gerisi düz ova...
Kent her yandan kuşatılmış!
Dedim ya “ha düştü ha düşecek”...
IŞİD terör örgütü Türk gazetecilere el sallıyor, zafer işareti yapıyor...
Merak edilen şu:
“Türkiye savaş durumunda mı? Yabancı ülkelerin askerleri Türkiye üzerinden Suriye’ye girecek mi?”
Mutlu bayramlar diyemiyorum, bağışlayın!
Barış!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları