Hikmet Çetinkaya

Esad Düşman, IŞİD Dindaş

28 Eylül 2014 Pazar

Bir insanlık dramı yaşanıyor, ölüm kol geziyor...
Suruç yöresinde yaşanan savaş köylerden seyrediliyor...
Türkiye, Suriye’de güvenli bölge olmasını isterken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Süleyman Şah Türbesi 38 kilometrede” diyerek sınırı çizmiş oluyor...
IŞİD ve PYD göğüs göğüse savaşırken, ABD savaş uçakları bölgeyi bombalıyor...
Kara harekâtı başlar mı başlamaz mı?
Savaş kapımıza çoktan dayanmış, Türkiye’ye sıçrayacağını IŞİD komutanları söylemişti:
“Hedefimiz Türkiye!”
ABD savaş uçakları, IŞİD mevzileri sandığı yerleri bombaladı önceki gün Irak’ta. Oysa vurduğu El Avla köyünde mevzilenen Iraklı askerlerdi.
70 Iraklı asker öldü.
Sıra tezkereye geldi...
Çıkar mı çıkmaz mı?
Büyük olasılıkla çıkar Meclis’ten...
Sıınırımıza gözdağı olasılığı yüksek, zaten Türkiye’nin kimi bölgelerinde, Antakya’dan Gaziantep’e, İstanbul’a değin pek çok kentte IŞİD sempatizanları, militanları var...
Türkiye-Suriye sınırı 911 kilometre...
Türkiye kara harekâtına girerse ne olur, orası belli değil...
Türkiye’nin sınır komşusu Irak ve Suriye’yle arasının nasıl olduğunu anlatmaya gerek yok...
Havadan saldırıyla IŞİD’i bitirmek olanaksız, Irak’ın düzenli ordusu var ama yok!
IŞİD, Musul’a girince Irak askerleri tabanları yağlayıp kaçtı...
Tanklarını, silahlarını, toplarını bıraktı IŞİD’e...
Türkiye, “güvenli bölge” konusunda direniyor ama ABD buna pek yanaşmıyor.
NATO ülkeleri Esad’la birlikte hareket etmeyi istiyor.
Durum karışık!
Elbet ABD ne derse o olacak...

***

IŞİD’e karşı dört ayaklı bir plan uygulanmasını istiyor Türkiye...
Uçuş yasağı, güvenli bölge, lojistik destek, kara harekâtı! ABD bunların tümüne “evet” demiyor...
Köktendinci terör örgütünü havadan bitirmeniz olanaksız...
O yüzden Türkiye’den kara harekâtı istenecek NATO yoluyla...
Bu durumda Türkiye girecek Suriye topraklarına...
Asıl sorun Esad!
Ankara’nın direnci IŞİD’den çok Esad’a yönelik...
Suriye’de Esad’a Rusya’dan silah gönderiliyor...
Rejim muhalifleri bölündükçe bölünmüş, meydan El Kaide, El Nusra ve IŞİD’e kalmış.
Türkiye’nin köktendinci terör örgütleriyle şu ya da bu şekilde bir ilişkisi olduğu saklanamaz.
Kendilerine “Müslüman Gençlik” adını veren eli sopalı topluluğun İstanbul Üniversitesi Beyazıt yerleşkesinde IŞİD’e karşı stant açan öğrencilere tekbir getirerek, sopalarla saldırdığını gazetelerde okudunuz.
Yüzleri siyah maskeli saldırganlar bu cesareti kimden alıyor acaba?
Yine Fatih Camisi’nde Irak ve Suriye’de öldürülen IŞİD militanları için kılınan “gıyabi cenaze namazı”, ellerde taşınan IŞİD bayrakları...
Bu arada sınıra giden binlerce kişi...
Dikenli teller, mayınlı araziler aşıldı, dayanışma için Kobani’ye girildi...
Rojavalı Kürtlerin askeri örgütü YPG’nin Savunma Bakan Yardımcısı Abdülkerim Saruhan, Kobani’de üç cephede savaş verildiğini Birgün’e açıkladı.
Saruhan, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin salt Rakka bölgesini bombaladığını söylüyor:
“Koalisyon güçlerinin bize bir yararı olmadı...”
Burası bir gerçek! Bölgede kıyasıya bir savaş var!
Suruç yöresinde...
Tepelerden savaşı izliyor gazeteciler...
İnsanlar aç, yorgun!
Bebeler hasta!
Gücü yeten ulaşıyor Türkiye’ye...

***

Ben savaş değil barış diyenlerin yanındayım...
Türkiye’nin Ortadoğu’da kara harekâtı düzenlemesine karşıyım...
Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından birisi barış, dayanışma ve kardeşliktir...
Biz bunu kendi ülkemizde bugüne dek sağlayabildik mi?
Kendi ahalimize bu olanakları sunduk mu?
Çözüm sürecinin çözümsüzlük sürecine dönüştüğüne hep birlikte tanık oluyoruz...
Ajan provokatörler, bu süreci baltalamak için elinden geleni yapıyor...
Ankara, IŞİD konusunda güven verici yanıtlar vermek zorunda, rehine olayı bittiğine göre...
Kuşkularımızı gidererek askerle değil, o aç, susuz insanlara yardım etmekle yetinmeliyiz...
Esad’ı düşman, IŞİD’i dindaş, Sünni görüp besleyerek, hastanelerde tedavi ederek değil...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları