Hikmet Çetinkaya

Çocuklar Öldürülmesin!..

27 Eylül 2014 Cumartesi

Ortaçağın karanlık dehlizlerinde yaşıyor; kaygılarımızı çoğaltıyoruz, o ateş topu sınırlarımızdaki göç dalgasını izlerken...
Anıların anlarla harmanlandığı yaşamdaki paylaşım, hayatın tüm biçimlerinde geçerliliği ve kapsamlılığıyla değerli değil midir?
Suriye’den bir insan seli gelirken, çocukların gözlerindeki korkuyu gördüm.
Ya siz?
Hüzünlüydü hepsi, acılı, şaşkın...
Mutluluk yoktu gözbebeklerinde, umut da...
Belki de hiç olmayacaktı...
Güneydoğu’nun sıcak ovaları, o insanların soluk alıp vermesi.
Bir güz yağmuru olsa, toprak kokulu bir havayı içine çekse insanlar, çocuklar...
Sen onun acısını ve kaygısını paylaşmasını bilirsen o seni duyar...
Yaşanan her anı yazıyla somutlaştırmak, tanklarla Filistin’i vuran İsrail’i, İslam adına ortaya çıkan IŞİD’i ezip geçmek...
Kan gölünü kurutmak, demokrasiyi egemen kılmak!
Özgürlük, barış kavramlarını doğru tanımlamak, emperyalizmin tuzağına düşmemek!
Güney sınırımızda yaşananlar, acılar, çığlıklar...
Umutsuzluğun kum fırtınasıymışçasına gözleri kör etmesi...
Mutluluğun temelini paylaşım kavramı oluşturur, kardeşlik, sevgi, özgürlük...
Savaş değil, kıyım değil...
Paylaşımı, yalnızca güzellikleri paylaşma boyutuna indirgeyemeyiz...
Göç dalgası sürerken vicdanımızın sesini dinleyip emperyal güçlerin petrol ve doğalgaz için Ortadoğu’yu nasıl yangın yerine dönüştürdüğünü bugün görüyoruz...
Adına “Arap Baharı” denilen demokrasi yutturmacasıyla Ortadoğu halkları birbirine kırdırılıyor...

***

Duyarlı olmak, o çizgide yürümek, hayata sımsıkı sarılmak!
Oysa ben, yazımı insan duyarlılığı çizgisinde bitirecek değilim...
Bakın aklıma bir soru geldi, sizinle paylaşayım:
“Mantık ne diyor?” Paylaşım kavramının derinliğine indiğimizde, çağımızda toplumsal mutluluk felsefenin orta direğidir...
Çünkü nesnel anlamı elle tutulurcasına maddeleşmiştir.
Alın teriyle yaratılan üretiminin eşit biçimde, hakça paylaşılmadığı ülkelerde mutluluk değil bunalım türer.
İnsanoğlu paylaşım kavgasını paylaşım mutluluğuna dönüştürmedikçe bunalımdan kurtulamaz.
Bugün bizde ve üçüncü dünya ülkelerinde paylaşım mutluluğu yaşanmadığından bu çatışmalar, emperyalizmin oyunu 10 yılda bir sahneye konuluyor...
Özellikle İslam coğrafyası demokrasiyle, özgürlüklerle barışmadığı için, halklar birbirini kırıyor.
Sanayi Devrimi’nin yapılmadığı toplumlarda, beyler, şeyhler, ağalar, paşalar, aşiret liderleri emperyalist güçlerle işbirliği yapıyor...
Daha önce değinmiştim, yineleyeyim:
“Paylaşım, mutluluğun temelidir!”
Paylaşımın olmadığı toplumlar din sarmalından kurtulamaz...
El Kaide, Taliban, IŞİD ve öteki köktendinci örgütleri kim kurdurdu, nerede eğitim verdi, bunları sağır sultan duydu...
Biri gider biri gelir!
Büyük patron ne isterse o olur!
BM ne yapar, nasıl bir karar verir?
Hepsi patrona vız gelir!

***

Çocukların gözlerine iyi bakın...
Hayata, savaşa! Kan ve intikam tohumlarıyla kıyımlar giderek artıyor, göç dalgası sürüyor...
Acaba IŞİD hâlâ korunup kollanıyor mu?
ABD cihatçılara yardım eden 11 kişilik terör listesini açıkladı...
Listede “Ubeyd Türki” olarak tanınan Fatih Hasar adında bir Türk işadamı da bulunuyor...
Ayrıca Tunus, Ürdün, Endonezya yurttaşı üç kişi...
Üç yabancı Türkiye üzerinden Suriye’ye cihatçı militan gönderiyor.
Fatih Hasar da Afganistan ve Pakistan’daki köktendinci örgütlere para transferini sağlıyor...
Kim cihatçılar?
IŞİD, El Nusra, El Kaide ve Cemaati İslam! IŞİD Rakka’da kurduğu kampta çocuk militanlar yetiştirirken mutluluğun paylaşımı sözde kalıyor.
Dün İstanbul Üniversitesi’nde, Fatih Camii’nde IŞİD’e sempati duyanlar gösteri yapıyordu...
Demokrasi!
Özgürlük!
Barış!
Halkların kardeşliği!
Nâzım, bir sığınmacı çocuğun elinden tutmuş, Hiroşima, Nagazaki’yi gösteriyor...
“Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
Kâat gibi yanan çocuk.”
Çocuklar ölüyor çocuklar...
“Çocuklar öldürülmesin!”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları