Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Maduro’ya ‘mağdur o’ demek yeter mi?
Dünya gündeminin bir numaralı konusu Venezüella... Buradaki laboratuvar çalışmaları nasıl sonuçlar doğuracak?
Son olarak Amerika kıtasındaki 14 ülkeyi kapsayan Lima Grubu üyelerinden 10’u, Venezüella ordusunu Guaido’nun arkasında durmaya çağırdı. Kanada, Arjantin, Brezilya, Kolombiya, Kosta Rika, Guatemala, Panama, Peru ve Şili, ABD destekli Guaido’dan yana; Meksika, Küba, Nikaragua ve Bolivya Maduro’dan yana.
Başta Arjantin ve Brezilya olmak üzere Guaido’dan yana olanların büyük bölümünde yönetimler yakın geçmişte ABD dokunuşlarıyla şekillendi.
***
Sömürgecilik döneminden emperyalist sürece, hedef ülkeyi ele geçirmenin doğrudan işgal dışında iki temel yolu var. Birincisi, hedef ülke yönetimine kukla birini getirmek. Bu kukla yönetimin kendisine, “Gelin beni kurtarın. Ülkemin içinde ülke düşmanları var” demesini sağlamak. Böylece o ülkeye özel davetli olarak girip, istediğin gibi şekillendirmek.
Bu yönetimin yüzyıllar boyu pek çok uygulayıcısı oldu. Sonuç verdiği deneylerle sabit.
İkinci yöntem, hedef ülke yönetimini sözcüğün tam anlamıyla şeytanlaştırmak. O yönetimin hem kendi ülkesinin insanlarına acımasızca kıydığını hem de dünya için büyük bir tehdit olduğunu anlatmak. Bunun pek çok yolu var. Özellikle medya gücü çağımızda önemli bir yöntem. İletişim olanaklarının tümünü ele geçirip hedef ülkeyi yalnızlaştırdınız mı, kıpırdayamaz hale getirirsiniz.
ABD’de bu yüzyılı “Amerikan yüzyılı” yapma arayışları içinde kullanılan cümlelerden biri şu:
“Bundan sonra hedef ülkeleri top, tank gibi konvansiyonel silahlarla işgal edeceğimize medya silahıyla işgal edebiliriz.”
***
Venezüella’da iki yöntemin karması bir deneme görüyoruz.
Eğer söz konusu yöntemler tek başına ya da birlikte işe yaramıyorsa, daha kalıcı “işgal başarısı” için başka bir yol var:
Hedef ülkedeki iki ya da daha fazla temel gücü karşı karşıya getirip, kapıştırmak. Böylece o ülkenin tüm iç dinamiklerinin birbirine karşı kullanılmasını sağlayıp dış müdahalelere tamamen açık hale getirmek. Zira bu yolla ülke içinde herkes birbirine düşman olacağı için bunun devamı iç savaş olur.
Karamsar bir tablo çizdik ama gerçek bu.
Buraya kadar aktardıklarımızı Venezüella laboratuvarına oturttuğumuzda Maduro yönetiminin nasıl bir durumla karşı karşıya kaldığını net biçimde görebiliriz. Ancak Maduro’nun mağdur olması sorunu çözmeye, emperyalizme karşı durmaya yetmiyor. Ülkenin bu deneylerin yapıldığı bir alan haline getirilmesine izin vermemek gerekiyor. Bunu başarmak da ülkeyi yönetenlerin başlıca sorumluluğudur.
20. yüzyılda kurtuluş savaşını verip, bağımsız bir devlet oluş savaşını verememiş pek çok ülke vardır.
Venezüella laboratuvarı tüm dünya ülkelerini ilgilendiriyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!