Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Salda Gölü’ne kıymayın...
Çocukluğum Burdur Yeşilova’da Salda Gölü’ne 15 kilometre mesafede Güney Kasabası’nda geçti. 1971’deki Burdur depreminden sonra annem babamın, “Bu çocuklar okumalı” kararıyla Nazilli’ye göçtük. Oradan üniversite için İzmir’e...
Yüzmeyi, kamyon iç lastiğinin yardımıyla Salda Gölü’nde öğrendik. Berrak suda ayaklarımızı bir ayna gibi izleyişimiz, kıyıda bulut beyazı kumlar, çam ağaçlarının suya uzanan dalları, Sultanpınarı’nın ağustostaki buz gibi suyu hâlâ belleğimdedir.
Türkiye’nin en derin gölü Salda’da akıntı da çok güçlüydü. Su sığ yerlerde bile kendine doğru çekerdi. Bize, sığ suda bile dikkat etmek gerektiğini öğretti.
Kıyıya yakın adacıklar günün her saatinde görüntü, renk değiştirirdi. Sodalı suyu yutmak da kötü gelmezdi.
Çıplak ayakla koşu yarışması yapmak, yarışı bitirince yatağa uzanır gibi kendini suya bırakmak ne doyumsuz güzellikti... Nasıl da enerji veren bir yorgunluktu...
***
Salda’nın ana geçiş yolları üzerinde olmayışı, şanssızlıktan çok şansı oldu. İmar saldırılarından korundu. Kuytuda kaldı.
İletişim çağı Salda’yı da kapsama alanı içine kattı. Artık daha çok kişi haberdar. Her yıl yüz binlerce insan görmeye geliyor. İyi ediyor ama, çevreye gereken özeni göstermeme huyumuz, ciddi bir kirlilik tehdidi yaratıyor.
Salda 2873 sayılı Milli Parklar Yasası kapsamında özel koruma altında. Tabiat parkı. Bugüne kadar kirlilik tehdidi dışında sorun olmadı.
Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın, “Salda Gölü’nü millet bahçesi yapacağız” açıklaması sağduyulu herkesi ürküttü.
Burası zaten doğal park, niye millet bahçesi yapacağız diyorsunuz?
Millet bahçelerini kim yapıyor?
TOKİ...
Bu kurumun ana işi beton. Böylece ana hedef de ortaya çıkıyor.
Dünyanın ikinci en derin gölü Salda’ya, Dünyada Mars’ın yüzeyine benzeyen iki yerden biri Salda’ya, sadece burada yaşayan kuş ve bitkilerle çevrili Salda’ya kıymayın...
Gölün dibinden yükselen dağ Eşeler Yaylası’na çıkar. Yaylayla barışık bu göle büyük bir iyilik yapın, hiçbir şey yapmayın!
***
Ahh çocukluğum...
Toroslar’ın koynundaki bu göller yöresinin dağlarından kekik kokusu, ovalarından keklik ötüşü yayılırdı. Pınarlarından akan suda elinizi 20-25 saniyeden fazla tutamazdınız, öylesine soğuktu.
Beyaz yaban karanfili sadece buraya özgü. O yüzden literatürdeki adı, dianthus burdurensis.
Bir çiçek vardı; köküyle alıp kapıya astığınızda 6-7 yıl canlı kalır, havadan beslenir, mevsimi gelince açardı. Adı gurbet çiçeği...
Yöreye özgü yayla çayı, kekiklerle dağda biterdi. Sobanın üstünde demlendikçe odaya yayla kokusu yayılırdı...
Salda Gölü ve çevresine büyük bir iyilik yapın; hiçbir şey yapmayın!
Bu doğa bize büyüklerimizden miras değil, çocuklarımızdan ödünç...
İnsan çocuğuna ait bir şeye zarar verir mi!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!