Kayıp Sicil (21.09.2014)

21 Eylül 2014 Pazar

Epey zamandır masamın üzerinde duruyor; Soner Yalçın’ın Recep Tayyip Erdoğan’ın seceresini araştırdığı, siyasette nasıl yükseldiğini de içeren, neredeyse 7 sülalesini tanıttığı kitabı. Bu kadar çok bilgiyi toparlamak bile ciddi bir arşivciliği gerektirir, zaten Soner’in sevdiği bir iş! Bunu çok da başarılı yapıyor. RTE’lerin nereden geldiği, Osetyalı Gürcü mü, Malatyalı Kürt mü derken, Rizelilerin seceresinin anlatıldığı bir yerde, ilginç bir şekilde Bursalıoğlu adına da rastlamayayım mı? Neyse bu başka bir mesele... Babamın köyünde de çok sayıda Bursalıoğulları var... Kimisi bizden kimisi değil...
Soner, RTE’yi çocukluğundan beri ve tüm ailesiyle, gölgesi gibi adım adım izliyor. İslamcı gençliğin bir parçası olduğunda şöyle bir saptaması var: “İslamcılar düşman belleme konusunda dün olduğu gibi bugün de hep hata yaptılar. Emperyalizmin piyonluğunu yaptılar...” Ünlü Komünizmle Mücadele derneklerini ve Amerikan emperyalizmine bayrak açan gençliğin üzerine saldırılarını anımsayın... Soner, yer yer İslamcılığın tarihsel arka planına gidiyor ve kültürel dar kalıplarını ortaya koyuyor..
Soner, RTE’ye iktidarın yolunu açan ekonomik yapının da adını koyuyor: Türkiye’ye 1980 askeri darbesi ve Özal ile dayatılan ve Türkiye’yi krizlere sürükleyen Yeni Liberalizm! 2001 ekonomik krizinin ürünüdür RTE! Soner, RTE’yi anlatan çeşitli kaynaklardan, mesela Mehmet Metiner’den (AKP milletvekili) alıntı yapıyor: “Politika onun için bir araç elbet. İslami devlete giden yolda sevap kazandıran bir uğraş...” Mesela ilk yıllarda kadınların seçilme hakkına karşı çıkıyor... Kürtaja da...
Bu arada Soner sık sık RTE’nin hayatındaki abartılı yanlışlıkları da düzeltiyor. Ve Erdoğan gibilerin “çoook baskı gördük..” laflarına karşı, hiç ezilmediklerine, hep korunduklarına işaret ediyor... RTE’nin hastalıklarından giriyor, servetinden ve mahkemelerinden ilerliyor ve ona siyasette yükselme kapılarını açan ve iktidarı teslim eden Deniz Baykal’dan çıkıyor...
Tabii, hikâye uzun... İktidara gelişinde ABD’nin özel rolü ve ilişkileri de epey tutuyor... Soner Yalçın tarzı bir Erdoğan kimliği... Okuyun, bugünkü RTE’nin muhteşem muktedirliğinde geçmişinden önemli izler bulup çıkartırsınız mutlaka... Kırmızı Kedi yayını...

Paralel Hat
Okurlarımız çok yakından tanır İlhan Taşcı’yı. Özellikle hukuk - yüksek yargı alanından yaptığı çarpıcı haber ve arka plan kulis bilgileriyle, Cumhuriyet’ten yazıları eksik olmadı Taşcı’nın... Cumhuriyet Kitapları’nda adalet ve yüksek yargıda politik düzenbazlıkları ve hukuksuzlukları işleyen kitapları ve bir de 2012’de yazdığı bir romanı var... Şimdi ise Karşı gazetesi macerası ve gazetenin kapanması sonucu, çalışmayan bir arkadaşımız... İşsiz kalınca fırsat bu fırsat, ilginç bir kitapla karşımıza çıktı birden: Paralel Hat, “Dinlemeler” ve AKP-Cemaat Kapışması...
Türkiye’nin bir “dinlenenler cumhuriyeti”ne dönüştüğünü biliyoruz... İktidar olsun iktidara ortak olsun herkesin birbirini dinlediği ve elde ettiği bilgileri de birbirine karşı siyasi bir silah olarak kullandığı bir “Telefon Cumhuriyeti” adeta... İlhan, 2010- 2014 arası dinlenenlerin sayısının 866 bine ulaştığını belirtiyor... Tabii, dinleme politikası, İktidar-Cemaat çatışması başlayınca birbirini dinlemeye dönüşüyor, RTE’nin oğluyla paraların sıfırlanması üzerine telefon konuşmaları noktasına varıyor.
İlhan, bu dinleme meselesinin “perde arkasına” uzanıyor kitabında... Kayıtlar ve belgeler ışığında, “kimin kimi nasıl dinlediğini, dinlemelerin ses havuzunda bekletilip zamanı gelince nasıl kullanıldığını, dinleme kararı veren mahkemelerin nasıl yanıltıldığını resmi kayıtlardan” izliyor...
Tabii hikâyesi bütün dinlemelerin merkezi olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın adeta gizlice, Bakanlar Kurulu’ndan ve Meclis’ten gece yarısı kaçırılan bir torba yasa ile bizzat RTE’ye bağlı kurulmasıyla başlıyor... İlhan diyor ki, kapıcısına kadar bütün atamalarını gerçekleştiren de bizzat RTE!
Ve dinlemelerde merkezi bir “sinir” isim: Basri Aktepe! Teknik Daire’nin başına getirilir.. TİB’in ilk başkanı savcı Fethi Şimşek... Binali Yıldırım’ın ve İbrahim Şahin’in önemli rolleri! Biliyorsunuz Binali Bey, eğer bir suçunuz, kuşkulu işleriniz yoksa dinlemelerden neden korkuyorsunuz diyen kişi aynı zamanda!
Taşcı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı kimin elindeyse Türkiye’de güç ondadır, saptamasıyla, buraya kimlerin nasıl getirildiğini izliyor ve tabii ki karşımıza ünlü bir isim çıkıyor; sicili en düşük polis Ramazan Akyürek en hızlı yükselen kişilerden biri... Ve bu kişinin ilginç ilişkilerinin, Trabzon’da işlenen büyük ve siyasi kriminal olaylarda ortaya çıktığını biliyoruz.
İlhan, Ergenekon’dan tutun, RTE’nin oğlu ile konuşmalarına ve Cemaat-RTE çatışmasına varıncaya kadar pek çok konuya, dinlemeler açısından yaklaşarak olayların anlaşılmasına yardımcı oluyor... Heyecanlı! İlhan’ın kalemine sağlık, size de okuyun diyorum... Kırmızı Kedi yayını...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları