Mehmet Ali Güller

Ortodoks kiliselerinin kavgası

17 Aralık 2018 Pazartesi

Ortodoksluk, tarihsel olarak MS 4. yüzyılda İstanbul’un (Konstantinapol) yeni siyasal merkez olmaya başlamasının yansımasıdır.
Özetlersek, Ortodoksluk, 343’te Sofya’da toplanan konsilde Batı ile Doğu Roma’nın mücadelesinin bir sonucu olarak belirdi. 381’deki konsilde İstanbul’un Roma’dan sonra ikinci yetkili merci olduğu ilan edildi. Karar Roma tarafından kabul edilmedi. 451’deki konsilde ise İstanbul’un Roma ile eş imtiyazlara sahip olduğu resmen onaylandı. 595’te İstanbul Patriği 4. John, tarihte ilk defa ekümenik patrik unvanını alarak İstanbul’un tek ve evrensel kilise olduğunu ilan etti.
Roma ile İstanbul arasındaki mücadele 9. yüzyılda Balkanlar üzerinde derinleşti ve Slavların hangi kilise tarafından Hıristiyanlaştırılacağı konusu, 1054 yılındaki kesin kopuşu getirdi.

Rusların Ortodoks olması
10. yüzyılda, Ruslar Bizans İmparatorluğu yoluyla Hıristiyanlığa geçti. Bulgar tehdidi altındaki Bizans İmparatoru II. Basileios, Kiev Knezi Vladimir’den yardım istedi. Vladimir, askeri desteği siyasal kazanca dönüştürmek amacıyla, Bizans İmparatoru’nun kız kardeşi Anna ile evlenmek istedi. Bizans İmparatoru ise kız kardeşini ancak bir Ortodoks ile evlendirebileceğini söyledi. Sonuçta Vladimir, düğünden sonra 988’de Kiev’de toplu halk vaftizi ile Hıristiyanlığa geçti.
Fakat 450 yıl sonra, 1439’da bu kez İstanbul ile Kiev ayrışması yaşandı. Şöyle ki, 1054 yılında kesin olarak ayrılan Roma ve İstanbul kiliseleri, Osmanlı basıncı karşısında birleşme kararı aldı. Moskovalı Başknez II. Vassiliy bu birleşmeyi kabul etmedi ve İstanbul Patrikliği’nden ayrılarak ayrı bir Rus kilisesi kurma yoluna gitti.
İstanbul’u fetheden II. Mehmet, Osmanlı topraklarındaki tüm Ortodoksları İstanbul’a bağlamak istedi. Bunun için 1439’daki Roma-İstanbul birleşmesine karşı olan Ortodokslara dayandı ve Katoliklerle birleşmeye en sert muhalefet eden Gennadios II. Scholarios’u patrik ilan etti.
Rus Çarlığı’nın siyasal bir güç haline geldiği sonraki yüzyıllarda ise Moskova, Ortodoksluğu Osmanlı’ya karşı kullandı. Dahası Ruslar 1774’ten itibaren Ortodoksların resmi hamisi oldu ve büyük güçlerin Osmanlı topraklarında Katolik (Fransa), Protestan (İngiltere) ve Ortodoks (Rus Çarlığı) kiliseleri üzerinden yürüttüğü güç mücadelesi, 1854’te Kırım Savaşı’na bile dönüştü.
19. yüzyıl, Yunan, Bulgar, Sırp, Romen kiliselerinin İstanbul Patrikliği’nden ayrılma mücadeleleri biçiminde yürüyen milli bağımsızlık girişimlerine sahne oldu.

Moskova’ya karşı Kiev-İstanbul ortaklığı
Tüm bu tarihsel özeti neden mi yaptık? Siyasal mücadelenin bir yansıması olarak Ortodokslar bölünüyor da ondan!
Kiev Patrikhanesi, Rusya’dan ayrılarak bağımsız Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin kurulduğunu ilan etti. Kiev bu kararı, İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin desteğiyle aldı.
Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill ise Ukrayna’da bağımsız kilise kurulmasına izin verilemeyeceğini ilan etti.
Rus Ortodoks Kilisesi, Fener Rum Patrikhanesi’nin Kiev’e desteği nedeniyle, İstanbul’a kendi vatandaşları için rahip gönderme kararı aldığını ilan etti.
Fener Rum Patriği Bartholomeos, Rus Ortodoks Kilisesi’nin Türkiye’ye rahip gönderme kararının yasadışı olduğunu savundu.
Ortodokslar arası bu ayrışma, aslında Türkiye’nin önüne Kıbrıs meselesinden İsrail gazı konusuna kadar birçok alanda avantajlar doğuruyor. Mesele, bu çelişmelerden yararlanabilecek bir dış politika anlayışının kalıp kalmadığıdır…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları