Hikmet Çetinkaya

Bu Nasıl Bir Acı...

09 Eylül 2014 Salı

Yaşanan bir anın yazıyla somutlaştırılmasının anlamını kavrayabilmek, ölüm anını akla getirmek...
Bana ölümü nasıl anlatırsınız?
Bunu düşünüyorum üç gündür...
Paylaşımın mutluluğun bereketi olup olmadığını!
Sonra emek mücadelesini, köle düzenini, Soma’da yaşanan o faciayı, AVM inşaatlarını, AVM çadırında cayır cayır yanan işçileri...
Güz yağmuruyla yükselen bir toprak kokusu, yaşama umudu, asgari ücretle çalışan üniversite öğrencileri...
Hepsi ama hepsi AVM’lerde, rezidanslarda öldüler; maden ocaklarında can verdiler...
Nedense çiçeklerin yüzü gülmüyor, ölüyorlar onar onar, yüzer yüzer...
10 işçi Mecidiyeköy’de 32. kattan yere çakılıverdi...
Alışkınız bu tür ölümlere...
Geçen günlerde baraj suları yutmuştu insanlarımızı...
Unuttuk değil mi?
Milyonlarca lira harcanarak yapılan rezidanslar, AVM’ler, barajlar, Esenyurt’ta yapılan inşaatlar, naylon çadırlar...
Ey halkım, yanıyor insanlar, asansör boşluğuna düşüyor...
O yaşanan anın yazıyla somutlaştırılmasını öğrenemedim ben...
Yüreğimde bir sızı!
Bir acı kıyamet gününden kalan!
Şirket yöneticileri konuşuyor televizyonlarda:
Hiçbir hatamız yok!
Bu koskocaman gökdelenleri kim denetler, kim?
Rantı al, yasayı del, yürütmeyi durdurma kararı aldır, 32 kat çık...
Saat akşamın yedisinde işçileri çalıştır!
Mangırları topla...
Başına buyruk hareket et!
CHP’li Şişli Belediyesi sen de seyret!

***

Torunlar Grubu torunluyor durmadan; açıklama üstüne açıklama yapılıyor...
Şuymuş, buymuş, falanmış, fişmanmış...
Cumhuriyet’in dün çıkan birinci sayfası...
Tüm sayfayı kapsayan ölüm, acı ve yas:
Yeni Türkiye Cinayetleri...”
Cinayet, katliam...
Rant, devlet eliyle, belediyelerin korumasıyla...
Torunlar Grubu sağlığı ve güvenliği hizmetini NCA’dan alıyor...
Şirket projeler butonunu kaldırdı.
Öğrendik ki güvenlik şirketinin referans listesinde salt Torunlar Grubu değil, Soma Grubu da vardı...
O rezidans ve 10 ölü!
Düşün birazcık halkım, düşün!
Taş binaları TOMA’lar koruyor, ölümlere yas tutanlar, açıklama yapanlar gazlanıyor.
Gümüşhaneli üç kardeş...
Ferdi, Tahir ve Tamer Kara, babaları Mithat ile birlikte çalışmak için gelmişlerdi İstanbul’a.
Taşı toprağı altın ya!
Yattıkları yerlerin fotoğraflarını gördünüz gazetelerde...
İnsan yaşamaz orada, yaşamaz!
Tunceli Üniversitesi Ovacık Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hıdır Ali Genç beş gün önce işe başlamıştı...
O da öldü cinayette!
Peki, bu inşaatı pardon cinayeti denetleyen kim?
Vahşi kapitalizmin kuyrukçuları...
Ölen bu ülkenin yoksul insanlarının çocukları...
Rezidanslarda, maden ocaklarında, sınır boylarında, dağlarda, vadilerde...

***

Toplum gerçek mutluluğu yaşamıyor, acılarıyla çoğalıyor...
Neden gülmeyip soluyor bir güz akşamında?
Toprağın inlemesi, bir binanın çökmesi, asansörün 32. kattan yere çıkılması...
Acı, gözyaşı!
Paylaşım kavramı, mutluluk!
Soma’da 301 işçi bir hoyratlık yüzünden öldü...
Daha çok para istedi işveren...
İlkel koşullarda çalıştırıldılar hepsi!
Hayatın anlamının yalın bir gerçek olduğuna inanmayan toplumlarda bunun adına “köleleştirme” denir...
O çığlıkları dinleyin Van’da, Gümüşhane’de, Tunceli’nde...
Acıya kulak verin!
10 ölüye, bir 20, 100, 200, 300 ölü ekleyerek geldik bugünlere...
Güçlüler güçsüzler; ezenler ezilenler...
Bu ölümler, kıyımlar içinde geçiyor zaman; titrek bir kumaş gibi gökyüzü...
TOMA’lar bekliyor beton yapıların önünde...
Yok gözbebeklerimizi delen bir gün ışığı, hayata dair güzel şeyler!
O bilincin küreklerini insanoğlu bir türlü çekemiyor işte...
Güçlüysen hayat hakkı var sana...
O kadar!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları