Hikmet Çetinkaya

Kelle Avcıları... (19.11.2013)

19 Kasım 2013 Salı

Var olan, üstelik bilinen gerçeklerin üzerini örtmek, kaybetmek, kanıtları ortadan kaldırmak...
Haberleri sansürlemek!
O yine var olan kamera kayıtlarındaki görüntüleri silmek.
Ve ardından alanlarda demokrasiden ve özgürlüklerden söz etmek.
Reyhanlılıların o katliamda nasıl öldükleri bilindiği halde bunu gizlemek, üstünü örtmek, El Nusra’yı kendi topraklarında eğitip silahlandırmak...
Tüm bunlar olurken, Reyhanlı’da çoğu çocuk 50 can parçalanarak ölürken, gözlerini kapamak...
Katliamın insanlık suçu olduğunu unutmak!
Zindanlar dolup taşarken, orada 159’u ağır durumda 526 can dururken, bıkmadan usanmadan “demokrasiözgürlük” diye insanları kandırmak...
Sarp Kuray’ı 65 yaşında Sincan’a atıp, oturup seyretmek...
Hepsi ama hepsi demokrasi ve özgürlük mü, anlatın bana.
Bir yürek çarpıntısını, hayatı, güzelliği, barışı, aşkı...
Var olan gerçeklerin üzerini örtmeyi, aklınıza gelen her şeyi...
Dürüstçe ve mertçe anlatın!

***

Gökten ateşi çalanları, vicdansızları, ölümlere alkış tutanları, düzenbazları...
O barış şovunu parlatırken, Berkin’in annesi Gülsüm E’nin, Cumartesi Anneleri’nin acılarının üstünü küllemeye çalışan...
O barış şovunu parlatırken, Ali İsmail’in, Lice’de ölen Ceylan’ın, Ethem Sarısülük’ün, Ahmet’in, faili belli ama meçhul kalan cinayetlerin üstünü örtmeye çalışan yandaş medya...
O çığlıklara kulak verin!
Ayrımcılık yaptığınızı, Türk ve Kürt İslam senteziyle neler yapmak istediğinizi dünya âlem biliyor.
Sol, giderek genişleyecek, ilkeli ve bağımsız bir biçimde ilerleyecek.
Kaçınılmaz sonuç budur!
Hayat böyle ivme kazanacak!
Demokrasi ve özgürlük, tam bağımsızlık, sağlam bir duruş gerçekleşecek.
Var olan bir gerçektir bu!
Kimse bunun üzerini örtemeyecek!
İnsanlık ve halk düşmanı katiller yaşadığımız coğrafyada beslenirken “Türk- Kürt kardeşliği”ni seçim aracı olarak kullanıyor...
Senaryo hazırlanmış ve Diyarbakır’da çekime başlanmış...
Büyük Ortadoğu Projesi bunun adı.
Suriye’de üç-dört ay içinde Esad’ı devireceklerini sananlar aldandı.
Politikalar değişti...
Büyük patronlar durumu gördü...
Esad muhaliflerinin çoğunluğunun, ırkçılığa varan etnik-mezhepsel nefretiyle, kiniyle salt isyancı olmayıp katliamcı, “insan yüreği, ciğeri” yiyen kelle avcıları olduklarını anladı.
Reyhanlı katliamından da biz değil, ABD ve AB ülkeleri ders çıkardı.
Neden Esad’ın yanında PYD ve Suriyeli Kürtler?
Kelle avcılarını, ırkçıları, mezhepçileri, katliamcıları gördükleri için...

***

Esad rejimi neydi?
Seçimle babadan oğula geçen baskıcı bir yönetim biçimiydi.
Suriye, Mısır gibi farklı bir ülkeydi...
Şeriat devleti değildi!
Herkesin inancı, dini, mezhebi farklı bile olsa bütünlük içinde yaşanıyordu.
Kimse kimsenin kafasını koparmıyor, kadınlara baskı uygulamıyordu Sudan ve Suudi Arabistan’da olduğu gibi...
İran’daki mollalardan farklı bir düzen vardı!
Müslüman Kardeşler geldi “Arap Baharı”nın ardından...
Mursi cumhurbaşkanı seçildi...
Sonunda ne oldu?
Darbeyle devrildi, zindana atıldı, yargılanmaya başlandı.
Türkiye önce korudu Mursi’yi...
Nereye kadar?
Büyük patronunun çıkışına kadar:
“Ey dostum yeter artık, fazla konuşma!”

***

Ne Esad ne de Mursi...
Kırmızı çizgi belli!
Konuşma yasağı var!
Bu halk enayi mi?
Değil!
Olup biteni görüyor, kelle avcılarını tanıyor artık!
Şimdi “Büyük Kürdistan hayali” var Barzani’nin...
Bu coğrafyada yaşayan Kürtler bunu yer mi?
Yemeyecek!
Türk ve Kürt emekçileri...
Aydınları, demokrasiden, kardeşlikten, üniter devletten yana olan herkes...
Din eksenli değil, emek eksenli, insan eksenli siyaset gerek.
İlkeli bağımsız bir sol parti!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları