Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Brunson bahane devalüasyon şahane!

21 Ağustos 2018 Salı

Erdoğan/AKP iktidarı sadece Cumhuriyetin devlet kurumlarını ve adalet mekanizmasını yok etmekle kalmadı, ülkenin ekonomisini, yani üretim gücünü de sakatladı:
Türk Lirası’nın devalüe edilmesi yani yabancı paralar karşısında değerinin düşürülmesi, kaçınılmaz bir sonuçtu!
Bunu gören iktidar, önce seçimleri öne aldı...
Sonra, bir Evangelist (Evanjelik) misyoner olan Pastör (rahip/papaz) Brunson üzerinden, Halkbank bağlantılı bir krizi, Trump’a İsrail’de tutuklu olan kadını serbest bıraktırarak ama karşılığında bu Pastör’ü bırakmayarak, ön plana çıkardı.
Krizin sonucunda, Trump ve şürekâsı, Türkiye’ye karşı bazı ekonomik ve siyasal önlemler aldı.
İktidar bunu bahane ederek, güya “boykot etmek için”, zaten artık kaynak sıkıntısı çekmeye başladığından, bazı ABD ürünlerinin ithal vergilerini artırdı ve halkın üzerine yeni bir yük daha bindirdi.
Bu ekonomik ve siyasal kriz sırasında Türk Lirası yaklaşık yüzde 50 oranında devalüe edildi.
Devalüasyon, iktidarın mali ve ekonomik politikaları sonunda zaten zorunlu hale gelmişti ve bekleniyordu.
İktidar bu devalüasyonu, “Onların doları varsa, bizim de Allahımız var” ve “Ekonomimize yönelik saldırının, doğrudan ezanımıza ve bayrağımıza yönelik saldırılardan hiçbir farkı yoktur” diyerek Türkiye’ye karşı bir dinsel ve milli saldırı sonucu olarak kamuoyuna yansıttı.
Bütün medya ellerinde olduğu, bütün gazete ve televizyonlar “Milli ve Dini” seferberlik mesajları ile beyin yıkadığı için, ekonomik ve mali yapının tahribinden kaynaklanan bu zorunlu devalüasyon örtbas edilmiş görünüyor.
Ama sadece “görünüyor”, çünkü bu devalüasyonun sonuçları sabit ve dar gelirli halkımıza çok acı zamlar biçiminde geri dönmekte ve günlük yaşamı gerçekten çok zorlaştırmakta olduğu için, bir süre sonra, dini ve milli seferberlik nutuklarının karın doyurmadığı anlaşılacak.
Bu durum iktidara olan desteği azaltacak; desteğinin azaldığını gören iktidar daha da sertleşecek; temel hak ve özgürlükleri iyice sınırlayacak ve kısıtlayacak; böylece Demokrasi talepleri bilinç ve anlam kazanacak; ama bu süreçte toplumun ödeyeceği bedeller çok çok artacak!
Yine de moraliniz bozulmasın, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni Demokratik hedefinden saptırmak kolay olmayacak!
DİREN HUKUK VE ADALET...
DİREN DEMOKRATİK CUMHURİYET!
Not: Bayramınız kutlu olsun.
Ben geçen cuma, Hatay Arsuz’da Füsun Sayek’i anma etkinliklerinde “Çok Kültürlülük ve Toplum” adlı bir konferans verdim ve orada, barış içinde birlikte, mutlu bir biçimde yaşayan farklı kimliklerin güzelliğini gördüm.
Arsuzlulara gösterdikleri konukseverlik için teşekkür ediyorum. Öyküsü www.kongar. org adresli internet sitemde.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları