Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ecevit başarabilir miydi? Umut-19

05 Ağustos 2018 Pazar

Bugün hafta başında, Kılıçdaroğlu-İnce mücadelesinin parti ve toplum açısından tarihsel bir irdelemesini yapacağım bir yazıda sorduğum sorulardan üçüncünün yanıtına gelmiş bulunuyorum.

***


Ecevit’in Ortanın Solu Hareketi ve “Toprak işleyenin, su kullananın” anlayışı da başarısız kalacaktı; çünkü:
1) 1973 seçimlerinden birinci parti olarak çıkması ve iktidara gelmesi, sola doğru artan bir seçmen desteğiyle değil, ancak sağın, Celal Bayar tarafından Süleyman Demirel’e karşı suni olarak bölünmesi sonucunda gerçekleşmişti.
2) Erbakan’la koalisyon, Demokrasi’ye inanmayan ve rejimin altını oyan bir anlayışı iktidara ortak etmiş, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarını MSP’ye vererek, soldan aldığı desteği de zayıflatmıştı.
3) Kıbrıs Zaferi’ni hemen siyasal kazanıma dönüştürmek istedi; MSP ile koalisyonu çok çabuk bozdu.
4) Kıbrıs zaferinden sonra, yeni hükümet kurma konusunda Bozbeyli tarafından aldatıldı.
5) Toplumsal yapıyı etkileyecek hiçbir reform yapma fırsatı bulamamıştı.
6) Yüzde 41.4’e ulaştığı 1977 seçimlerinde ise zaten iktidar olmak için yeterli sandalyeyi kazanamamış, kurduğu azınlık hükümeti güvenoyu alamamıştı. 1978 başında ancak büyük ödünlerle ve transferlerle çok zayıf, çok parçalı, tutarsız bir hükümet kurabildi.
7) Hükümet kendi içinde uyumlu olmadığı için, Göreme Sokak’ta yeni parti programı yazılırken, seçim öncesi belirlenen iktidar programını uygulayamadı. Hiçbir olumlu icraat yapamadı, üstelik dünya petrol krizine de denk geldiği için, ekonomik sıkıntılar içinde boğuldu..
8) Ülkede, dini eğitim ve gecekondulaşma artık egemen süreçler haline gelmiş, siyaseti de biçimlendirmeye başlamıştı.
9) Arkasındaki seçmen desteği çok zayıflamıştı; nitekim boşalan 5 milletvekilliği için yapılan ara seçimlerde sandalyelerin tümünü AP’ye kaptırınca istifa etti.

***

Ecevit başarısız olunca, Demirel’in dışardan destekli azınlık hükümeti kuruldu ve Türkiye’ye “24 Ocak 1980 IMF cenderesi” uygulandı; ama ekonomik çöküntü ve siyasal kaos, Emperyalizme ve Emperyalistlerle işbirliği halinde olan sağ güçlere bir Askeri Darbe ile, 1961 Anayasası’nın kalıntılarını bile tasfiye etme fırsatı yarattı...
12 Eylül 1980 sonrasında, Demokrasi mücadelesi yapan Ecevit de YARGILANARAK hapse atıldı!

***

Bu satırları dört duvar arasında okuyanlara anımsatalım ki, sadece Ecevit’in değil, pek çok liderin yolu da hapishanelerden geçmiştir; Türkiye’de toplum ve siyaset çok hızlı değişmektedir:
ESAS OLAN DEMOKRASİDEN, TEMEL İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNDEN, HUKUK DEVLETİ’NDEN,DOĞRULUKTAN, DÜRÜSTLÜKTEN, ADALETTEN AYRILMAMIŞ OLMAK VE BU DEĞERLER İÇİN DİRENEBİLMEKTİR!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları