Mümtaz Soysal

Dershaneler ve Devlet

18 Kasım 2013 Pazartesi

İki alan var ki onları ticarete dönüştürme düşüncesine bu köşede pek sıcak bakılmadığı hep bilinir: Sağlık ve eğitim. Ticaret sözcüğü fazla geniş ve belirsiz geliyorsa “para kazanma hırsı” da diyebilirsiniz, çünkü her iki alan da yaşamsal ve önemli, hatta biraz kutsaldır, hırs kutsallığı bozabilir.
Son günlerin büyük tartışma konusu “dershaneler” olduğuna göre, güncellik adına isterseniz onu ele alalım, tam da kapatılmaları konuşulurken.
Dershane açmanın, yani okullara yardımcı olmanın, öğrencileri ya da mesleklere girme yarışına katılacak olanları sınavlara hazırlamanın bir eğitim işlevi sayıldığı kesin. Elbet o işlevi yerine getirenlerin bu emek karşılığında para almaları da doğal. Hatta para kazanılacak başka bin türlü yol varken bunu seçmiş olmaları takdir de edilebilir.
Ancak, geçimini sağlamak için para kazanmak zorunluysa ve bu zorunluluk insanın gözünü karartan ve o uğurda her şeyi yapabilecek duruma sokan bir hırsa dönüşmüşse insanlar hiç yararı olmayan durumlara bile razı olabilirler.
Emekli bir öğretmen dershane sahibi olmuş ve lisede ders veren genç arkadaşı da iyi lise mezunları yetiştirme amacını bir yana bırakıp sadece üniversite giriş sınavlarında kullanılan teknikleri öğretmekle yetinmeye bırakılmış olabilirler. Oysa ailelerin bu tarz saçmalıklar için paralar akıtması durdurulmalı ve dershaneler kamulaştırılarak binalar ve kaynaklar ortaöğretimin iyileştirilmesi yönünde kullanılmalıdır. Ortaöğretim düzeyinin yükselmesi, yükseköğretimi düzeltmenin de temel koşullarından biridir.
Bozulan düzenlerde hep olduğu gibi ulusal eğitim düzeninin geliştirilmesi de o düzenin bir bütün olarak ele alınıp yeniden sistemleştirilmesiyle başarılabilir. Dolayısıyla, ilkokulun ardından ortaokuldan sonra sağlam bir lise öğretimiyle üniversitelere ve yüksek meslek okullarına aday yetişten yeni bir sisteme geçmekten başka çare yoktur. Öyle bir düzenin basamaklarında yükselmenin kuralları da o düzeni kuracak olanlarca belirlenmelidir. Eğitimde tutarlılıktan vazgeçilemez.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları