Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Afrika tipi başkanlık
Rejim değişikliği gerçekleşti. Artık bir başbakan ve bakanlar kurulu yok. Erdoğan, “size nasıl hitap edelim, cumhurbaşkanı mı yoksa başkan mı” sorusuna “başkan diyebilirsiniz” cevabını verdi. Türkiye herhangi bir denetime tabi olmayan, neredeyse sınırsız güçlere sahip bir tek adam rejimiyle yönetilmeye başladı. Uygulamada durum buydu, şimdi iş resmiyet kazandı.
OHAL rejimi kalıcılaştı. Artık OHAL’e ihtiyaç kalmadı. Yeni rejim daimi bir OHAL’dir.
Bugüne dek, denetimsiz bir başkanlık rejimiyle kalkınmış, demokratikleşmiş, refaha ermiş, vatandaşlarını mutlu etmiş bir örnek bulmak güç.
Erdoğan, rejim değişikliğini “ülke tarihinin en önemli günü” diye değerlendirdi.
Ardından da “Türkiye Osmanlı’dan beri tarihinde ilk defa kritik bir yol ayrımında, tercihini darbe veya benzeri zorlamalarla değil, milletimizin özgür iradesiyle gerçekleştirmiştir” dedi.
Belli ki başkan, kendini sadece bir rejim değişikliğinin lideri değil aynı zamanda yeni bir devletin kurucusu gibi de görmekte.
Darbe ve zorlamalara karşı ilk defa milletimizin özgür iradesiyle bir tercih yaptığını ileri süren yeni başkanın, misafir listesi pek iç açıcı değildi. Demokratik ülkelerin kendine pek yer bulamadığı listede, özellikle Afrika’nın “tek adam”ları dikkat çekmekte.
Rejim değişikliğinin Amerikan ya da Fransız tipi bir rejime değil, Afrika’da sıklıkla karşılaşılan başkancı rejime benzediğini söyleyenleri de haklı çıkaran bir manzarayla karşılaştık.
Kendisi de bir darbe girişimini atlatmış, başkanlığını darbe karşıtlığı söylemiyle meşrulaştırmaya gayret eden birinin bunca darbeci devlet başkanını, tek adam tacı giyeceği törene çağırması ilginç.
Ekvator Ginesi başkanı Teodoro Obiang Nguema Mbasogo, davetliler arasındaki en kıdemli darbeci. 1979 Ağustos’unda yaptığı darbeden bu yana ülkesini yönetiyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Darfur katliamı sebebiyle hakkında tutuklama emri verdiği Sudan başkanı Ömer El Beşir ise 1989’da yapılan askeri darbenin generallerinden.
Çad Başkanı general İdris Deby ise 1990 senesinde, birliklerinin başkenti ele geçirdiği günden bu yana ülkesinin tek yöneticisi.
Moritanya başkanı Muhammed Velid Abdül Aziz ise kısa aralıkla iki darbede yer almış bir albay. Önce 2005’te. Sonra da 2008’de.
Kim bilir bu darbeci başkanlar, Erdoğan’ın darbe karşıtı sözlerinin tercümesini kulaklıklarından dinlerken ne hissetmiştir.
Yüzyıllık bir parantezi kapatmak iddiası önceki gün hiç olmadığı kadar somutlaştı. Karşı devrim, uluslararası siyasi iklimin de popülist otoriter iktidarlardan yana esmesiyle çok önemli bir mevzi kazandı.
Bakalım bu Afrika tipi tek adam rejimi, Türkiye gibi bir ülkeyi yönetmeye yetecek mi? Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefinden buraya varmak elbette çok üzüntü verici. Aynı zamanda da demokrasiyi yeniden kurmak amacıyla bir araya gelmek için de o kadar motive edici.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!