İlk Türkçe ezan ve taşplakları
1932 yılında Türkçe ezan uygulaması başladıktan sonra Odeon, Columbia, Parlafor plak firmaları da Türkçe ezanı taşplağa kaydettirip piyasaya sürdüler.
Cumhuriyet tarihinin en tartışmalı konularından biri Türkçe ezan meselesidir. Tartışma günümüzde de siyasi taraflarıyla devam etmekte, bu konuda makale ve kitaplar yayınlanmaktır. 1930’lardaİslamiyetin adeta “millî bir din”e dönüştürülmesi süresince kimi zaman “dinde reform” olarak adlandırılan “din inkılâbı” çalışmalardan biri de ezanın Türkçeleştirilmesidir.
Kur’an-ı Kerim, ezan, salâ gibi dinî içerikli metinlerin Türkçe okunması için 1931 yılının son aylarında “Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa”nın emriyle dokuz kişilik bir hafız kurulu görevlendirilmiş ve Dolmabahçe Sarayı’nda ezan ve hutbelerin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başlanmıştır. Kurul çalışmalarının ardından, 22 Ocak 1932’de Yerebatan Camii’nde, Hafız Yaşar [Okur]tarafından ilk kez Kur’an-ı Kerim makamla Türkçe okunur. Cumhuriyet gazetesinde 30 Ocak1932’de manşetten verilen habere göre ”Bugün Fatih Camiinde İkindi Ezanı Türkçe Okunacak” şeklinde ilk Türkçe ezanın okunacağı haberi verilmiştir. Ezan Hafız Rifat Bey tarafından şerefeden okunan ezanın ilk Türkçe çevirisi 31 Kânunusani (Ocak) 1932 tarihli Cumhuriyet gazetesine göre (s.1 ve 2) şöyledir:
Allah büyüktür
Tanrıdan başka tapacak yoktur
Ben şahidim ki Tanrım büyüktür
Nebi Muhammet, Allah Rasulü
Ben şahidim ki o haktan geldi
Ey dinliyenler, geliniz namaza!
Ey işitenler koşunuz felâha
Allah büyüktür
Tanrıdan başka tapacak yoktur
Aynı gazetenin ön sayfasında bir gün önce Sultanahmet Camii’ndeki Cuma Namazında okunan Türkçe Kur’an haberinin fotoğrafında cemaatin çoğunluğunun fötr şapka ile ibadete katıldığı görülür.
Bir tek ‘felah’kaldı
Sadece sabah ezanında okunan ve Bilal-i Habeşi’nin ezana eklediği “essalâtühayrunminnennevm” cümlesi genellikle “namaz uykudan hayırlıdır” şeklinde çevrilmiştir. Ayrıca ezanın Türkçe çevirilerinde bir sözcüğün, “felâh” sözcüğünün aynen bırakılması dikkat çeker. Türkçede kullanılan namaz Farsça bir sözcüktür, Arapçası salât olarak geçer.
Türkçe Kur’an-ı Kerim, tekbir ve kamet 3 Şubat Kadir gecesi ise Ayasofya’da-o sırada camii olduğundanokunmuştur. 5 Şubat 1932’de de Hafız Sadettin Kaynak, Cuma hutbesini Süleymaniye Camii’nde başı açık ve frakla Türkçe okumuştur. Bu sırada basılan fotoğraflardan yine cami cemaatinin çoğunluğunun fötr şapkalı olduğu görülür!
Bu faaliyetler çeşitli camilerde artarak devam ederken Diyanet İşleri Riyaseti 18 Temmuz 1932 tarihli ve 636 sayılı kararıyla ezan ve kametin Türkçe okunması için bir tamim yayınlar. Tam bu sıralarda Odeon, Columbia ve Parlafon firmaları Kur’an’dan bazı sûrelerle ezan, salâ, münâcât, na‘t, mersiye, ilâhi, kaside, mevlid gibi dini okumaları taşplağa kaydettirip piyasaya sürer. Bunlardan biri de Türkçe ezandır. Columbia firması Hafız Sadettin’e (Kaynak) Türkçe ezan okutarak bir taşplak doldurtmuştur. Adeta Türkçe ezana örnek olması ve makamıyla ezberlenmesi için hazırlanmıştır. Taşplağın künyesi şöyledir:
Bay H.[afız] Sadettin [Kaynak]; Türkçe Ezan (Hicaz Makamında) (Columbia: DT18857, WT 3265)
Tanrı uludur, Tanrı uludur.
Tanrı uludur, Tanrı uludur.
Şüphesiz bilirim, bildiririm Tanrıdan
başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm Tanrının
elçisidir Muhammed
Haydin nemaza, haydin nemaza
Haydin felâha, haydin felâha
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrıdan başka yoktur tapacak
[Bir Not: Kalan Müzik tarafından çıkarılan bir CD’nin kitapçığında [Kendi Sesinden Hafız Sadettin Kaynak (İstanbul: Kalan Müzik Yapım, 1999) s.27’de] Ezan plağının 1929/30’da doldurulduğu belirtilmekle birlikte, bu bilgide bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum. Meselâ 12 Temmuz 1930’de Cumhuriyet’te (s.6) yayınlanan bir ilanda “Hafız Sadettin Efendinin Columbia plâklarına okuduğu dinî Esselâtplâkı vürut etmiştir” yazmakla birlikte bu Türkçe ezan değildir. Zira Cumhuriyet gazetesindeki 15 Şubat 1933 tarihindeki (s.8) ilana bakarak plağın Şubat 1933’te piyasaya çıktığı anlaşılmaktadır.]
Diyanet İşleri’nden emir Diyanet İşleri Riyaseti’nden müftülüklere gönderilen 4 Şubat 1933 tarihli b-20z.nin irtica hâdisesi hakkında beyanatları” Cumhuriyet (7 Şubat 1933) s.1 ve tutuklamalar için Akşam Gazetesi (7 Şubat 1933)]
Türkçe ezan uygulaması 16 Haziran 1950 tarihine kadar devam ettirilmiştir. 14 Mayıs 1950’de iktidara gelenDP’nin ilk yaptığı mevzuat değişikliklerinden biri ezanın yeniden Arapça okunmasını sağlayacak düzenlemedir. Seçimlerden yaklaşık 1 ay sonra 16 Haziran 1950’de ezan yeniden Arapça okunmaya başlar. Aslında bu karar Türkçe ezan yasağı getirmemiştir, ancak ezanın Arapça da okunabileceğini ifade etmiştir. Böylece 1950’li yıllardan itibaren minarelerden Arapça ezan okunacaktır. Öte yandan yine 1950’li yıllardan itibaren önce taş plak şeklinde, 1960’lı yıllardan itibaren de 45’lik plaklar şeklinde Arapça ezan plakları çıkacaktır.
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da hissedilen deprem!
- Tel Aviv’i balistik füze ile vurdular
- 'Kanlı Noel' saldırganı hakkında neler biliniyor?
- Yoğun bakımdaki Emre'den acı haber
- Salonu terk ettiler!
- Ukrayna 'bin kilometre' uzaktaki hedefleri vurdu!
- 'Bunu da yaptınız, yazıklar olsun!'
- 'Yaptığınız kötülük hiç unutulmayacak!'
- 'Ekonomist Erdoğan'ı sordu, yanıt İmamoğlu oldu!
- Özlem Gürses'e ev hapsi!