‘Sensiz hayatın hiç tadı yok’

Can Dündar ve Erdem Gül geceyi aileleri ile birlikte geçirdikten sonra, saat 12.30 gibi gazetemizin Şişli’deki merkezine geldi.

‘Sensiz hayatın hiç tadı yok’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.02.2016 - 02:21

<video:487985>

92 günlük tutukluluğun ardından gazetemizin Şişli'deki merkezine gelen Can Dündar ve Erdem Gül mesai arkadaşları tarafından büyük bir sevgi ve coşku ile karşılanandı. Dündar ve Gül’e mesai arkadaşları çiçek verdi. Oldukça neşeli görünen Can Dündar, Erdem Gül ile giydikleri kıyafetlerin aynı olması üzerine, “Bu cezaevi kıyafetlerimiz. Tek tipe döndük. Erdem sensiz hayatın hiç tadı yok” diye espiri yaptı. Bunun üzerine Gül de, “Ben de sabah sayıma kalktım” diye yanıt verdi. Cezaevine girmeden önce Haber Koordinatörlerinden Murat Sabuncu’nun “Genel Yayın Yönetmeni ile Ankara temsilcisi günde iki kez görüşmeli” dediğini anlatan Can Dündar,“ Hesapta 24 saat birlikte yatmak yoktu. Erdem’le bekâr hayatı yşamak güzel oldu. Ankara Temsilcisi ile Genel Yayın Yönetmeni ilişkisi böyle olmalı. İnsan gerektiğinde aynı yatağı ve odayı paylaşmalı. Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyoruz. Gizlemeye çalıştıkları sırrı bütün dünyaya duyurdular. Biz istesek böyle yapamazdık” dedi.

Türkiye’nin en gözde casusları haline geldiklerini söyleyen Dündar “Bizim olayımız belki de içeride bizden sonra yatacak arkadaşların önüne kestiyse ne mutlu.

‘Cumhuriyet aydınlattı’

Cumhuriyet bize çok sahip çıktı. Cezaevine içeriye Cumhuriyet uzandığı zaman odanın aydınlandığını gördük. Seslerinizi duyduk, her birine dokunarak çileyi göğüsledik. Gazetemiz olmasaydı bu kadar sağlam ve çabuk çıkamazdık. Mete Akyol meslek büyüğümüz, Türkiye’de bazen bir sandalyenin ne kadar kıymetli olabileceğini gösterdi. Bazen bir sandalye tahtı, bir çadır sarayı devirebiliyor. Artık nerede kalmıştık diyerek yeniden başlıyoruz” ifadelerini kullandı.

92 gün sonra bir pencere ve bir gökyüzünü görmenin kendilerini mutlu ettiğini söyleyen Can Dündar özetle şunları belirtti:

‘Orada hırsız yok!’

“Biz ilk defa ufuk çizgimizi görüyoruz. Hep duvara bakıyorduk. Pencere, gökyüzü, dost yüzü ve gülen insanlar görmek çok güzel. Bu arada içerideki koşullar çok iyiydi. Hepinize tavsiye ederim. Dubleks villalarda kalıyorsunuz. Konu komşu eğitimli insanlar. Hâkimler, savcılar, askerler yüksek güvenlikli. O haberleri yazanlarda o konfordan yararlanabilirler. İki tane boş yatak oldu. İnsanlar tecritin ne olduğunu anlatmak için kendilerini yaktılar. Cezaevlerinde katliamlar yaşandı. Onun için tecritin ne olduğunu anlamak için o arkadaşlar da lüks villalar da yatsınlar. Bundan sonra diğer tutuklu arkadaşlar için mücadele edeceğiz.”

Basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi kavramların normal de olması gerektiğini söyleyen Erdem Gül ise, “Bunların bize mahkeme kararları ile sunulması gerekmez. Bunun bedelleri daha önce de ödendi. Bir de muhalif gazetecilik meselesi var. Böyle bir kavram olmaması gerekir. Gazetecilik zaten denetleme faaliyetidir. Gazeteci iktidarı, güçlü olanları denetler. İktidarın gazetecisi, muhalif gazeteci olmamalı. Bir haber suçlama nedeni oluyorsa daha yapacak çok şey var demektir” ifadesini kullandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon