Gülen ve Uslu hakkında yakalama kararı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da aralarında bulunduğu siyasilerin yasadışı dinlendiği iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, Fethullah Gülen ve Emre Uslu hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından çıkarılan yakalama kararında, soruşturma dosyasında var olan delillerin değerlendirildiği, şüpheliler Fethullah Gülen ve Emre Uslu'nun Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. ve 7. maddeleri kapsamında "örgüt kurarak yönettiği" yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu kaydedildi.
Fethullah Gülen'in 1998 yılında itibaren ABD'de ikamet ettiği, diğer şüpheli Emre Uslu'nun da bir süredir yurtdışında yaşadığı ve ülkeye dönmedikleri belirtildi. Her iki şüphelinin de ABD'de yaşadığına dikkat çekilen kararda, şüphelilere ulaşılamaması ve savunmalarının tespitinin mümkün olmaması nedeniyle, "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme" suçlarından dolayı Fethullah Gülen ve Emre Uslu hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar verildiği belirtildi.
14 Aralık Operasyonu kapsamında da Fethullah Gülen hakkında yine yakalama kararı çıkarılmıştı.
"YAKALAMA KARARI ÇIKARTILMASINA GEREKÇE OLARAK GÖSTERİLEN İDDİALAR MESNETSİZ, ASILSIZ"
Fethullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak ise "yakalama kararı'na ilişkin 1 sayfalık yazılı açıklama yaptı. Albayrak, şunları söyledi:
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sayın Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkartıldığına dair yayın organlarında haberler yer almaktadır. Şu husus açıkça bilinmelidir ki, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 98. maddesine göre yurtdışında yaşayan ve adresi bilinen hiçkimse hakkında doğrudan yakalama kararı çıkartılamaz. Sayın Fethullah Gülen'in ifadesine başvurmak amacıyla öncelikle, 'Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yapılan Ceza Yargılarının Yerine Getirilmesine İlişkin Anlaşma'nın 25. maddesi gereğince çağrı yapılması gerekmektedir. Adresi resmi kayıtlarda yer alan, sokaktaki vatandaştan en üst devlet kademesinde bulunan yetkililere kadar herkes tarafından ikamet adresi bilinen Sayın Gülen hakkında, 'Kendisine ulaşılamaması' gibi doğru olmayan bir gerekçe ile yakalama kararı çıkartılması, görevi kötüye kullanma ve kamuoyunu gerçek dışı iddialarla yönlendirmeye matuf bir girişimdir. Ayrıca, yakalama kararı çıkartılmasına gerekçe olarak gösterilen iddialar mesnetsiz, asılsız, gerekçesiz, kuvvetli şüphe sebeplerinden yoksun ve somut bir delille dayanmamaktadır."
"TÜM BU HUKUKSUZLUKLARI YAPANLAR KAMU VE YARGI NEZDİNDE MAHKUM OLACAKLARDIR"
Avukat Albayrak, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Fethullah Gülen, mensubu bulunduğu İslam inancının ve bunun etrafında tanımlanan ahlak anlayışının özelliklerinin benimsenmesi ve daha geniş kitlelerce kabul görmesi için; her türlü çatışma ve sertlikten uzak, tamamen barışçı ve uzlaşmacı bir tarzda; bilimin sunduğu doğrulara saygılı ve bağlı kalarak; sadece ulusal çapta değil bütün insanlık dünyasına kardeşlik, barış, uzlaşma ve hoşgörü gibi olumlu temalar etrafında bir araya gelme hususunda dini ve ahlaki görüşler ve öğütler sunmaktadır. Bunu yaparken de yasaların çizdiği sınırlara uygun davranmayı zorunlu koşul olarak görmektedir. Bu düşünceleri ile Sayın Fetullah Gülen değil "devletin nizamını değiştirmek", tam aksine, kurulu sistemin benimsenmesi ve daha da iyileştirilerek güçlenmesi yönünde değindirmelerde bulunmakta, devletin varlığı ve devamlılığına kutsallık izafe eden, devlet kavramı çerçevesi içerisindeki tartışmalardan dahi kaçınmayı isteyen yorumlar getirdiği bilinmektedir. Bunu da sadece vatandaşı bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti için değil, daha geniş bir coğrafyada mesajının ulaştığı bütün ülkelerdeki okuyucu ve düşüncesini benimseyenlere öğütlemektedir. Terörle Mücadele Yasası'na göre, şiddet yöntemini içermeyen düşünce ve düşünce etrafında birleşme özgürlüğü suç sayılamaz. Bu bağlamda, eserlerinde ve açıklamalarında her ne sebeple olursa olsun şiddetten uzak durulması tavsiyesinde bulunan Sayın Gülen hakkında hiçbir somut gerçekliği olmamasına rağmen silahlı terör örgütü suçlamasında bulunulması, hukuken ve vicdanen kabul edilemez. Bu kararla bir kez daha görülmüştür ki, Yeni Türkiye'de hukuk, mecrasından tamamen çıkartılarak, iktidarla aynı düşünceyi paylaşmayan kişi ya da grupları sindirme aracı olarak kullanılmaktadır. İnanıyoruz ki, Türkiye bu alacakaranlık kuşağından çıkıp normale döndüğünde, tüm bu hukuksuzlukları yapanlar hem kamu vicdanında hem de yargı nezdinde mahkum olacaklardır."
En Çok Okunan Haberler
- 'Asgari ücret' tepkisi nedeniyle tutuklandı
- Nedir bu Emevi Camisi takıntısı?
- Emekli ve memura ne kadar zam yapılacak?
- Dava ertelendi
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Davutoğlu'nun 'hazırım' çıkışına yanıt verdi
- MHP'den Özel'in sokak çağrısına 'uyarı'
- CHP’nin asgari ücret tepkisi ve Özgür Özel’in hazır cevaplığı
- 'AZAL uçağı düşürüldü' dediler... Kimi işaret ettiler?
- 'Lösemiyle mücadele ediyor... Yaşama şansı yüzde 50'