Hedefimiz Gezi'nin sesi olmak
CHP’nin yeni İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın’ın hedefleri büyük. Seçimlere giderken ‘İstanbul 2015’ başlığını taşıyan bir çalışma hazırlamayı planlayan Karayalçın,çalışmanın omurgasını Gezi’nin oluşturacağını söyledi. “Gezi gibi asi meydanlardan kent muhalefeti yükseliyor” diyen Karayalçın, “Bu sesi seçim programına taşımak görevi de benim” dedi.
CHP’nin yeni İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, bu görevi “tenzili rütbe” olarak görmüyor ve “Artık İstanbullu olacağım. Ankara milletvekili aday adaylığından feragat ediyorum” diyor. İstanbul’u tanımadığı eleştirilerine “Turist rehberi olarak gitmiyorum” yanıtını veren Karayalçın; eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün “Yanına 4 tane rehber verilmesi lazım” dediği haberleriyle ilgili olarak “Telefon açarak kutladı. Herhalde öyle bir açıklama yapmış olması söz konusu değildir” demekle yetiniyor. Karayalçın, “İstanbul 2015” programı hazırlayacaklarını anlatırken, “İstanbul asi bir kent, Gezi asi bir meydan; bana düşen görev o meydandan gelen sesi dinlemek, İstanbul 2015’e taşımak” mesajı veriyor.
Murat Karayalçın, adı “Ankara” ile özdeşleşmiş bir siyasetçi. “Başarılı” belediye başkanlığı döneminin altı çizilen ve hep “Bırakıp genel başkan olmayacaktınız” eleştirilerine hedef olan Karayalçın’ın milletvekili adaylıklarında ise Samsun, Adıyaman, Rize’ye “tayini” gündeme geldi. Şimdi de il başkanı olarak “tayini” İstanbul’a çıktı. Bugün CHP İstanbul il merkezinde görevi devralacak olan Karayalçın sorularımızı yanıtladı.
‘Başarı için muhtarlık da yaparım’
Belediye başkanlığı, genel başkanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı’ndan sonra il başkanlığı tenzili rütbe değil mi?
Parti geleneğinde böyle bir uygulama var. 1950’de dönemin CHP’li Başbakanı Şemsettin Günaltay, CHP seçimi kaybedince İstanbul il başkanlığına geliyor. Daha önce de söylemiştim: Partinin, sosyal demokrasinin başarısı için muhtarlık da yaparım, genel başkanlık da. Dolayısıyla bunu tenzili rütbe şeklinde yorumlamadım. Sayın genel başkan bana, “Size İstanbul’da ihtiyacımız var” dedi. Benim kültürümde, mensubu olduğum partinin genel başkanı böyle söylerse ona “hayır” demek söz konusu olmazdı. İstanbul il başkanlığı yeterince güçlü bir siyasi kariyer. Milletvekili, belediye başkanı olmadan da siyaset yapılabilir.
Ankara’dan milletvekili aday adayı olmanız bekleniyordu...
Milletvekili aday adaylığından feragat ediyorum. 2009 seçimlerinden sonra, artık belediye başkan adayı olmama kararı vermiştim. 2009’da çok sayıda CHP’li, MHP’li adaya oy vermişti. Ben 100 bin dolayında diye hesaplıyordum, Sayın Mansur Yavaş 200 bin CHP’linin kendisine oy verdiğini açıkladı. 2009’da böyle bir olayın yaşanması beni çok üzdü, yerel yönetimlere bir nokta koydum. Milletvekili adayı olmak istiyordum, önseçimi de kazanabileceğim kanısındaydım.
Yaşınızla ilgili eleştiriler var. Ayrıca İstanbul’u tanımadığınız söyleniyor. İstanbul’a ‘Ankaralı’ mısınız?
Yaşım konusunda söyleyecek fazla bir şeyim yok. Ama bu benim dışımda bir değerlendirme. İstanbul il başkanlığına talip olmadım, adaylığımı koymadım, İstanbul’da siyaset yapma kararı almadım. Ankara’da siyaset yapmak istiyordum, milletvekili olmak arzusundaydım ama böyle bir görevlendirme oldu. İstanbul’u tanımaya gelince; bu eleştiride dile getirilen anlamda kim biliyor, kim bilebilir diye sormak gerekir. 6 bin kilometrekareye yakın 10 milyon seçmeni olan bir kent. Ben İstanbul’a turist rehberi olarak gitmiyorum. Sosyal demokrat hareketin yönetilebilmesi için, İstanbul’un o anlamda tanınmasından çok sosyal demokrat düşüncenin özümsenmesinin daha önemli olduğu kanısındayım. Ama tabii ki İstanbul’u da öğrenebileceğim ölçüde öğrenmek isterim.
Genel seçimler yaklaşırken, ne tür çalışmalar planlıyorsunuz?
Seçim kampanyasında seçmenlerin dikkatini çekmek istiyorum ki; İstanbul’un yönetimi, sorunlarının çözümü için yerel yönetim birimlerinin değiştirilmesi değil, Türkiye’nin yönetiminin değiştirilmesi gerekiyor. Kamuoyu Gezi, Validebağ olaylarıyla ilgili gelişmeleri izliyor ama onun dışında bir de Kuzey Ormanları sorunu var. 1/100 binlik çevre düzeni planı İstanbul’un kuzeyine dokunulmamasını öngörüyor. 2009’da bu plan Topbaş tarafından belediye meclisine sunuldu ve orada oybirliğiyle kabul edildi. 2011 seçimlerine giderken Sayın Erdoğan “Ben seçilirsem, İstanbul’un kuzeyinde 3. köprüyü, 3. havalimanını yapacağım, Kanal İstanbul’u uygulayacağım” diye taahhütte bulundu. Yerel meclis, dokunulamaz, diyor, Başbakan, dokunurum, diyor. İstanbul’un kuzeyinin korunması için belediye meclisinin kararı yetmiyor, Türkiye’nin yönetimini değiştirmek gerekiyor. İstanbul’un en temel sorunu kentsel dönüşüm. 1989’da seçildiğimde daha kentsel dönüşümün adı yokken, Dikmen Vadisi’nde gecekondular için Portakal Çiçeği vadisinde de imarlı konutlar için başarılı kentsel dönüşüm projeleri uyguladık. Tabii İstanbul’u çalışmamız gerekiyor, seçimlere giderken “İstanbul 2015” başlığını taşıyan bir çalışma hazırlayıp sayın genel başkana sunmak gerektiğini düşünüyorum. 2011 seçimlerine giderken AKP seçim bildirgesinin yanı sıra İstanbul ve Ankara için ayrı ayrı program sundu. İstanbul’un sorunlarını çözmek,Türkiye’nin iktidarına gelmekten geçer.
İl başkanı olarak Gezi’nin verdiği mesajı aldınız mı?
Gezi, kent yönetimine katılım talebidir. Yaşam alanıma katılımım, görüşüm, rızam olmadan müdahale edemezsin mesajıdır. Bu mesaj dünyanın bütün “asi” kentlerinde yükselen bir mesaj. Bu, katılım talebinin patlamasıdır. Asi kentler, asi meydanlar var. 2004 yılında insanlık tarihinin en önemli kilometre taşlarından biri oldu; ilk kez kentsel nüfus kırsal nüfusu aştı dünyada. Artık talepler dünyanın ünlü kentlerinden, meydanlarından yükseliyor. Artık meydan adlarını öğrendik dünyanın, onlar da Gezi’yi öğrendiler. Gezi gibi asi meydanlardan kent muhalefeti yükseliyor. Bu, Türkiye solu için de, dünya solu için de geçerli. Artık kent odaklı bir bakış açısını geliştirmek zorundayız. Bunun özünde de katılım talebi var. Bunu Gezi’de, HES’lerde, Soma’da görüyoruz. Müthiş bir mekân duyarlılığı var. Bu, yeni bir gelişme, partilerin bunu görmesi, kucaklaması lazım. Bu mesajın yükseldiği yerde il başkanı olarak bana düşen görev de; bu sesi dinlemek, bu sesi partime, partimin seçim programına, İstanbul 2015’e taşımak. Bu sesi biliyorum, tanıyorum, bu sese hak da veriyorum, 2015 programına taşıma kararlılığındayım.
'Örgüt müdahale etmelidir'
Şişli sorunu nasıl çözülecek?
Yerel yönetimlerin yasaları, kuralları, Danıştay tarafından geliştirilmiş içtihatları var. CHP’nin kendi hukuku var. Hem yasalar, hem de parti hukuku kullanılarak bu sorunun çözüleceği kanısındayım. Eğer ona rağmen çözülmezse, o zaman da örgüt müdahale etmelidir.
Mustafa Sarıgül’in sizin için ‘İstanbul’u tanımaz, yanına 4 rehber verilmesi lazım’ dediği haberleri basına yansıdı. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Sarıgül telefon açarak kutladı ve başarı dileklerini iletti. O sözler benim de kulağıma gelmişti. Herhalde öyle bir açıklama yapmış olması söz konusu değil. Her ikisi birden olmaz yani. Hem kutlamak, hem de öyle bir değerlendirme yapmak olmaz. Öyle bir değerlendirme yapılsa bile; herhalde kötü niyetle değil de bir espri çerçevesinde dile getirilmiştir. Şişli konusunda Sarıgül, İnönü isimlerinden bağımsız olarak o değerlendirmeyi yapıyorum. Bu sorun aşılabilir, aşılmalıdır. Yasalar ve parti hukuku çerçevesinde aşılamazsa parti hukukunun öngördüğü öteki süreçler işletilir.
Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın Kadir Topbaş’ı AKP’nin seçim marşı ‘Dombra’yı çalan bando ile karşılaması eleştirilmişti...
Partinin bu tür şeylere karışmasının doğru olmadığını düşünüyorum. O, Beşiktaş Belediye Başkanı’yla kendi hemşerileri, seçmenleri arasındaki bir sorun. Eski bir belediye başkanı olarak söylüyorum; partinin karşılamalar şöyle yapılsın, karşılamalar sırasında şu çalınsın gibi bir müdahalesi olmamalı....
İstanbul milletvekili adayları nasıl belirlenmeli?
Tartışmasız biçimde önseçimi savunuyorum. Alınmış kararlar var, yüzde 85 önseçim yüzde 15 merkez yoklaması uygulanmalıdır. Ama Türkiye genelinden gelerek İstanbul’a taşınmamalıdır da, İstanbul büyüklükleri itibarıyla uygulanmalıdır.
En Çok Okunan Haberler
- Almanya'da 'Noel pazarına' araçlı saldırı
- Gazeteci Özlem Gürses gözaltına alındı
- Tel Aviv’i balistik füze ile vurdular
- 'Neredeyse 2 hafta oldu'
- Yoğun bakımdaki Emre'den acı haber
- 'Kanlı Noel' saldırganı hakkında neler biliniyor?
- Otel ve villa yapılacak
- Üniversiteden skandal ilan
- 'Ekonomist Erdoğan'ı sordu, yanıt İmamoğlu oldu!
- 10 milyon dolarlık ödülü kaldırdılar!